30 Nisan 2014 Çarşamba

Hey gidi günler hey - Samiha Ayverdi

Kitaba  daha önce başlayıp bırakmışım.  Sayfaya gelene kadar daha önce okuduğumu unutmuşum.  
Kitap bir önceki kitaba göre daha sade bir dile sahip. 


Daha önce Küplücedeki Köşk adlı kitabı okumuştum.  Bazı konulara iki kitapda da yer verilmiş.  Biraz sıkılmadım değil.  

Benzer hikayeler muhabbetine rağmen kitabı beğendim,  tavsiye ederim.  

Çooook yorgunum,  halbuki sokağa dahi çıkmadım. Yorgunluktan parmaklarımı dahi hareket ettiresim yok. Ben gidiyorum.

22 Nisan 2014 Salı

Insan ve Şeytan - Samiha Ayverdi

En son okuduğun iki kitapta beni zorladığı için bu kitaba başlarken tereddütlerim vardı.  Genel olarak Samiha Ayverdi nin dili ağır üzerine zorla okuma eklenince bitiremem sandım. 

Kitabın dili tahminimden daha rahattı bir çırpıda bitti. 


Kitabı okurken kelime dağarcığımın ne kadar sınırlı olduğunu gördüm.  

 Bığâne ilgisiz demekmiş. Diyerek bilmediğim kelimeleri sizinle paylaşacaktım. Bir baktım Türkçe karekterleri olmayan tablet kullanıyorum. Bığâne'nin ı'si şapkalı olacak ama yazamadım.  Sırf teknolojinin yüzünden canım bilgi birikimimi sizinle paylaşamıyorum.

Şebeklik yaptığıma bakmayın,  durum içler acısı. 
Efendim ben rezil durumumu bir nebze düzeltmek için kitap okumaya gidiyorum. Siz kalın sağlıcakla.  Kitabı soracak olursanız güzeldi,  okuyun efendim.
Esenkalın.  

19 Nisan 2014 Cumartesi

Istanbul Bir Masaldı- Mario Levi

Milattan önce bilmem kaçlarda bir kitap okumuştum.  Türkiye de öteki olmak diye. O vakitten beri Mario Levi okumayı düşünüyordum. Nasip bu vakte imiş. 
Yazar hakkında pek bir fikrim yok. Ne yazar, tarzı nedir bilmeden kitaba başladım. 


Kitabın başında kişilerin özeti var. "Ne gereksiz ayrıntı,  sonda olaydı bari" diyerekten serzenişte bulunsamda gerekli bir şey olduğunu daha sonra anladım.
Kitap birbiri ile alakalı gibi gözüken parçalardan oluşuyor.  Kitabı okumaya başlayınca cümlenin başı ile sonunu birbirine bağlayamadım.
Kitapta bir kişiyi anlatacak diyelim; nereye gitmiş ne yapmıştan daha ziyade onun içinde kalanlar ve yaraları ön plana çıkmış.  
Yerinde güzel tespitler var. 
Yerinde güzel tespitler var ama acemi blogger kendini kitaba vermemiş, neden ki? 
Kişileri anlatırken o kadar detay vardı ki kim kimdir, kimin nesidir karıştırdım.  Kitap üç hafta gibi bir sürede elimde süründü.
Bittide ne oldu, hiç birşey anlamadım
:(
En iyisi susayım.

15 Nisan 2014 Salı

Kamera arkam

Sevgili blogcan nabrut mim yapmış yazılarınızı nasıl yazıyorsunuz diye.
Bende tam böyle bir soru bekliyordum, derdimi dökecek.

Kendi pc'im eski arada sırada nete girmiyor. Zaten bloglara yorum bırakmıyor da.  Bende çoğunlukla ablamın tabletini kullanıyorum. Tablette Türkçe karekter yok sinir oluyorum tek tek düzeltmek zor. Resim çek yükle tablette kolay ama link vermek kes kopyala zahmetli.
Çoğunlukla tabletten taslak yapıyorum pc den devam ediyorum.
Bazende yazdığım taslakları unutuyorum :)
Şaka yapmıyorum ciddiyim. Şuan tabletteyim pc den bakarım.
( 22 taslak varmış,  neler olduğunu unuttum bile )



Bilgisayarda ekran olarak türbenin bahçesi var. Yahya efendi yada yusa hazretlerinin mekanı.  Tam olarak hatırlamıyorum. Sonbaharda arkadaşlarla Beykoz korusuna kahvaltıya gitmiştik ardından türbe gezmiştik. Güzel bir gündü.


