21 Temmuz 2016 Perşembe

Doğu'nun Kalbine Seyehat - Çin ve Hind Ülkeleri Hatıraları ve İlaveleri

''Çin ve Hind Ülkeleri Hatıraları ve İlaveleri'' ne uzun bir başlık oldu. Kitap yazarını  not almadım, çünkü  3 farklı kitabın derlenmiş hali. Birde yazar adlarını yazsam başlık yazmaktan başka bir yorum yazmaya üşenirim.
Kitabı bitirdiğim gibi bir iki satır yazmaya başlıyayım gün içerisinde devam ederim dedim de içim bir tuhaf. Kitap sonunda Hind diyarında kendini canlı canlı yakan normal olmayan şahısları okudum. Birde ülkemizin içinde bulunduğu durumu düşününce karışık duygular içindeyim. 
Kitapta kendini öldüren adamlar dışında başka bir şey yok mu?
Tabi ki var ama daha önce okumuş olduğum seyahatnamelerden kıyaslama yapmam gerekirse yeni bir şey yok.

Daha önce ne mi okumuşum?


Daha önce pek çok şey okudum konuyu uzatmamak için şuan Müslüman seyyahlara değineceğim. 

İbni Battuta seyehatnamesi- YKY - Çeviren;  A. Sait Aykut
İbni Fadlan Seyehatnamesi -  Yeditepe Yayınları - Çeviren; Ramazan Şeşen
Gırnati Seyehatnamesi -  Yeditepe Yayınları - Çeviren; Fatih Sabuncu

Bu seyahatnamelerden sonra kitap pek ilgimi çekmedi. Kitap, 3 farklı kitabın bir araya getirilmesi olunca kendini de tekrar etmiş oldu.

Hangi kitaplar derseniz.

1. Kitap; Süleyman el- Tacir'in 852 yılında Cin ve Hind diyarına yaptığı yolculukları, geçtiği yerlerdeki denizlerin durumunu ve duyduğu ilginç olayları anlatığı Ahbar el- sin ve'l - Hind adlı eseri.

2. Kitap; Yezid el - Sirufi'nin Ahbar El - Sın Ve'l - Hind Zeyli . Yazar Süleyman el Tacirin kitabını kendisinden yaklaşık 50 yıl sonra ( 900 Yıllar ) okuyup değerlendiriyor ve ilaveler yapıyor.

3. Kitap; Mesudi'nin 952 yılında yapmış olduğu yolculuklarını Süleyman el Tacir'in ve Yezid el Sirufi'nin notlarından yararlanarak oluşturduğu   Müruc Ez Zeheb'i.

Bu 3 kitap birbirini tamamlayacak/ teyit edecek şekilde 50 yıl ara ile yazılmış. Benzer mekanlar, olaylar 3 kitapta da geçmektedir.

Hangi detaylar derseniz.

Kendini yakmak isteyen Hintlilerin hükümdardan izin almaları ve kendilerini diri diri yakmaları.

Serendip adalarında değerli taşların çıktığı.

 Serendip adası ( Seylan / Sri- lanka ) üzerinde bir tepede Hz. Adem'in ayak izinin olduğu.

Hint ve Çin diyarında elde edilen misklerin toplanması, nakledilmesi ve değerlendirilmesi.

 Maldiv adalarında da hakimiyetin kadınlar elinde olduğu ve alışverişte para yerine deniz kabuğu kullanılması.

Dünyanın geçici olduğunu vurgulamak için ölen hükümdarlarını sokaklarda sürüklenmesi.

Hind hurmasının çok değerli olduğunu ve ilaçlarda kullanıldığını. İskender Hindistan üzerine yürüyünce hocası Aristo'nun hind hurmasına sahip olması için İskender'e mektup yazdığını. İskender'inde bir adayı tamamen boşaltırıp yerine Yunasitan'dan yerli halk yerleştirdiğini kitaptan öğrenmiş bulunuyoruz.


Bu detayların haricinde daha önceki seyahatnamelerde geçen deniz kızı ve devler ile ilgili hiç bir detay bu kitapta mevcut değil. Ya o dönemde gezilen mekanlarda bu hikayeler anlatılmıyor ya da kitapta yer verilmemiş. Zaten bölümlerin sonlarında pek çok detay var ama değinmedik yada şu kitapta bahsettik  diyede belirtiliyor.

Kitap sonunda kullanılan haritayı beğenmediğimi de eklemeden edemeyeceğim. Üç farklı kitap bir arada ise her biri için farklı harita kullanılması ve daha detay verilmesi gerekirdi.

Bu konuda Yeditepe yayınlarının yeni bir düzenleme getirmesi gerekir diye düşünüyorum.

Şimdilik benden bu kadar.
Uzun süre daha seyahatname okumam diye düşünüyorum. Aslında Gerard De Nerval'in Doğu'da Seyahat adlı eserini okumak istiyorum ama bulamadım. İntertnetten şipariş vereyim dedim. Şunu da alayım bunu da alayım diye bir liste hazırladım. Gözüm korktu.


