19 Ekim 2019 Cumartesi

Doppler etkisi



Doppler etkisi diye bir şey varmış fizikte herhangi bir dalgayı yayan hareketli kaynağın algılanan frekans ile gerçek frekansının arasındaki sapmanın farklı olacağını söyler. Yakınımızda iken ince gelen seslerin uzaklaşınca kalınlaştığı falanlar filanlar.
Bu kitapta o etkiyi bıraktı. Okurken daha naif, değişik bir tat bıraktı. Ne zamanki kitap bitti üzerinden zaman geçti. Doplerin okurken bıraktığı etki değişti. Sorumluluk gibi yıkıldı üzerime.
Neden başarılı olmalıyım ki? Sordum durdum kendime.
Neden olmayayım ki!
Ben doppler gibi ‘’bok gibi’’ başarılı değilim ki başarı sonunda elime geçenlerden bıkıp usanayım. Onca okudum ettim. Okurken yaşadığım sıkıntılara değinmeyeceğim. İş hayatına atıldım. Yine çabalıyorum. Çünkü torpil olmadan kendini ispatlaman cidden çok zor. Bir kadın olarak bazı sektörlerde daha da zor.
Evet zamanı gelecek bende Doppler gibi ya da kitaptaki sağcı karakter gibi düşüneceğim, ama benim o aşamaya gelmem bir Norveçlini yanında imkansız gibi bir şey. Cidden uzun bir yolum var.
Bu kadın ne yazıyor diyeceksiniz. Evet ne yazdığımı kendim bile bilmiyorum.



Kitabı kimden gördüm de aklıma not aldım bilmiyorum. Kitabı alalı da okuyalı da uzun zaman oluyor. Başka bir yazı yazmaya gelmiştim .Gördüm ki burada yarım bir yazı var devam edeyim. 

Bir süre önce arkadaşa doğum günü hediyesi  için kitap siparişi verirken kendime de almış oldum. Kitabı aldığım gibi de başladım ama sindirmem zaman aldı.
Nereden başlasam ki?
Kitaba adını veren kahramanımız  hayatın her aşamasında başarılı olmuş bir insan. Bizim çokça çabaladığımız şeyler bir el şaklatması ile elde eden cinsten. Babasının vefatından sonra ormanda ufak bir kaza geçirip aydınlanma yaşıyor ve ormana yerleşiyor. Öylesine dümdük orman yerleşiyor. Evliymiş, iki çocuğu varmış umurunda olmadan.
Ara ara yemek bulmak için evlere girdiği oluyor. Genelde de emekli bir askerin evine. En sonunda da yakalanıyor. Emekli askerde en az onun kadar anormal bir tip . 
Evine giren hırsızla ahbap olmak!
Nasıl bir yalnızlık halidir?
Babasız büyümenin etkisi diyor kendisi. Hep bir yanı eksik kalmış. Mantıklıda olabilir. Asker olan babasının öldüğü anı maket şeklinde yapmakla meşgul. Amacı maket bitince kendini öldürmek!
Doppler artık eve hırsız olarak değil de bir ahbap olarak gidip gelmeye başlıyor. Ahbap kavramı bizden farklı haliyle. Bizim sürekli kullandığımız tramvay metro hattında yüzlerine aşına olduğumuz insanlara selam vermemiz gibi. Belki muhabbet etmenin cıvkını çıkaran bizlerizdir. Uzun zaman aklımı kurcalayanda bu zaten. Biz bazı insanlarla muhabbet etmemiz gerektiğini düşünüp kendimizi yoruyoruz.  Aynı işyerinde çalışıyorum diye istemediğim insanla muhabbet etmemeliyim. İstemediğim insanla yemek yememeliyim. Tamam Dopplerin durumu da normal değil. Hangisi olmalı aklım karışık.
Hiçbir zaman ortalama insan olamadım. Ya tam olmalı ya da en iyisi.
Bir de Dopplerin evine giren hırsız var. Kendi de bir bakıma hızsız sayıldığı için evine giren hırsıza kendi elleri ile istediği DVD oynatıcısını vermek!
Cidden ilginç. Sonra bu iki anormal insan dopplerin ormandaki çadırında buluşuyor. Hayatı sorguluyor. Evet orman hayatı sorgulamak için güzel bir yer. Bazen bende spordan sonra yapıyorum.
Üç kuruş için bu insanlara katlanılır mı diyorum. Hemen işten çıkmaya karara veriyorum. Az sonra her yerde aynı gereksiz insan profili var neden düzenini bozuyorsun ki diyorum.
İnanılmaz kararsız bir insanım. Doppler bu konudaki  seçimlerimde yardımcı olmadı ise neden okudum ki!
Söylenecek onca şey varken uzatmadan bırakmak istemek!
Ben kaçar gereksiz iş hayatımı, sıradan yaşamımı metronun akıp giden gri koridorlarında az biraz düşüneceğim. Çünkü Bizim Büyükşehir’imizde orman yok. Beton var.



8 yorum:

  1. Keyifle okudum, sorgulayarak da okudum, okudum da ne oldu ki (:

    YanıtlaSil
  2. Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.Sizi de beklerim,sağlıcakla kalın.

    https://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler, iadeyi ziyarete gelirim.

    YanıtlaSil
  4. Ben de okumuştum.Çok çabuk bitirdim kitabı.Okuduktan sonra başımı alıp ormana yaşayası geliyor insanın.Bu kitabın devamı olan Bildiğiniz Dünyanın Sonu adlı kitabı da var.Onu da alıp okuyacağım merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bende not aldım ama yakın zamanda okumayacağım.

      Sil
  5. duymuştum bu kitabı, okumak istiyorum ben de, elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhtemelen ortak takip ettiğimiz bir blogda gördük. Bende nereden görüp okudum hatırlamıyorum.

      Sil

Sizden alalım bir fikir....