8 Mart 2014 Cumartesi

Kör Baykuş - Sadık Hidayet

Bu yıl elimin altında okunmayı bekleyen kitapları bitirmeye karar verdim. Tamam tamam bitirmeyeceğim/bitiremeyeceğim, biraz mübala sanatı kullanayım dedim. 
Okunacak yazarlar/kitaplar listesi tutmayan yoktur. Benimde yıllardır tuttuğum ama okumadığım bir listem var. Biraz listeden, biraz elimin altındakilerden okuma yapmaya karar verdim. 
Kör Baykuş'u Radikal gazetesinin kitap ekinden okuyup not almışım. Yeri gelmişken kitap eki olarak Zaman gazetesi ve Radikal gazetesinin eklerini tavsiye ederim.  
Dikkati mi ne çekmiş de not almışım bilemiyorum. İran edebiyatını pek bilmem, tarzı nasıldır bilemem. İnce bir kitap ya hemen okurum dedim.


Aldanmayın 95 sayfa olmasına. O 95 sayfa nasıl ağır, nasıl iç karartıcı anlatamam. Uyku halinde aynı yerleri mi okudum acaba dedim. Kendini tekrar edip durmuş. Camdan bakar kasabı, hurdacıyı görür. Arsız polisler geçer dillerinde aynı nakarat

Gel gidelim içelim
Rey şarabından içelim!
Şimdi içmezsek onu,
Ya ne zaman içelim?

Polisler gibi adamın zihninde aynı fikirler dolanır durur. 
Kıskançlık ve ölüm. 
Olaylar gerçek midir, hayal midir bilinmez.
 Kambur, yüzüne şal sarılı yırtık dudaklı adam kimdir?
Hurdacı mı, kasap mı, mezarcı mı yada hiç görmediği amca mı?
Sahi yılanlı odadan çıkan kimdi? Baba mı amca mı? Fark eder mi ikisi de birbirinin aynısı. 
Kişiler hep aynı yere mi çıkar. 
Tek kişi, pek çok kişilik!

Nasıl bir depresyon halidir ki kitaptaki depresyon yazarı da etkiler de intihara sürükler. Yoksa tam tersi, yazar depresif olduğu için mi bu kadar iç karartıcı kitap yazar. 
Kitap 1936 yılında Bombay da yayınlanır. O dönem İranda yayınlanması yasaktır. 
Türkçeye de ilk defa 1977 yılında varlık yayınları tarafından kazandırılır. 

Kitabı beğendim mi bilemedim.

Belki siz beğenirsiniz. 

Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar. 
Kimseye anlatılmaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler yada yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hemde alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin.

 diye başlar kitap

Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanımadan.

Diye düşünür  ve düşüncelerini kağıda dökmeye başlar. Amaç  düşüncelerini düzene koymaktır vasiyet yazmak değildir. 

çünkü ne malı var kadıya yedirecek, ne dini var şeytana verecek

sadece kendi düşüncelerini düzenlemek için...

2 yorum:

  1. Ben de Radikal kitap ekini sev,yorum , sanırım oradan görüp almıştım ben de. Bugün başlayayım diye aldım kitaplığımdan , bakalım beğenecek miyim? Keyifli okumalar.

    YanıtlaSil
  2. bazen oluyor böyle az sayfalı kitapların okunamaması durumu :)

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....