31 Ocak 2015 Cumartesi

Temple Grandin

Biyografik filmler izlemeyi seviyorum. Izlerken daha samimi buluyorum. Saçma bir sahnenin karşına çıkma ihtimali olmuyor.

 Filmi arkadaşım tavsiye etmişti.  Konuyu bilmiyordum bildiğim tek şey kadının otizm olduğu.  Aklınıza Benim Adım Khan gelmesin. Tamam Khan da güzeldi ama abartılı sahneler vardı.  Bu film kurgu değil.


Film gerçek yaşamdan uyarlama. Gerçek bir azim öyküsü. Kızın azminehayran kaldım.  Oyuncuyu tanımıyorum kimdir, başka filmi var mıdır bimiyorum. Tek bildiğim nette araştırma yaparken canlandırdığı katekterle benzerliği.  Yada ben beğendiğim için benzettim.


Neyse efendim ben çok uzatmayayım siz filmi izleyiverin.
Esenkalın efendim. 

30 Ocak 2015 Cuma

yeni yıl okumaları

Her insan evladı gibi yeni yılla birlikte yeni yeni listeler yaptım ( şimdilik kağıda dökmedim, kafa bedava) .  Henüz yılın başında olduğumuz için de liste dışına çıkmadım. Listeme uygun kitaplar olarak, gezi ve şark edebiyatından seçtim.  Öncelikli tercihim bizi biz yapan kitaplar. O yüzden ilk kitabım Ömer Nasuhi Bilmen den.

Kendisini ilmihali ile tanıyoruz.  Nedense ilmihal yazdıysa yakın bir dönemde yaşamamıştır diye bir düşüncem vardı.  Cahilliğimi bir kez daha gördüm. Romanı görünce şaşırdım.  Hemen başladım, hemen bitiremedim. Dili ağır ilerliyor. Konu pek yok, sevgiyle büyüyen iki bireyin evlenip yuva kurmasını konu alıyor.  Kişilerin birbirine hitap şekli,  saygıları sadece kitapta olurmuş gibi geliyor. Güzel bir dille kitap ilerliyor, bitmesin istiyor insan ama bitiyor. 88 sayfanın bize bıraktığı hoş bir dille konu kapanıyor.  Bizde başka kitaplara doğru yol alıyoruz. 

Ikinci kitap gezi yazısı; Cihan Okuyucu dan göz gördü kalem yazdı. 


Yazarın farklı zamanlarda yapmış olduğu gezilerin derlenip toplandığı bir kitap. Bazı bölümler 1990 larda geçerken bazıları 2004 de geçiyor.   
Kitap sadece gezilen görülen yerlerden bahsetmiyor. Ülkelerin siyasi yapısından,  ekonomik durumlarından da haber veriyor.
Kitabın eksik yanı harita yada fotoğrafların olmaması.  Kitapta bir iki görsel olsaymış fena olmazmış. 

Üçüncü kitap Şark edebiyatından.

Sadi Şirazi - Gülistan

Süslü püslü cümleler kurmayacağım.  Kitabı sevemedim. Büyük bir ihtimalle çeviri hatasıdır. Şiir var ve bununla alakası olması gereken metin var. Ne yazık ki şiir ve metin birbirine parelel gitmiyor. Bu siirin yorumu bu olmamalı diyor insan. 
Neyse bekli başka çeviri bulur okurum.

Beş kitap ile yılın ilk ayını kapatmış bulunuyorum. Hangi beş diyorsanız.  Diğer iki kitap.
Sisle gelen yolcu
Habeşistan da bir mevsim

Benden bu kadar. Bakalım kısacık şubat dönemine kaç kitap sığdıraçağım.
Esenkalın efendim. 


24 Ocak 2015 Cumartesi

kargo heyecanı

Allahım ne mutlu bana küçük şeylerden mutlu olabiliyorum :)
Yeni yıl gelmeden ablam derin tarihe abone olmuştu.  Derginin gelmesi biraz gecikti.  ilgili kişileri arayınca iki dergiyide anında gönderdiler.  Ablam dergiye babam için abone olmuştu. Babama sordum derginin ekini kullanmayaçağını söyledi.  
Takip edenler bilir derginin eki Osmanlıca ajanda.


