24 Haziran 2015 Çarşamba

Istanbul haritaları

Yeni bir site keşfettim. Yunan uygarlığın tanıtmak amaçlı kurulmuş vakfa bağlı. 
Sitenin kendi tanıtımını aynen yayınlıyorum.

"Aikaterini Laskaridis Vakfı"nın amaçları kapsamında yunan uygarlığı ve özellikle yazı birikimini Yunanistan ve dünya çapında ilerletmek amacıyla Travelogues web sayfası yaratılmıştır. Bu web sayfasının amacı 15. yüzyıldan itibaren Yunanistan ve Doğu Akdeniz'e seyahat etmiş gezginlerin yayınladığı resimli malzemeyi sergileme yoluyla öğrenci dünyası ve de bilim camiasının bilgilerini çoğaltmaktır. Bu web sayfasının temelini oluşturan kitapların önemli bir kısmı Aikaterini Laskaridis Vakfının kurulmakta olan "Tarih Kitaplığı"nda korunmaktadır.

 Sitede kırk bin adet fotoğraf var. Ama bizi hepsi ilgilendirmiyor. Ben sadece İstanbul araması yaptım.  Kırk bin adet ( aslında 4500 adetde ben abartmayı seviyorum ) fotoğrafın hepsine bakmadım.  Kimsede bakmaz zaten. 56  adet sayfa var. Her sayfada en az on fotograf var desek, varın gerisini siz düşünün.  
Ben 20 sayfaya bakıp sizin için İstanbul haritalarını derledim.
Olurda dekoratif amaçlı haritaya ihtiyacınız olur.
 Kutu kaplar, paket yapar, odanıza asarsınız. 
"Ne yapsak, nerden bulsak?" demeyin diye çaldım çırptım. 








Bu harita istanbul un su haritası.  Su kanalları,  su depoları tek tek çizilmiş. 
Gezginler harita cikarmakla kalmamış birde sarnıçların, kemer ve kanalların resimlerinide çizmişler.




Tek tek neresi olduğunu unuttum. En alttaki yere batan sarnıcı.  Bir diğeri kemerburgazdaki kemer. Kemer bilindiği üzeri Roma döneminden kalma temeller üzerine Mimar Sinan yeniden inşa ediyor.
Sitede pek çok gravür mevcut isteyen buradan bakabilir. Ben şuan neresi olduğunu anlamadığım yerlerin haritalarını bakıyorum. Biraz daha bakarsam nereleri olduğunu anlayacağım. Çünkü sitede haritanın aslıda var :)

Ben harita bakıyorum diye sadece haritalar var sanmayın. Portrelerden camilere, camilerden sokaklara pek çok konuda resim var. Bir kaç misal verip gideyim.


Dans eden dervişler diye adlandırılmış.


Galata mevlevihanesi


Göksu nehri. Sandal sefası. 
Türk klasiklerinin en sevdiğim yanı.


Güvercinli cami :) yeni cami


Kütüphane


Osmanlı da kadın profili.

Yazıyı çok mu uzattım. 
En iyisi ben gideyim. Ilgilenen siteden bakar. 





19 Haziran 2015 Cuma

Neler okumuşum.

Internetin sürekli düşmesi ve takip ettigim blogları görememe durumundan dolayı blogdan soğudum.  Tabi bunda sürekli aynı kitapları okuyan, reklam bloğu gibi yayın yapan bloglarda dahil.
Neyse efendim evde boş boş oturuyorum. Iki tane soru çözeyimde kpss den 70 üstü alayım dedim ( hedefim çooook yüksek nasıl alırım bilmem ). Baktım sorular çözülmüyor bari okuduğum kitapları not düşeyim. Seneler sonra döner bakarım. 
Bloga baktım en son ne okumuşum diye. Mart ayında iki kitap paylaşmışım.
Marttan sonra kitap okuma konusunda ilerleme kat etmemişim.  Daha doğrusu edemedim. Nedendir bilinmez hiç kitap okuyamıyorum. Nazar değdi efendim :)

Çok uzatmadan neler okumuşum.

Varlık yayınlarının sahaflardan aldığım yeni hikayeler kitabının 1957 yılında yayınlananı okudum.


Almış olduğum bu dört kitabın üçünü okumuşum.  Faik Baysal ' ın kitabı şiir ve ben şiir okuyamıyorum. Bir süre bekleyecek galiba.
 Kitabın pek çok yerini çizmiştim, hatta arkadaşım için alıntılar defteri hazırlayıp çoğunu bu kitaptan yazmıştım. Sizinlede paylaşmak isterdim ama kitaplığı sığmayan kitapları koli yaptım :) bu yazıyı bitirmeden koliyi açarsam ilave ederim.

