26 Şubat 2017 Pazar

HAVADAN SUDAN # 1

Havadan Sudan diye kaç başlık attım bilmiyorum. Saymaya da üşendiğim için 2017 'nin ilk havadan sudan postu ile karşınızdayım. Aklımda pek çok şey vardı ayrı ayrı post yapmak için nasip olmadı bir türlü.  
Annemler cenaze için köye gittiler. İki hafta köyde kaldılar. Ne zor bir şey her gün yemek derdi düşünmek. Rabbim ev hanımlarına kolaylık, diğer insanlara da ev hanımlarına karşı  anlayış nasip eylesin. Canım anacımın telefonun resim çekemiyormuş o yüzden yağan karları bize gösteremedi ama kuzenler sağ olsun gitmiş kadar olduk. 


O kadar çok köy fotosu paylaştım ki artık bu köyü, o çam ağacını  tanımanız lazım. Olur da başka yerde görürseniz ''burası Acemi Bloggerin doğup büyüdüğü topraklar'' demelisiniz, yoksam çok alınırım :)


Neyse efendim annem köyden geldi. Gelirken den lahana kokularıyla geldi ama o kısmı es geçiyorum. Onun yerine yemek fırsatını bulamadığım ısırgan çorbasından bahsedeceğim. Buraya ... nokta koyayım. Annemden tarif alır eklerim. Olmadı ayrı post yapar link eklerim. 

Geçenlerde iş bilgisayarıma kahve döktüm. Koca bir kupa :(
Uzun zaman önce çaycının yaptığı hiçbir şeyi içmiyor, şahsi bardaklarımı yıkamaya vermiyordum. Hal böyle olunca odama mini bir çay ocağı kurdum. İlk başlarda kendim ve arada konteynir arkadaşımla çay kahve keyfi yapıyordum. Sonra diğer teknik kadroda eklenmiş oldu. 

Şimdiye kadar neler tükettik diye düşünüyorum. 


Daha ekonomik olduğu için Nescafe Classic bol bol tüketsekte çoğunluğun favorisi Jacobs  Monarch Millicano. En son Jacobs  Monarch Gold aldık. Bir güzel içeyim içerkende evrak işlerimi halledeyim dedim. Bilgisayarın gözü kahvemde kalmış olmalı ki klavye olduğu gibi kahve oldu. Ters çevirdim sildim. Makina ile kurutacaktım yapma yakarsın dediler. Bende olduğu gibi bıraktım. Başlarda tuşlar tutukluk yaptı, kullana kullana açıldı. Şuan sorun yok gibi.
Geçen haftalarda Mithat Körler  konserine gittik, pek eğlendik. Çok kuduramadık diye matinaya gidelim dedik. En son gittiğimizde Beşiktaş ta patlama olmuştu, o yüzden gitmeye çekiniyorduk. Biz eğlenirken birileri bir yerlerde ölüyor fikri bencilce geliyor. 

Hayat bir şekilde devam ediyor diye gidelim madem dedik. Bu sefer hastalıklar yüzünden gidemedik. Biz en iyisi eğlenmeyelim sakin sakin oturalım dedik. Gidelim CNR Kitap fuarına kitaplarımızı alalım oturalım evde kitap okuyalım dedik onuda yapamadık. 

Uzun zamandır etamin kolye yapmak istiyordum. Netten aparat fiyatlarına bakıp duruyordum. En son bir yerlerde Marputcularda satıldığını haber  aldım. Etaminde almam gerek, pazar günüde her yer kapalı diye uzun zamandır bu fikir askıda kaldı. 
Yüksek Lisansta Meslek Hastalıkları hocası devamsızlıktan bırakacağını söyleyince işten için aldım. Cumartesi okula pazar işe gideyim diye. Cumartesi de ders erken bitti ama hoca bırakmıyor. '' Para ödemişsiniz, erken bırakamayız hak olur'' diye. ''Biz sorun etmiyoruz, hakkımızı helal ediyoruz ne olur bizi salın gidelim'' dedik.
 Tamam şaka bu şekilde esnaf ağzı konuşmadık genel cerrahla. Güzellikle konuştuk az biraz erken bıraktı. 

 Direk marputculara geldim. Ah pardon gelemedim meşhur Mehmet Efendi Kahve kuyruğu izdiham ortamına girdim. 
Oradan havasız marputcuların bitişigindeki camiye gittim. 
Normalde de havasız birde benim nefes alamama sorunum eklenince hiç bir yerde rahat edemedim. Detaylı kolye aparatı bakamadım. İki yerden ikişer parça alıp çıktım. '' etamin nereden alırım'' dedim. Arka sokağa bakın dediler. çok uzun uzun anlatacaktım ne ilgisiz kişiler vardı diye ama sıkmayayım. Daha doğrusu saçma insanlarla muhattap olduğum fikrini unutmak istiyorum. 


Bursa Kumaş pazarına bak dedi sorduğum kişiler. Oraya varmadan yol üstünde bir kumaşcıdan aldım. Güzel şeyler olsada kalabalık, ilgisiz, lakayıt personelden dolayı tek parça etamin ve küçük bir kasnak alıp çıktım. Kasnağı duvara asmak için aldım ama arkasını nasıl yapacağım bilmiyorum. Aslında etamin kolyeyi de nasıl yapacağımı bilmiyorum. Örnekler bakıp bir iki video izleyip sizlerle paylaşırım. Olmadı bu konuda bildiğiniz bir yer varsa  link bırakın direk oradan öğrenelim.

Bu zaman zarfında ağır aksak, severek bir kitap okuyorum. Oscar Wilde'nin Son Vasiyeti. Dili güzel hızlı okuyup  geçmek istemiyorum. Bol bol satır altları çizarek kitabı bir ayda okuma hedefi koydum.  Kaplumbağalarla  yarışıyor okuma hızım :)

Onun dışında AÖF için ve yüksek lisan için bir çalışma planı hazırlamam gerek. O yüzden nette fazla oyalanmak istemiyorum.  Haftaya da yüksek lisanstan sınav var. Hiç çalışmadım. Haftaya kadar notları toparlar bir okuma ile sınava giderim. 

Benden bu kadar değilse de bu günlük bu kadar. 
Allah'a emanet olun. 


4 yorum:

  1. Biraz başım döndü ama hepsini okudum :-)) haftaya sınavda başarılar :-)) kurukahveciyi bende asla es geçmem :-)) ısırgan çorbasının tarifinide dört gözle bekliyorum. Anneye de selamlar :-)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimsenin başı dönmesin diye bazı şeyleri es geçmiştim halbuki :)

      Sil
  2. Ne güzel dopdolu bir post olmuş, kahveler süper gözüküyor, bu arada klavyeye su, kahve falan dökünce kurutma makinesi ile kurutmamak gerekiyormuş demek ki, önemli bir bilgi, kar resimleri çok güzel bu arada, sevgiler.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kahve yoğundu aralara girmeden anında temizledim. Tek sorun maus kısmında, sildikce kahve geliyor.

      Sil

Sizden alalım bir fikir....