25 Eylül 2017 Pazartesi

Nereden Başlasam

Yazacak çok şey var aslında, tek sorun nereden başlasam?
Bir ay önce tebdil-i mekan yapıp köye gitmiştim. 15 -20 gün oldu döneli. Bir ara oturup neler yapmışım yazmak istiyorum ama yazma moduna giremedim. 

Tatil güzel geçmedi mi acaba diyorum? ''Yoo'' diyor iç sesim. 
Aradığım şey sakinlikti, fazla sakin geçti tatil. Demek ki benim derdim sakinlik değil, ne istediğini bilememekmiş. 

Zorla oturdum yazıyorum madem, ilk okul günlükleri gibi tutacağım notumu. 

Sevgili günlük. 

Berbat bir yolculukla köyden dönüş yaptım. Döndüm iki gün hiç bir şey yapmadan uyudum. Tam kendime geldim dedim, iki gün eğitim için Gebze'ye gittim geldim. 

Aa ben bir ara Gebze Koop' a nasıl binilir yazacaktım. Uzun uzun  yazmayacağım. Tek bilmeniz gereken Esenler otogar içinden kalkmıyor. Otagar önünde sorun göstersinler. Aman kaldırımları kullanmayın derim. Mikrop kaparsınız, yurdumun insanından tiksinirsiniz mazallah. 
Detay girmeme gerek yok siz anladınız. 

Efendim işime yarar diye iki adet sertifika alayım dedim. Sertifikalar geldikten sonra pişman oldum. Ne işime yarayacak şimdi dedim. Daha doğrusu kardeşim hevesimi kırdı.
Kendince haklıdır da.

Bu satırları yazarken neye ihtiyacımın olduğunu anladım. 

Pozitif insanlara ihtiyacım varmış. 


Bu konuda yazacak o kadar çok şeyim var ki kırıcı olmaktan korkuyorum. Kendimi üzmemek için çevremdekileri üzüyorum. Bana olumsuz cümle kuran yada tavır alan kişilere ben bir kaç misli ile cevap veriyorum. Galiba kendimi korumak için geliştirdiğim saçma bir kalkan. 

Halbuki kırılmama sebep olan kişileri bir daha görmeyeceğim bile. Sadece aynı kırgınlıkları yaşamamak için fazla tedbirliyim. 

Taslaklara bakıyorum nisan ayından bu yana bu konuda bir kaç yazı yazmış bırakmışım. 
Yazsam rahatlar mıyım bilemiyorum. 

Kişilik sahibi olmadan makam sahibi olanlar! hepinizden tiksiniyorum. 
Kendi saçma takıntılarınızla çevrenizdekilerin yaşam enerjilerini alıyorsunuz farkında değilsiniz. 
O kadar çoksunuz ki. Biz mi size benzemeliyiz, yoksa görmemezlikten mi gelmeliyiz bilemiyorum.

Sadece huzur istiyorum. 
Sadece insan olduğum için değerli hissetmek istiyorum.   
Çok mu şey istiyorum?


12 Eylül 2017 Salı

Modern Dünyanın Bunalımı - Rene Guenon

Kitap Türkçeye çevrileli uzun zaman oluyor. Ben yakın dönemde İnsan Yayınlarının kataloğunda görüp merak etmiştim. Alsam mı elimdeki kitaplarla mı idare etsem diye düşüne düşüne Beyazıt kitap fuarın kadar beklemiş oldum. Fuarda çok kitap almadım. Almış olduğum dört kitabın üçünü bitirmiş oldum. 
Onca merak ederek aldığım kitabı beğendim mi?


Bilemedim şimdi, daha doğrusu emin değilim. 
Beklentim neydi de neyle karşılaştım?
Modern dünyanın bunalımı söz konusu olunca bir çözüm bekliyor insan. Belki bunalımın cevabı satır aralarında saklı idi ama ben sadece neden bunalım kısmını algıladım.


Neden bunalım dersek?
Geleneklerden kopuşun bireyselliği ön plana çıkardığı bunun da maddiyata önem veren maneviyatı görmemezlikten gelen toplum yapısının oluşturması diyebiliriz.

Ee bunu herkes biliyor zaten. Bunun için dolambaçlı yollara girmeye gerek var mı?

Ne zorlandım kitabı algılamakta. Acaba yazar etkileyici bir dil kullanmış da ben uygun çeviriyi mi bulamadım dedim. Başka bir çeviri yokmuş. İyi madem okumaya devam dedim. Biraz daha anlaşılır üslubu sonlarda buldum.
Buldum da beğendim mi? 
Hayır. 
Bu tarz kitapları çok okudum galiba o yüzden yeni gelmiyor. Kaldı ki dili pratik bulmadım. Kitap uzun zaman elimde kaldı. Şu satırları yazarken bile içim daraldı. 
Uf sıkıldım. Okuyan olursa bana açıklama yapsın, Benim göremediğim ama milletin baş ucu kitabı yapma sebebi ne.