22 Ocak 2018 Pazartesi

Sinema


Sınav dönemi geçti,  iki sinavda da başarısız oldum.
Tepkisizce oturuyorum evde. İçimden bir şey yapmak gelmiyor.
Elimi neye atsam sıkılıyorum.  Sinema, dizi izliyorum. Etamin işliyorum. Kitap okuyamıyorum.
Günler monoton bir şekilde geçiyor. 
Bloga yazmak için o kadar çok şey var ki aklımda nereden başlasam bilemiyorum.
Devamı gelir mi bilmem, yinede giriş yapıp izlediklerimden ilgi çekici olanları paylaşacağım.

Yedinci Hayat - yedi kız kardeş


Distopya okumayı sevmesemde filmlerini seviyorum. Benzer tarzda pek çok film izledimde pazartesinin yaptığına rastlamadım.  Ah pazartesi değdi mi?
 Çocuk sayısının sınırlı olduğu bir dünyada yediz olmak. 
Sadece bir gün sokağa çıkabilmek ama kendin olmamak. 
Güzel bir filmdi. Disyopya sevenler izleyebilir. 

Davetsiz aşk


Kocası ölünce aldatıldığını öğrenen kadın karekter ile 17 yıl boyunca şehrin ortasında münzevi hayat süren adamın yollarının kesişmesi. Münzevi hayat diyince evden çıkmayan bor profil canlanması gözünüzde.  Şehrin içinde şehir olanaklarından uzak demek daha mantıklı. 
Güzeldi tavsiye edilir. 

Normal insan olma yolları


Uzun zaman önce izlemiştim yakın bir zamanda karşıma çıkınca paylasmak istedim. Güzel, eğlenceli bir film. Erkek karekter zayıflama konusunda kendisine yardım ederse
kadın karektere  normal insan olma konusunda yardım edebileceğini söyler ve hikaye başlar.
Peki normal insan nasıl oluyor.
Üç madde ile özetliyorum.
Arkadaşları olan,
işi olan,
eşi olan.
Kendime bakıyorum; işim yok, eşim yok, tüm arkadaşların evlendi çoluk çocuk derdinde.

Neymiş? Normal değilmişim.
:)
Ne yapsam ki. Yeni bir kursa başlasam belki yeni arkadaşlar edinirim yada filmi tekrar izleyeyim.
:)

Eğlenceli bir film izleyiniz.

Beğendiklerim şimdilik bu kadar.
Esenkalın.

16 Ocak 2018 Salı

Rustik tasarım

TLC kanalını bilmeyen var mı? 
 Bizim evde sınırlı sayıda belgesel kanalı varken müdavimi olmuştuk.  Her yayını izliyorduk. 
Sonra farklı kanallar aldı kardeşim.  Marka adı vermek istemiyorum ama bu tv ler için satılan paketler / kutular ne olarak tanımlanıyor?

Neyse efendim ilk ay ücretsiz diye reklamları geçen ama her an tv ekranında mesajiniz var uyarısı veren. Ücretsiz diye kurulan ama sonradan dünyanın masrafını çıkaran uygulamalar.
Uzun lafın kısası TV insanı değildik ama olduk.
 Alaskada ki tüm evleri gezdik, yetmedi ağaç ev yapımlarını izledik. Teksastaki zombi evleri pek sevmesekte onlarıda izledik.  Özetle bir tv programı çıkarabililecek bilgiye sahipim artık :)

Nursen yemek yapamıyor ama yıllardır ekranda. Yuva yıkıp kendine yuvada kurdu.
Bende yuva yıkamasamda bir iki bir şey beceririm herhal.

Şaka şaka o kadarda değil.  İnanılmaz kararsız bir insanım.  "Acaba" der dururumda iki koltuğu yan yana koyamam.

O yüzden en beğendiğim resimleride seçemedim ya.


 

 

 


Askada 500 tane ev varmış biz bu program sayesinde 100 tanesini görmüşüzdür.
Bu program dışında ağaç ev ustaları var ki onlar başka güzel.  Sıfırdan ev yapıp dekor ediyorlar.
 Görsel toparlayabilirsem başka zaman paylaşırım.

Resimler pinterestten, tek tek link vermeyeceğim.

Rustik tasarım nedir diye açıklama yapmayacağım.

 Hayalimde bu kadar olmasada az biraz odunlu, taşlı ev istiyorum.

Gerçekler ?


Aha da bu da bizim köyden.