  Faik Baysal  - Nuni yeşil oda ve ötekiler.

Yazarı geçen sene tanıdım ve sevdim. Okuduğum üçüncü kitabı.
Daha önce okuduğum kitapları

Elimde şiir kitabı var ama bitmez :(

  Severek okudum ama belirtmek istediklerim var. Kitaptaki hikayeler biraz kasvetli. O yüzden tek seferde oturup bitirilmez. Ben ara vererek okudum.  Sıkılmamak için sizde öyle yapın. 

 Ahmet Hamdi Tanpınar 

Beş şehir


Bu kitap icin bir post hazırlayıp yarım bırakmıştım.  Acaba ne yazmışım ki? Baktım geldim. Kitaba giriş yapamamışım.
Blog şikayetleri yapmışım. 

...
Artık yaşlanıyorum, yoruluyorum. Bloğada pek bakamıyorum.
Özlüyor muyum? Kısmen.
Özlediğim yanları var. Mesela özgün cümlelerle yazılan,  reklam kokmayan yazılar ve bloggerler. Ne güzel kitap önerileri bulunur bizde not alırdık. Ürün tavsiye edilir bizde ciddiye alırdık. 
Reklam muhabbettinin suyu çıktı. Herkesin cilt tipi aynı,  kitap zevki birebir!
Hal böyle olunca kurunun yanında yaşta yanıyor :(
...

Diyerekten serzenişte bulunmuşum. Tam tamına 5 ay önce,  fikrim değişmemiş :(
Eski blog yazılarını özlüyorum.


Saatleri ayarlama enstitüsü


 Yuppi listemden bir kitap daha bitti. Uzun zaman önce okumaya karar vermiştim.  Blog aleminde herkes okuyor diye ben muhalefet olmak istedim :) şaka tabi.
Popüler olunca hevesim kaçmıştı. 
Sahafta görünce hemen aldım,  hemen başlamadım o ayrı dava :)
Ahmet Hamdi'nin diline hayran kaldım.  Bir eleştiri kitabı bu kadar güzel yazılırdı. Yakın dönemde huzur'u aldım ama okumayacağım.  Yazarın dilini biraz daha özlemeliyim.

Fahrenheit 451  - Ray Bradbury 

Bu kitapta hiç bitmeyen okuma listesinde.  Arkadaşda görünce hemen aldım.  Sonu beklediğim gibi bitmesede sevdim.


Kitap okumak, düşünmek önemli kavramlar. Farkına varana.

Franz Kafka Dava


Listeden okumaya devam.  Arkadaşa yazarı yeni tanıdığımı ve başka kitabını okumak istediğimi söyledim elindeki alternatifleri sundu.  Bende madem not almışım dava olsun dedim. Sonu hayal kırıklığı yaşattı.  Hoş gidişatta pek iç açıcı değildi.  

Küçük prens

Çocukken kaç kez okudum bilmem. Kapağı kopmuş, kenarları aşınmış mini saman kağıt bir kitap.  Aa unutuyordum çocukken her şeyi kemirme alışkanlığım vardı. Bütün kitapların tepesinde diş izlerim vardır.  Küçük prens mini boy olunca benim dış izleri devanasınınmış izlenimi veriyordveriyordu.


 Köye gidersem kitabı arayıp bulacağım derdim. Nasip olmadı bende emanet aldım. 
Tekrar okunmalı. 

Sineklerin tanrısı


Sadece büyükler dünyayı kirletir sanıyordum.  Küçükler de masumluklarını yitirmiş büyükleri örnek almış :(
Çocuk kitabı gibi gözükse de yetişkin kitabı demek daha doğru. 

Rabbim için sabret


Kitap bana göre değildi.  Tasavvuf imiş! Ben göremedim.  Çeviri kişisel gelişim kitabı kıvamında yüzeysel bir kitap.  
Kitabı ( kitapları) öğretmen arkadaş getirdi. Öğrencilere verirsiniz dedi.  Bizde iki arkadaş bu yazarı okumadık okuyalım dedik. Aldık okuduk.
Zoraki cümlelerle tasavvuf! Beğenmedim.  Tasavvuf okumak isteyenlere  Semerkand yayınlarının tasavvuf kitaplarını tavsiye ederim.

Benden bu kadar galiba. Okuyupta yazmadığım yoktur herhalde. Yarım kalanlara dönüp bitireyim en iyisi. 

Bitirmeden karakalem paylaşayım.  Yok aslında beyaz kalem demeliyim. 


Esenkalın. 


12 Haziran 2015 Cuma

İstanbul gezmeleri

Yaşlanıyorum galiba. 
Galiba mı dedim?
Şunun şurasında otuzuma kaç gün kaldı ki! 
Tamam tamam 11 gün kaldı. 