Hangi ara okurum, nereye koyarım diye düşünmekten alamadım, Kitap fiyatlarına hiç değinmiyorum.
Her şey indirime girdi de bir benim listemdeki kitaplar girmedi.

Belki Hay bin Yekzan'ı alırım. 
Ben karar verene kadar esenkalın. 


15 Temmuz 2016 Cuma

Günler geçip giderken

''Zamanın hızlı akması kıyamet alamet imiş'' diyen varda ben hiç bir yerde okumadım. Halbuki kuran kurslarında okumadığım kitap bırakmadım. 
Bu söz doğru mudur bilinmez. Bilinen bir şey varsa zamanın çok çabuk aktığı fikri herkesce sabit. 
İki hafta önce yazı yazmışım, fuara gittim diye. Fuara gideli bir ay olmamış ben unutup gitmişim. Öyle ise  cümleye ilave edeceğim ''Ahir zamanda insanlar zamanın çok hızlı geçtiğini düşünecek. Dün yaşadıklarını uzak bir geçmiş gibi algılayacak'' mantıken zaman hızlı akıyorsa, yaşadıklarımızda çok eskimiş olacak. 
Neyse efendim bu iki haftada ne yapmışım. 
( Bu arada yazıya 11 temmuzda başladım bakalım ne vakit biter )
Uykusuzluğa gelemiyorum diye ramazanda tek öğün beslendim, sahur yapmadım. Ezandan 5 dakika önce kalk, su iç, namaz kıl yat. Tüm ramazan bu şekilde geçince takati kalmıyor insanın. Çok şükür hasta olmadan ramazan bitti. Bu zaman zarfında 3 kilo verdim o ayrı dava. Annemin deyimi ile yüzüm kaşık kadar kaldı.  

Bayramda tatile gidelim dedik. Tatil yerini yengeme ( abimin eşi ) bıraktık, diğer 6 kişi ona tabi olduk. Memnun kaldık mı? Kendince güzel bir tatil olabilir ama bizim tercih edebileceğimiz bir yer değildi. 

Tatil yerinin Keşan Yaylaköy olduğunu söylemedim di mi?
Tatil sitesinden ev tuttuk. Ev bakımsız, yataklar berbattı. Denize araba ile gittik, yosunlu  ve tıklım tıklımdı. 
Bunca şey yazdıktan sonra tek olumlu yanının sitenin sakin olması idi desem ''ne dama giriyon ne de damdan çıkıyon'' diye cümle kurarsınız :)

Tatilden döndük kuzen nişanlandı. Nasipse kasıma düğün var.


Onun dışında yaşayıp gidiyoruz işte. 
Gezmeye tozmaya takatim yok gezemiyorum. En iyisi bir pazara gidip kendime bir iki kilo takat satın almak.  Temel Reis gibi ıspanak yesek güçlensek fena olmayacak. Yok yok ben en iyisi doktora gideyim ama ne zaman?
Yattığım yerden kitap okuyayım diyeceğim onuda yapmıyorum. Ne ara yaşlandım da her şeyden elimi eteğimi çektim.
 Zaman dur gitme!
Sahi eskiden, çok da eski olmayan eskiden neler yapmışım.

2015
  • 5 adet kitap okumuş, ay sonunda köye gitmişim.

 2014
  • Kaktüslerime nazar değmiş en hızlı büyüyen kaktüsüm yağmurda çürümüş. Demek neymiş iki yıl öncede temmuzda yağmur yağmış. Bu arada o vakitlerde mevcut olan kaktüs hevesim kalmadı. 
  • Hint filmleri izlemişim bir kaç tane aklımda kalan sahnelere değinmeden Dhoom 3 filmini izleyin diyeceğim.
  • Ramazan temmuza denk gelmiş. Beyazıt Kitap Fuarına gitmiş 4 kitap almışım. Şaşırtıcı bir şekilde hepsinide okumuşum.  Bayramda da Göksu'ya gezmeye gitmişiz. 
  • 2. yaz okuma şenliği ilk ay mütaalasını yapmışım 10 kitap 2186 sayfa. Oldukça iyiymiş.
2013


2012

  • Uzaya Türk uydusu gönderilmiş, adı da Göktürk imiş yeğenimle adaş! Tabi o vakit Göktürk küçük 6 yaşında. Şimdi kazık kadar. Çocuğa mesaj attım ( evet 10 yaşındaki çocuğun telefonu var) yaşıyor musun dedim. '' evet yaşıyorum, ne oldu ki '' cevap atmış. hiç halan yaşlanıyor diyecektim demedim :)
  • 2012 ne güzel sene imiş, Kitaplaşma etkinlikleri, mimler, çekilişler ne güzelmiş.
  • Eski paralar, eski aletler ne güzel şeyler. Bir zamanlar, bizden önce birileri yaşamış gitmişler. Bizde gidiciyiz diye hatırlatıyor. 
  • Bir ara yemek tarifi veriyormuşum. Geri dönünce gördüm. Şuan bir marul dahi doğramıyorum. 
İşte blog günler geçiyor bir şekilde.  
günlerinizin güzel geçmesi dileği ile esenkalın.