Benden ajandaya el koydum.
Ablamla aramızda ajanda/not defteri muhabbeti döner durur. İstisnasız tüm ajandalarında gözüm vardır.  
"Ajandaya kitap notlarını yazacağım" dedim. Ablamda yazabilirmiş. "Ama ben osmanlıca yazacağım" dedim. "Olabilir" dedi ve ajanda bana kaldı. 
Osmanlıcayı benim yazmamı beklemiyorsunuz di mi? Netten baktım,  çeviri yaptım :)


Ilk etapta ajandaya sol taraftan başladım baktım ay kısmına aralık yazıyor ( o kadarını okuyabiliyorum ) döndüm sağ yüzünden yazdım.  Tarih attım adımı yazdım.  Adımı beğenmedim tekrar yazdım. 
Ablam gelmeden bir kaç sayfaya da not yazdım.  Ajanda kesin benim :)
Ikinci kargo babil.com dan. Menekşe abla Salih Suruç'un kitabını alacakmış ablamdan rica etmiş bende yanına kendi istediğim kitabı ilave ettim.


Salih Suruç'un efendimizi anlattığı iki ciltlik kitabı daha önce okumuştum,  tavsiye ederim. Ibn batutanın seyehatnamesi uzun zamandır aklımda idi, ablam almış oldu.
Netten sipariş listesi hazırlıyoruz. Baktık kitap 26 lira, benzer kitap 12 lira. Diğer yayın evinde batutanın  efsanevi yolculuğu yazıyor. Ablam " bak bunu al efsanevi diyor, senin kitapta efsane yok cok sıkıcı" amaç ucuza kaçmak.  O zaman kitap yudundan vazgeçip babil.com a baktık. Bir iki lira fark ediyor. Bizde babil den sipariş verdik. Salı günü sipariş verdik cumartesi geldi. Biraz geç geldi. Kitap yurduna nazaran daha düzgün paket yapıldığı için geç gelmesi gözüme batmadı. 
Şimdi Osmanlıcamı çalışsam kitap mı okusam?

12 Ocak 2015 Pazartesi

Habesistanda bir mevsim

Allahım bir kitabı okumak bu kadar mı zaman alır? Kaç kere niyetlendim, okuma listelerine ilave ettim, çıkardım bor türlü okumak nasip olmadı.
Kitabı aylaaaar aylar önce (baktımda iki yıl once imiş) menekşe abla vermişti.  Hani okuyupta bitiremediğim "menekse ablanın verdiği kitaplar" diye etiketliğim kitaplar. Evet evet bildiniz. Kitap o zamandan beri okunmayı bekliyordu. 
Menekşe abla 24 ocak 2004 de okumuş, beyaz afetin istanbul'u perişan ettiğinde diye not düşmüş.  Demek ki bende kar yağdığı zaman okumalıymışım. 


Kitap Artur Rimbaud üzerine kişileştirme imiş.  "Artur Rimbaud da kimmiş?" dediğinizi duyuyor gibiyim.
 Çekinmeyin sorun sorduğunuz şahısda yazarı tanımıyor zaten. Kendisi Fransız,  farklı bir kişilik.  Benim sevebileceğim bir kişilik değil,  o sebepten detaya girmeyeceğim. 
Kitaba anı yada biyografi niyeti ile başladım.  Her anıda olabileceği gibi birazcık seyehatname türüne kayıyor.  
Özetle bu seneki hedefim olan anı,  biyografi, gezi ve mektup türlerinden pek çok özelliği içinde barındırıyor. 
Ee öyleyse ben bu kitabı neden sevemedim?
Anlayış tarzına bir türlü karar veremediği için mi yoksa anlattıklarını mantıklı bulamadığım için mi? 
 Kitabın bazı bölümleri birinci ağızdan, bazı bölümleri de üçüncü tekil şahısdan. Aa birde konu geçişleri nasıl olduğunu anlamadan olaylar bir Fransa'da hastanede birde çöllerde geçiyor.  Bir orada bir burada!