Nenemim aynalı karyolası, annemin el emeği çeyizlik yatak örtüsü ve her evde olan perdeler.
O perdeler olmazsa olmaz zaten :)

 Seviyom ki ben bu köşeyi :)

11 Ocak 2018 Perşembe

Arif v 216

Uzun zamandır sinemaya gitmiyordum.
 Aklımda komedi filmi varsada dışarı çıkmaya hesevim yoktu.
Abimlerdeydim, abimin eşi çocuklarla gidelim dedi. Giden biri çocuklar için sorun olmaz küfür yok dediği için 12 yaşında iki çocuk ile gitmiş olduk. Açıkçası çocuklarla gidilecek bir film değil.  Salonun yarısı  7-8 yaşlarında çocuklarla doluydu. Çocukları o filme getirmek zaman kaybından başka birşey değil. Küfürlerde cabası.  

Bunca laftan filmi beğenmediği düşünmeyin. Severek zevkle izledim. 


Arif karekterinin 60lar mahallesine tepkisi tam benlik, orada olsam onun kadar uyuz olurdum :)

Filmde tanıdığımız pek çok oyuncu o dönem oyuncularını canlandırıyor.  Mert Fırat'ı beğendiğimden değil yanlış anlaşılmasın ( yazar burada  kendi cümlelerine  inanmaya çalışıyor ), rolu biraz daha uzun olabilirdi :)


Ajda pekan rolü olmuş ama benzer bir filmde oynadığı için ilginç gelmedi.
Zeki Müren'e bayıldım.  Bir başkasını hayal dahi edemiyorum.

Tüm şarkılar,  sahne şovları güzel olmuş.  Geçmişe gidip aynısını yapacağım :)

Zamanda yolculuk filmlerini pek severim. Bu filmide sevdim. 

Tekrar tekrar izlerken "aa burada bunu mu demek istemiş " diyeceğime  de eminim. 

Filmde beğenmediğim tek unsur sonlara doğru kafamıza vurur gibi demeç verilmesiydi. 

Aa birde salondan kaynaklı sorunlar mevcuttu.

Temizlik yapıldığı için bekletildik. 
15 dk gec başladı film.
 Beylikdüzü Migrosta sinemaya gittik. 
Salon çok rahattı yalnız filmin son 20 dakikasında film bitmiş gibi ışıklar açıldı. 
Sahil muhabbetinde önümüzdeki insanlar ayıklanmış gidiyordu.  Ekran ışığından geçen insanlar mevcuttu. 
 Son ana kadar filmi izleyen birisi olarak kesinlikle memnun kalmadım.

Son olarak çocuklarınızla gitmeyiniz. 
Kamu spotu 
:)


8 Ocak 2018 Pazartesi

Paul Auster - New York Üçlemesi

Yazarın okuduğum ikinci kitabı.
Kesinlikle farklı bir tarz. Alışılmış bir kurgu değil.
En azından benim okuduğum kitaplar gibi değil.

Dedektif hikayesi okuyoruz.

 Sherlock izlerken bu kitabı okumak biraz farklı.  Sherlock ne kadar zeki ise bu kahramanlarda o kadar düz.



Karekterler çift kişi yada çift kişilikli. İlk hikayede anlamakta zorlansamda ikincide tahminlerim yanlış çıkmadı.  Hikaye sonlarına bilemedim çok şükür.  Çok şükür diyorum çünkü o sonları yazmak için normal olmamak gerek.

Hikayelerde yollarımız yazarlarla çakıştığı için bol bol kitaplar ve yazarlardan örnekler var.

İlkinde Don Kişot göndermesi vardı,

İkincide biri ağırlıklı olmak üzere üç kitap

Henry David Thoreau - Doğal yaşam ve başkaldırı
Walt Whitman - Cimen Yaprakları
İki kez anlatılmış öyküler - böyle bir kitap bulamadım. O an yazar uydurmuş olabilir. 

Üçüncü ve son öyküde

Peter Freuchen - kutup serüveni
 ( böyle bir kitap var mı emin değilim ) 
Poe - kuyu ve sarkaç
Herman Melville - Beyaz balina

Kitaplarını not almışım.



Kitaba gelecek olursak ilk iki hikaye dedektiflik hikayesi.  Aslında üçüde dedektiflik hikayesi.
Tek fark son hikaye ilk ikisinden geçiyor.
 Yok aslında geçmiyor hikayeler birbiri ile ilişkili.

Son hikayede her şey sona eriyor, bilinmeyenler açıklanıyor diye düşünmeyin öyle bir şey olmuyor.
Oluyorsada biz faniler gerçekleri göremiyoruz.

Gerçekçi mi dedim?

Hangi gerçek,  olaylar yaşandı mı ki?
Hepsi olmasada pek çoğu ana karakterin kendini inandırma çabası değilmiydi?
Aslında olmayan kişileri varmış gibi kabul edip kendini avutma hikayesi.
 İnsan kendini avutmalı, avutmalı ki yaşayabilsin.

...