Duvarlarda mezar taşları var, manzara güzel gidin diyeceğim de neresi :)
Yazı yazarken masa kullananlardan değilimdir. Pc, tablet her ne varsa elimde/kucağımda onunla boş bulduğum heryere oturabilirim.
Son zamanlarda internet kalitesizligi yüzünden yazı yazmam zaman alıyor.  Bende yazıyı bitirip yayınlamaktan vazgecebiliyorum :(

Mim içinde başka bir açıklama gerekiyor muydu? Bilemedim şimdi.
Benden bu kadar, isteyen üzerine alınıp cevaplasın. Kimse okumazsa ben okurum.
Esenkalın efendim, soğan doğrayıp geldim gözler fena, daha devam edemeyeceğim.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Hayal kırıklığı; bebek pikesi

Söze nasıl başlasam bilemedim o kadar ki üzgünüm.
Annem pikeyi getirdiğinde masayı topluyordum. Tüm tencereleri yıkadım yine sakinleşemedim. Incesaz dinledim, üstüne yeni türkü dinledim yok yok sakinleşemedim.  
Makinayı boşaltıp elde mi yıkasam.
Daha önce bebek pikesi işlediğimi söylemiştim.  Annem 3 tane örneği pikeciye getirdi. Kuşlu olanı erkenden yapmasını ve sade olsun istedik ortaya çıkan tablo bu.


Ilk bakışta güzelmiş gibi ama değil. Dört sıra kuş olması gerekiyordu bir tanesinin üzeri kapatılmış. Baş taraftaki kareli küpür ne alaka yani. Seccade mi bu? Hadi yaptın neden kuşları kapattın. Ben o kuşlara emek sarf ettim di mi?


Yastık niyetine işlediğim daracık olmuş içine ne konulur ki. Çarşafda  pikeye göre büyük olmuş. 


Pikenin altına kumaş dikilmemiş. Kenarlarına kocaman kumaş dikene kadar altına dikilseymiş iyiymiş. 
Özetle canım sıkıldı,  emeğim heba edilmiş geldi bana.
Haklı degil miyim?
Hı birde kullanılan kumaş tiftiklenmiş.
 Bunca kusura 60 lira vermiş olmamız da cabası. 
Küpür güzel ama köşe kıvrımlarının kesilmesi gerekmez miydi?
Bilirkişi olmadığım halde bunları söylüyorsam bilir kişi kim bilir ne kusurlar bulur.
Ben sakinleşmek için uğraşlar bulmaya gidiyorum, sizde motive edici yorumlar bırakın olur mu?

6 Nisan 2014 Pazar

Şark Han

Blog aleminde şarkhan'ı görüyordum.  Bende gitsem diyordum, sevgili blogcanlar ucuz olduğunu söyleyince bende arkadaşlarla gideyim dedim.


Blogcanlar yerinin karışık olduğunu söylediler,  biz gitmeden kroki çıkarmıştır hiç zorlanmadan bulduk. 


Pek çok yerde gördüğümüz objeler.


Deniz Baykal defne sabunu kullanıyormuş. Yoksam gençliğin sırrı defne sabunu mu :)



Boy boy, çeşit çeşit kandiller. Sadece mint ve pudra yok.


Askılık


Bunların adı ne bilmiyorum. Maketin parçaları uygun şekilde kesilip paketlenmiş. Çeşitler boldu, erkek çocukları için ideal hediye.


Şark han 6 katlı biz 3 katı gezdik. Mescitden çıktık ki her yere örtü serilmiş. 
Genel olarak çeşitler bol olsada fiyatlar uygun değildi.  Hani piyasanın altı idi, mübala sanatı. 


Bu kuşları almayanı vuruyorlar :)
Geçen hafta Bakırköy pazarına gittik. Orada da vardı. Hava tam fırtına havası olunca erken dönmüştük.  Fiyatlar aynı.  Hatta küçük kuş 5 lira idi. Ben 7,5'a aldım. 
Sadece bu kuşları alacaksınız Bakırköy pazarına gidin derim :)

Bir iş yapıyorsanız özenerek yapın.  Ne biçim boyamışlar. Üzerlerine yanlışlıkla renkli su dökülmüş gibi. 
Neyse efendim " ben 350 liraya iç organları gözüken saat almak istiyorum" derseniz çok güzel,  ilginç saatler var.

Gezin görün yeride prakit bulunabilecek bir yerde. Türk Telekom'un yanından gireceksiniz.  Bana tarif eden ptt dedi. Allahtan pimpirikliyim haritadan baktım.

Mısır çarşısının peynirciler tarafindan girince ilk sokaktan (sabuncu han sk ) yukarıya çıkın 4 yol ağzına gelince bir taraf marputcular, bir taraf tahtakale caddesi (sağ taraf). Tahtakale caddesinde Türk Telekom'dan içeri girin, ilk soldaki çıkmaz. 

Komik bir tarif oldu. Siz zekisinizdir anlarsınız. 
Esenkalın efendim.