15 Mayıs 2012 Salı

Tekrar tekrar kahve

Nedir bu acemi bloggerdeki kahve merakı? Bende bilmiyorum. Öğrenci iken ev arkadaşım çok güzel kahve yapardı, bende yapıyorum ama onunki gibi güzel olmuyor. Şu anki hedefim Hatice'nin kahvesinin tadını yakalamak :) Hamanyoluna her gidişimizde kahvemizi alır öyle dönerdik.
Kahvenin taze olması çok önemli tabi ki. Eskiden kahve çekirdekleri pişirileceği zaman kavrulur, isteğe göre öğütür ve köz ateşinde pişirilirmiş.
Bende alıp kenarda bekletip ondan sonra pişirmeye çalışıyorum :)
Eski zamanlardan beri Habeşistan'da yerli halk, kahve tanelerini öğütüp elde ettikleri undan ekmek yapıyor da ben neden kek yapmayayım dedim. Net başına oturdum. Kek tariflerine baktım.















yapmak isteyen olursa kısacık bir tarif arası;
3 yumurta
1 su bardağı şeker
4 tatlı kaşığı Türk kahvesi (ben daha fazla koydu)
1 er  su bardağı şeker, süt, yağ
1 er adet hamur kabartma tozu ve vanilya
1 yemek kaşığı kakao
kahve ısınmış sütte çözündürülür ve soğumaya bırakılır. Devamı bildiğimiz kek yapımı.
Bilmeyen nil'in şarkısını dinleyebilir :)
Kahveli kek  bayağı bir yoğun oldu çok beğendim diyemeyeceğim. Beğenmesem de arkadaşlar tattırmadan edemeyeceğim, aldım arkadaşa götürdüm. Pek yenmedi kötü olduğundan değil, arkadaş çok güzel yemekler hazırlamış çay kısmına gelene kadar herkes doymuştu andan
- züğürt  tesellisi :) -
Kahveyi sevdiğimden bahsedince arkadaş ''ben Bosna'dan aldım ama kullanmıyorum sen al'' diyerek kendi kahvesini bana verdi.


Kokusu da tadında farklı, köpüğü yok desem yeri. kahvemi yapıp gecen haftadan kalma kitabımı da elime aldım, gel keyfim gel.


Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği tarafından çıkarılan kitap 600 sayfa
İçinde güzel yazılarda var gereksizler de.
Kahve ile ilgili şiirlere çok rastlamasak da türkü olarak sıkça karşımıza çıkar.

Kahve yemenden gelir
Bülbül çimenden gelir
  Ak topuk beyaz gerdan
Her gün yabandan gelir

Urfa türküsü olarak bilinen bu dizeler; Burdur, Edirne ve Çankırı  gibi pek çok bölgede ( sayabildiğim kadarı ile 11 bölge) farklı şekilde yorumlanmıştır.
Yazara göre; bu türkülerde kahvenin Yemen'den gelmesi yani uzaklardan geliyor olması, ufka uzanan bir soluk etkisi oluşturmaktadır.


Kitabı  imzalatırken '' kitabın yazı renginin kahve rengi seçilmiş olması hoş bir ayrıntı'' dedim hadi tahmin edin editör ne dedi.
'' ya öyle mi''
''teyzem bu kitap çıkarken bana danışmadılar ya neden haberin yok diyordum ki'' arkadaş ''yazarın kulakları duymuyor galiba sorulara cevap vermiyor sadece gülümseyip onaylıyor'' deyince  ''hadi affettim'' dedim. Koca profesörde benim ne düşündüğümü önemsiyordu zaten :)

 Neyse çok uzattım. Esenkalın

3 yorum:

  1. ben de kahve severim ama hiç Türk kahveli kek yemedim:)Çeşitli aromalı kahveler aldım.Bu günlerde Damla sakızlı içiyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Kahveli pasta daha önce denemiş ve beğenmiştim. Kek olarak ilk defa denedim ve beğenmedim :)
    aromalı kahve olarak sadece keçiboynuzu denedim. Güzeldi bulabilirseniz tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  3. ben de geçenlerde kahveli kekin tadına bakmıştım.tam babaların ağzına layıktı ve acıydı

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....