Konuyu saptırmakta üstüme yok. 
Artık gezmiyorum, okumuyorum, hiç bir şeyle meşgul olmuyorum. Eskiden zevk aldığım herşey boş geliyor diyecektim. Konu yaşa geldi. 
Fikir zikir ilişkisi olsa gerek.
Öğretmenlik yaptığımı daha önce söylemiş olmalıyım. Malum okullar tatil ve ben işsizim. Benim için iş arama süreci tekrar başladı.  Yaşamayanlar bilmez, sinir bozucu daha doğrusu yıpratıcı bir süreç. 
Kendime yeni uğraşlar bulmalıyım. Uzun zamandır kitapda okuyamıyorum,  okuma şevkimi kazanmak için rahat kitaplar almalıyım.
Bu niyetle sahaflara gittim. Aslında bu niyetle gitmedim. Şehir dışından arkadaş geldi onunla buluşacaktım.  Biraz erken gittim aklımdaki işleri halledeyim dedim.
Ilk olarak sahaflara gittim   Kitaplara baktım durdum ve kolay okunacaklardan vazgeçtim. Okumayı düşündüklerimi aldım. 
Uzun zamandır paralarım içim düzenleyici almayı  düşünüyordum gitmişken onuda hallettim. 


Para da almazsam arkamdan ağlardı. 
Sahafların girişindeki her hangi bir tezgahtan almanızı tavsiye ederim. 12 adet paraya 5 lira verdim.  Sahaflardaki para satan yer pahalı. 
Aklımda Asya Ülkeleri vardı,  pek birşey bulamayınca biraz açıldım. 
Endonezya,  Suriye, Malezya, japon, Hong Kong,  İsrail, farklı dönemlerden ( 1945 - 1975)  Fransa, Makedonya, Pakistan ...


Paraları koymak için hem albüm hemde kılıf düşünmüştüm.  Kılıflar pahalı gelince iki farklı ebatta dört adet aldım.  Tanesi 2,95 tl. Pazarlık yapılmıyor.  En son iki sene önce 1, 75 liraya almıştım. Iki sene içinde artış miktarı çok olmasada  pahalı geldi.
Iş bulunca koleksiyon işine devam ederim, şimdilik ara veriyorum. Kitapları ne zaman okurum belli değil.  Bosuna mı masraf yaptım?
 Ben biraz  düşüneyim.
Esenkalın. 

9 Haziran 2015 Salı

kaktüs

Kaktüslerile tanışmam nasıl oldu bilmiyorum. En eski hatırlayabildiğim ilk okul yıllarında teyzemin balkonunda vardı.  Acaba batar mı diye tereddütle yaklaşmıştım. Balkonda büyük dayımda vardı.  Demek ki dayım teyzemi ziyarete gidiyormuş. Bize gelmezdi, bir kere 5 dayım aynı anda gelmişti,  babaannem hactan gelişti yada vefat etmişti.  Hangisinde geldiler hatırlamıyorum.  Bir defeda Türkiye turu gibi bir şey yapmıştılar öyle geldiler.
Yıllar çabucak geçti,  dayım bize gelmiş gelmemiş pek de umursamadığımız dönemler geldi çattı.  Yani hayat meşgalesi bizi sevdiklerimizden uzaklaştırdı.  Bizde akraba ile ilgilenmiyoruz madem çiçeklerle ilgilenelim dedik. Pek çok çiçek büyütmeye çalıştık. Bir kısmı balkondan düştü,  bir kısmı kurudu. 
Istanbul'a taşındığımız ilk yıllardan bir iki kaktüs kaldı. 
Biri kaynana yumruğu, öteki kaynana dili.
 Çiçeklere adı verildiğine bakılırsa kaynanalarda pek seviliyor olmalı :)
Kaynana dili dediğimiz geçen yıllarda çok güzel sarı çiçekler verdi. Bir sonraki seneye çiçeklerin yerinde meyve büyür dediler büyümedi.


Kaynana yumruğu dediğimizde zamanla büyüdü kocaman oldu ama çiçek vermedi. Saksıya sığımıyor, dikenlerden dolayıda değiştiremiyoruz. Arada bir kenardaki dallari kırılıp çoğaltıyoruz.
Iki sene önce komşuya dal verdik, bir sene içinde çiçek verdi. Bu senede bir çoşmuş bir çoşmuş ki anlatamam. Görelim diye saksıyı almış gelmiş.
Sizde görün istedim.


Göstermeye utanıyorum, bu da bizim çiçek. 


Bizden bu kadar efendim.

 


Esenkalın.