28.01.2023
Geçmişte bu gün konseptini hep sevmişimdir.
Geçmiş gün ; Dün
Daha dün bir destan yazı yazdım word dosyasında sonra oradan kesip watsap ile kendime gönderdim. Kendine nasıl gönderdin demeyin. Kendimle baş başa diye bir grubum var. Ablamla grup yapıp sonra ablamı çıkarınca grupta bir tek ben kaldım. Not yazıyorum kendime gelirken patates soğan al gibi.
Neyse ben blogda yayınlarım diye oraya bir destan attım. Sonra watsap güncellemesi yaptım. Tüm yazılar gitmiş. Ne mutlu bana 😊
Neyse efendim ocak ayında az biraz gezmişim sanki. Malum Ankara yabancısıyız en yakın yerleşim yerini keşfe çıktık. Ne nerede satılır, öğrenmeye çalıştık.
Çayyolu Antika pazarına gittim. Bu pazara ilk gidişim değil, aralık ayında da gitmiştik. O vakitte çok üşüyünce güya tedbirli gittik ama yine üşüdük.
İlk gittiğimde Yaşar Kemal'den Ortadirek'i almıştım. İkinci gidişte Yedikıta'nın iki sayısını aldım. Dergileri ambalajlı seçmeye çalışmıştım birinin ambalajı acıkmış içinden ek çıkmadı.
Üç tane Hatıra para aldım. Aldıktan bir hafta sonra 100 yıl hatıra parasını zincir markette bulduk. Satıcı piyasaya yeni sürüldüğünü söylemişti. Yine de 5 lira vererek aldık.
...
Ankara havası çok değişik aralık sonunda Türk Tarih Müzesine gitmiştir. Göz gözü görmüyor sisten biz acık hava müzesine gitmişiz. Neyse ki o gün Türk Cumhuriyetlerinden gelen bir ekibin gösterisi vardı izlerken ısındık.
Ankara’ya geleli 7 ay oldu ilk defa Kale ye çıktım. Daha önce Hacı Bayramı Veliye gitmiştim oradan kale güzel gözüküyordu. Kaleden çevre güzel gözükür diye bir heves çıktım ‘’aa o da ne; ne deniz var, ne yeşillik ‘’😊 Karadenizli biri olarak insanın gözü böyle şeyler arıyor. Bunun için Amasra ve Alanya kalesi tam ideal alan galiba. Gezip gördüğüm pek kale yok olmayınca örnekler iki tane ile sınırlı.
Kalesi olan şehirleri hep sevmişimdir. Masalsı gelmiştir bana. Daha çok savunma ile alakalı olarak savaş çağrıştırsa da benim için masal 😊
Ankara Kalesinde araç park etmek sıkıntı olduğu için az dönüp dolaşıp uzak bir yere Cenâbî Ahmet Paşa Camii yakınına araç park ettik. Bir bahane ile Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri olan camiyi ve kümbetini gördük.
Az yürüyüp kaleye çıktık ama o az yol bile beni perişan ettin. Çok yoruldum, pek gezemedik.
Taş bebek müzesine gittik. Rus dostluk müzesi yada cafesi adında iki yer vardı. Biri düz ayak birdik çıktık resimlere baktık. Kafemsi bir yerdi.
İkinci yer müzeydi. 20 lira ücret ile giriş yapılıyor. İçerisinde resim sergisi var. Resimlerden daha ziyade ortam renkleri insanı içine alıyor. Üç konağın birleşimi. Labirent gibi oradan iniyor buradan çıkıyorsun. Bence kalenin en güzel manzarası oraya ait. Panoromik diye geçiyor zaten.
21.02.2023
Çok hüzünlü bir dönemden geçiyoruz. Bir ay önce hevesle yazdığım yazının devamını getiremiyorum. Acaba ne yazacaktım.
Hem ülke gündemi karışık, hem de işyerinde tatsız olaylar yaşadım.
Son iki haftam çok zor geçti. Yavaş yavaş toparlıyorum. Merkezi bir yerde oturmuyorum, işyeri de sanayi bölgesinde. Gelenim gidenim, arkadaşım olmayınca eskiye göre daha kırgınım.
Kendim için adım attım ve spora yazıldım. Umarım ruhuma iyi gelir.
Umarım iyi gelir ruhuna
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil