9 Kasım 2020 Pazartesi

Özet yapacak olursak

 

En son temmuzda doğum günü yazısı yazmışım. O vakitten bu yana bloga hiç uğramadım desem yeridir. 

Sanal ortam yerine gerçek  defter tutmaya çalışıyorum. 

Evdeyim, kimseyle görüşmüyorum.

 Görüşmek istememeyi koronayı bahane etmekte fena fikir değilmiş. Nede olsa insanların yüzüne karşı '' değersiz hissettiriyorsun, ruhumu yoruyorsun '' diyemeyeceğime göre bu şekilde sessizce takılmak daha rahat. 

 

Nerede kalmıştık?

Doğum günü mesajında!

 Düşünme şeklim değişti galiba. Artık eskisi kadar kırıcı gelmiyor. Hâlbuki üzerinden zaman geçince yaşadıklarımın zor şeyler olduğunu daha net fark ediyorum. 

Çok şükür geçiyor.

 

 Evdeyim. Yaz boyunca ablamın ve kardeşimin adına raporlar hazırladım. Az da olsa bir gelirim oldu. Fazlasını da istemedim.  Son bir kaç aydır sınava hazırlanıyordum, sınavda geçti. Kendimi boşlukta hissetmeden acil iş bulmalıyım. 

Uzun zamandır insanlığa karışmıyorum. Nasıl çalışılıyordu J

 

Spora başladım. Sabah 8 de spora gidiyorum. Zayıflamadım ama kendimle baş başa kalma adına çok güzel. Resmen yürümeyi özlemişim. İki senedir sabah akşam yarım saat yol yürüyordum. '' Sabahları yürümeyi seviyorum '' her fırsatta söylüyordum da ruhuma bu kadar iyi geldiğini yürüyüşü bırakınca fark ettim. 

 

En kısa zamanda daha düzenli yürüyüş yapabilmeyi Rabbim nasip etsin.

 

Kısa da olsa bir tatil yaptık geldik. Nihayet kürek çekebildik. Ben kürek çekme işini biraz fazla ciddiye almışım ellerim su topladı :)

 

Seramik kursuna gitmek istiyorum da yakınımda kurs yok.

Çiçek yetiştiriyorum. Yeni yeni çiçekler aldım, mini mini. Her gün büyümüş mü diye kontrol ediyorum. 

 

Bu zaman zarfında kendimi kitap alışvelişine verdim. Ablam '' bunlar hep depresyonda'' diye takılıyor. Teşhisi kendimde koyabiliyorum bana çözümle gel diyorum ama çözüm yok. 

İnternetten takip ettiğim sahaflar var onlardan bolca kitap aldım. Ne zaman hangi sıraya göre okuyacağım ben de bilmiyorum. Gecen seneki Beyoğlu Sahaflar festivalinden aldıkları bitirmedim daha. ( 20 kitabın 10'u okunmuş üç tanesi yarım )

 

Atlas Sahaftan  ayırdığım kitapları yazın kendim gidip almıştım. İkinci defa ayırdıklarımı posta ile gönderilmesini rica ettim. Postaya verdiklerini söylemediler, kargoya numaramı da yazmamışlar kitaplar ben yokken gelmiş. Kitaplar göndericiye dönmeden gittim PTT den kendim aldım. Çok sinir oldum. Yarım saatte alıp gelebileceğim mesafedeki kitapları sırf taşımamak için kargo yapın dedim yine kendim taşıdım. üstüne birde 17 lira kargo ücreti ödedim.

Ne harika di mi? 

 


 
Atlas Sahaftan iki defa yüz yüze bir defa da kargo ile sipariş verdim. Henüz almadığım ama ayırdığım kitaplarımda var.

 

Bakırköy Sahaf dan bir kere alış veriş yaptım.

 

 Pi ve Ci 'yi Bakırköy sahaftan alınca Pi ' yi Kadıköy sahafta çokta makul olmayan bir fiyata aldım. Hava çok soğuktu ve yağmur vardı. Sadece iki kitapla geri döndük.  

Yaşar Kemal Dağın öteki Yüzü 3 'ü Şirinevler de her zamanki sahaftan aldım. İkinci kitabı Kadıköy den aldım. İlk kitabı henüz almadım yine de seriye başlayasım var. :)



Sınav geçti bir şekilde. Önümde AÖF sınavları olsa da kitap okuma listesi yapmak istiyorum. Tabi öncesinde kitaplığı düzenlemem lazım. Yeni haline yerleşemedim bir türlü. Bir yerleşsem alışacağım da olmuyor sığamıyorum.  



Ben biraz daha kitaplığa bakayım acaba nasıl sığdırsam?



12 yorum:

  1. Sığmaz onlar sığmaz, hepsini üste yığ:)))
    (İnsanla da insansız da olmuyor)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik iki sıra dizdim. Yeşil dolabı kendim boyadığım için görünsün istiyorum. O yüzden çoğu kitap kutu ve koltuk altlarında. Emek var gözüksün di mi?

      Sil
  2. O yatay duranları da dik koyarsan belki birkaç tane daha sığar ama hepsi için benimde pek umudum yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yatay dizmeyi düşünüyordum aslında, olmaz mı ki?

      Sil
  3. Blogunuzu takipteyim bloguma beklerim. Kitaplığın baya zengin.

    YanıtlaSil
  4. Şu yer meselesi için kitap almayı bıraktım, tabii epub olarak hala indirme işlemlerinde devamlılık söz konusu ancak gerçekten ne okuyacak haldeyim ne de koyacak yerim var zaten 3 günlük dünyada ne diye kendime yük etmişim diye düşüyorum bazen...Tabii yaş geçtikça daha nerelere evrileceğim diye de düşünmüyor değilim...Sağlıkla....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kitaplarımı kime verebilirim diye düşünüyorum. Benim kadar kıymet verecek birini henüz bulamadığım için az az veriyorum. E kitap indirmenin sonu yok maalesef. İndirdiğim flaj belleğin bilgisayar girişi bozuldu. Telefon girişide şuanki telefona uymuyor. Tüm kitaplar kaldı. Karantinam geçtiği gibi Eminönü ne dönüştürücü bakmaya gideceğim. Yaş ilerleyince en pratik yönteme eğrildiğimiz doğrudur 😊

      Sil
  5. Çiçekler ve kitaplar iyi ki varlar :)
    Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  6. ne kadar dolu dolu bir yazı olmuş, kitap alışverişlerine bayıldım, kitaplığa sığdıramama sorunu bende de var:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bol ışıklı geniş kütüphanemiz olur inşallah, rahat rahat sığarız :)

      Sil

Sizden alalım bir fikir....