 Yazara göre harar da gece olunca yaşlı ve hastalar sokaklara bırakılıyor ki aslan ve köpeklere yem olsun. Galiba kusacağım. 
Rimbaud ticaret için gittiği Habeşistan da daha önce kimsenin gitmediği bölgelere gidiyor. Peki ama o bölgeler neresi ki?
 Bir harita ile kitap tamamlanmış olsaymış fena olmazmış.  
Kitabın sonuda pek ani bitti. Sanki kitap yazılırken yazar ölmüş de bilgilerin kaynağı kesilmiş gibi.
Bazı türleri hiç anlayamadım gitti!

5 Ocak 2015 Pazartesi

Yeni yılın ilk kitabı

Aman efendim bu günler yıllarda hiç durmuyor, koşuyor. Hiç sormak yok "bu insancıklar  bu hıza yetişir mi, neler yapar?"
Saka maka yıllar geçiyor yıpratarak.
Yeni yıl gelmişte 5 gün geçirmiş.  Bu beş gün nasıl geçmiş neler yapmışım diye bir baktım. Koca bir HİÇ.  
Boş boş evde oturdum. Birgün çalıştım yine tatil. 
2014 yılında blogumu ihmal ettim okuduğum kitapları dahi yazmadım.  Yeni yılda düzenli blog yazar miyim bilmiyorum, bunu zaman gösterecek.  Şimdiden ilk kitabı yazayım geri belki gelir.
2014 yılında 69 kitap okumuşum.  Bence güzel bir başarı. 2015 de bu istikrarı sağlar mıyım? Cevapsız. 
Geçen seneki hedefim yeni yazarlara öncelik tanımaktı bu seneki hedefim gezi yazıları ve Şark edebiyatı. 
 Henüz bir listem yok, önerilere açığım.  
Aklımda ibni battuta seyehatnamesi var ama masraf yapmakta istemiyorum. Malum kule gibi okunmayı bekleyen kitaplar var.
Yıllar önce Menekşe Ablanın verdiği kitaplar hala okunmadı. Sahaflardan aldığım kitaplara başlamış olsamda henüz yarı olmadı.

 (5 tanesini okumuşum)





 (5 tanesini okumuşum)

(Ay böyle yazınca/resmedince güzel okumuşum diyorum. Hemende şımarıyorum canım)

Bir yerden baslamak lazım dedim ve yaz kampında beri okunmayı bekleyen Sisle gelen yolcu kitabına başladım. 


Yazarın daha önce şeytan yemini adlı kitabını okumuştum.  O kitapta da sonu tahmin edemedim bu kitapta da.
Yuppi içimde bir psikopat yok :)
Efendim koca kitapta kimlik aradık aradık bulamadık. 
Nasıl mı?
 Bir ilaç firması çoklu kişilikler üzerine bir araştırma yapar, kobay olarak bildigimiz fare yada maymunları kullanmaz. Kenarda kıyıda kalmış silik, yalnız karekterleri seçer. Artık onlar sisle gelen bavulsuz birer yolculardır. Geçmişe dair tek bir hatıraları bile yoktur.
 Kahramanımız diğer kişilerden farklı olarak her karekterinde de süper yetenek! Bir yerlerde bir anarmallik olduğunu fark eder ve geçmişin peşine düşer.  Her seferinde farklı bir kişi ile karşılaşır.  Matruşka bebekler gibi. Actıkca yeni kişilik.  Zaten projenin adıda matruşkadır. 
677 sayfayı heyecanla okudum. Her bölüm sonunda yeni bir tahminde bulundum, sonuç fıss. 
Yok artık böyle saçma bir son olamazdı.

Yeni yılda beklentilerim değişti galiba, kolay beğenmiyorum. 
Eskiden Atlas dergisini severek takip ederdim. Şimdi son iki sayısını aldım eskisi gibi heyecanlanmadım.

Yeni kitaba başladım zorla okuyorum. Çok mu sıkıcı ben mi mükemmelli arıyorum bilemedim.
Ben orta yolu bulup kitap okuyacağım.  Siz sevgili okurkar buraya kadar okuduysanız biraz daha sabredip kitap önerisinde bulunur musunuz. Şark edebiyatı ve gezi yazısı düşünüyorum.  Tasavvufda olabilir.
Esenkalın efendim.