26 Şubat 2023 Pazar

Bir pazar günü

 Bir pazarımızı müzelere ayırmaya karar verdik. 

Yola çıkarken aklımızda Medeniyetler Müzesi, Kelime Müzesi ve Erimtan Arkeloji Müzesi vardı. 

Daha önce kaleye çıkarken park sorunu olduğunu gördüğümüz için kaleye pek yaklaşmadan Hisar Kasrı'nın hemen altına araç parkı yaptık. Yürüyüp yorulunca müzenin hemen altındaki sokakta boş bir otopark keşfettik. Arada 5 lirada fark var, daha uzuz olması değil ama yakın olması cazip geldi. Artık öğrendik bir sonrakine yakına park edeceğiz. 

Daha Hisar parkını yürürken yoruldum. O kadar yoruldum ki park duvarına oturdum dinlendim. Otururken ''Dur bi bakalım karşıdaki bine neymiş, sonra müzeye gideriz'' diyerek ilk bahçeye saptık, meğerse aradığımız müzeymiş. 

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri müzesine müze kartı ile giriş yaptık. Müze çok güzeldi, detaylar güzeldi. Broşür yoktu onun yerine müze mağazasından 250  liraya çok güzel tanıtım kitapları var. 

İlerde zengin olursam tam olarak bu tarz, müze mağazasında satılan ürünlerin üretimini yapıp satmak isterim. 

Müzeyi gezerken az biraz dinlendik baktık ki  Türk Pusat Müzesi hemen yanı başında  oraya da gidelim dedik. 

Türk Pusat Müzesi

Müze kapalı hemen yanında kafe var oradan bilet alınacak diye yazı vardı. Gittik sorduk bilet 50  tl, su 10 tl.

100 lira verip bilet alacağımızı sandık ama yok. ''Bilet vermiyor musunuz ? '' dedim ''gerek yok,  geçeceğiz şimdi'' dedi. Bir beyefendi eşliğinde giriş yaptık. Küçük bir müze güzel de anlatılıyor. Memnun bir şekilde çıktık. Hemen çıkışta Kelime Müzesine Girdik ''giriş almıyoruz '' dediler. Şermin Yaşar daha önce paylaşmıştı. Alan küçük sınırlama olacak diye. 

Erimtan Arkeloji Müzesi

Oradan Erimtan Arkeloji Müzesine gittik. Yetişkin 40 lira, öğrenci 25 lira. Bir önceki müzede 50 lira ücret ödeyip küçük bir yere girince ben öğrenciyim dedim. AÖF kaydına dünyanın parasını vermişim bir işe yarasın di mi :) 

Bu müzede de bilet verilmedi. İlk defa yakaya etiket yapıştırıldığını gördüm. 65 tl ye iki bilet aldık, normal alışveriş fişi aldık. 

Ara Güler sergisinin bitmesine iki gün kala harika bir sergiyi de görmüş olduk. Müzeyi de beğendim. 

Kafenin çok güzel bir manzarası vardı. 

Rahmi Koç Müzesi 

Rahmi koç müzesinin biletleri  yetişkin 70 tl, öğrenci 35 tl. Nasıl oldu ise üçüncü müzede ''müze kardeşliğini '' sormuş oldum. 



''Biletiniz  var mı ? '' dediler, 

'' yok ama etiket var. '' 

''olmaz ''

'' o olmazsa fiş var. ''  

'' Etikette,  fişte olmaz, standart müze biletinizi göstermeniz gerek'' dediler. 

İki müzede bize bilet vermedi. Biri fiş bile vermedi. Normalde müzeleri beğendim ama bilet vermemiş olmaları beni üzdü. Madem böyle bir sistem var neden bilet yok. 

Rahmi Koç Müzesine gelene kadar çok yorulmuştuk başka bir gün gelelim diye geri dönecektik. İyiki dönmedik tam eşime hitap eden bir müze. 

Alan büyük, çeşit bol ve güzel sergilenmiş. 














Günü dört müze ile kapattık. Çok yorulduk elimize telefon aldık ki sadece 4900 adım atmışım. Bunca yorgunluğa en az 10 000 adım olmalıydın. Her bir müze ayrı güzeldi. Sadece Pusat Müzesi pahalı geldi. Kelime Müzesine arkadaş  davet etmişti. Ben kuzenimi bekliyorum onunla gideceğim dedim. Baktım ikisi ile de plan yapamıyorum en iyisi ben gideyim dedim ama olmadı. 

Broşür ve harita seven biri olarak eksik buldum müzeleri. Eskiden daha çok broşür olurdu. Kağıt zammından sonra mı broşürler azaldı, İstanbul Ankara farkı mı bilemedim. 

Pandemiden önce matbaa sektöründe çalışıyordum. ''Eskiden herkes takvim, imsakiye bastırırdı. Kağıt çok zamlandı kimse bastırmaz oldu.'' demiştirler. 

Gerçek budur muhtemelen, her şey çok pahalandı. Ben de salonum kadar müzeye 2x50 lira verdim diye üzülüyorum. 

Özet yapmak gerekirse siz siz olun müzeden  biletinizi alın diğer müzede indirim yaptırın. Hiç bir yerde indirim oranını görmedik. Giden olursa bilgi versin. Üzülmeye değecek bir miktar mı?

Esenkalın.

21 Şubat 2023 Salı

Antika pazarı

28.01.2023

Geçmişte bu gün konseptini hep sevmişimdir. 

Geçmiş gün ; Dün

Daha dün bir destan yazı yazdım word dosyasında sonra oradan kesip watsap ile kendime gönderdim. Kendine nasıl gönderdin demeyin. Kendimle baş başa diye bir grubum var. Ablamla grup yapıp sonra ablamı çıkarınca grupta bir tek ben kaldım. Not yazıyorum kendime gelirken patates soğan al gibi.

Neyse ben blogda yayınlarım diye oraya bir destan attım. Sonra watsap güncellemesi yaptım. Tüm yazılar gitmiş. Ne mutlu bana 😊

Neyse efendim ocak ayında az biraz gezmişim sanki. Malum Ankara yabancısıyız en yakın yerleşim yerini keşfe çıktık. Ne nerede satılır, öğrenmeye çalıştık.

Çayyolu Antika pazarına gittim.  Bu pazara ilk gidişim değil, aralık ayında da gitmiştik. O vakitte çok üşüyünce güya tedbirli gittik ama yine üşüdük. 


İlk gittiğimde Yaşar Kemal'den Ortadirek'i almıştım. İkinci gidişte Yedikıta'nın iki sayısını aldım. Dergileri ambalajlı seçmeye çalışmıştım birinin ambalajı acıkmış içinden ek çıkmadı. 

Üç tane Hatıra para aldım. Aldıktan bir hafta sonra 100 yıl hatıra parasını zincir markette bulduk. Satıcı piyasaya yeni sürüldüğünü söylemişti. Yine de 5 lira vererek aldık. 



...

Ankara havası çok değişik aralık sonunda Türk Tarih Müzesine gitmiştir. Göz gözü görmüyor sisten biz acık hava müzesine gitmişiz. Neyse ki o gün Türk Cumhuriyetlerinden gelen bir ekibin gösterisi vardı izlerken ısındık. 

Ankara’ya geleli 7 ay oldu ilk defa Kale ye çıktım. Daha önce Hacı Bayramı Veliye  gitmiştim oradan kale güzel gözüküyordu. Kaleden çevre güzel gözükür diye bir heves çıktım ‘’aa o da ne; ne deniz var, ne yeşillik ‘’😊 Karadenizli biri olarak insanın gözü böyle şeyler arıyor. Bunun için Amasra ve Alanya kalesi tam ideal alan galiba. Gezip gördüğüm pek kale yok olmayınca örnekler iki tane ile sınırlı. 

Kalesi olan şehirleri hep sevmişimdir. Masalsı gelmiştir bana. Daha çok savunma ile alakalı olarak savaş çağrıştırsa da benim için masal 😊 

Ankara Kalesinde araç park etmek sıkıntı olduğu  için az dönüp dolaşıp uzak bir yere Cenâbî Ahmet Paşa Camii yakınına araç park ettik. Bir bahane ile Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri olan camiyi ve kümbetini  gördük. 

Az yürüyüp kaleye çıktık ama o az yol bile beni perişan ettin. Çok yoruldum, pek gezemedik.

Taş bebek müzesine gittik. Rus dostluk müzesi yada cafesi adında iki yer vardı. Biri düz ayak birdik çıktık resimlere baktık. Kafemsi bir yerdi. 

İkinci yer müzeydi. 20 lira ücret ile giriş yapılıyor. İçerisinde resim sergisi var. Resimlerden daha ziyade ortam renkleri insanı içine alıyor. Üç konağın birleşimi. Labirent gibi oradan iniyor buradan çıkıyorsun. Bence kalenin en güzel manzarası oraya ait. Panoromik diye geçiyor zaten. 

21.02.2023

Çok hüzünlü bir dönemden geçiyoruz. Bir ay önce hevesle yazdığım yazının devamını getiremiyorum. Acaba ne yazacaktım. 

Hem ülke gündemi karışık, hem de işyerinde tatsız olaylar yaşadım.

Son iki haftam çok zor geçti. Yavaş yavaş toparlıyorum. Merkezi bir yerde oturmuyorum, işyeri de sanayi bölgesinde. Gelenim gidenim, arkadaşım olmayınca eskiye göre daha kırgınım. 

Kendim için adım attım ve spora yazıldım. Umarım ruhuma iyi gelir.