Yazarın okuduğum ikinci kitabı.
Kesinlikle farklı bir tarz. Alışılmış bir kurgu değil.
En azından benim okuduğum kitaplar gibi değil.
Kesinlikle farklı bir tarz. Alışılmış bir kurgu değil.
En azından benim okuduğum kitaplar gibi değil.
Dedektif hikayesi okuyoruz.
Sherlock izlerken bu kitabı okumak biraz farklı. Sherlock ne kadar zeki ise bu kahramanlarda o kadar düz.
Sherlock izlerken bu kitabı okumak biraz farklı. Sherlock ne kadar zeki ise bu kahramanlarda o kadar düz.
Karekterler çift kişi yada çift kişilikli. İlk hikayede anlamakta zorlansamda ikincide tahminlerim yanlış çıkmadı. Hikaye sonlarına bilemedim çok şükür. Çok şükür diyorum çünkü o sonları yazmak için normal olmamak gerek.
Hikayelerde yollarımız yazarlarla çakıştığı için bol bol kitaplar ve yazarlardan örnekler var.
İlkinde Don Kişot göndermesi vardı,
İkincide biri ağırlıklı olmak üzere üç kitap
Henry David Thoreau - Doğal yaşam ve başkaldırı
Walt Whitman - Cimen Yaprakları
İki kez anlatılmış öyküler - böyle bir kitap bulamadım. O an yazar uydurmuş olabilir.
Üçüncü ve son öyküde
Peter Freuchen - kutup serüveni
( böyle bir kitap var mı emin değilim )
Poe - kuyu ve sarkaç
Herman Melville - Beyaz balina
Kitaplarını not almışım.
Kitaba gelecek olursak ilk iki hikaye dedektiflik hikayesi. Aslında üçüde dedektiflik hikayesi.
Tek fark son hikaye ilk ikisinden geçiyor.
Yok aslında geçmiyor hikayeler birbiri ile ilişkili.
Son hikayede her şey sona eriyor, bilinmeyenler açıklanıyor diye düşünmeyin öyle bir şey olmuyor.
Oluyorsada biz faniler gerçekleri göremiyoruz.
Gerçekçi mi dedim?
Hangi gerçek, olaylar yaşandı mı ki?
Hepsi olmasada pek çoğu ana karakterin kendini inandırma çabası değilmiydi?
Aslında olmayan kişileri varmış gibi kabul edip kendini avutma hikayesi.
İnsan kendini avutmalı, avutmalı ki yaşayabilsin.
...
Üçüncü ve son öyküde
Peter Freuchen - kutup serüveni
( böyle bir kitap var mı emin değilim )
Poe - kuyu ve sarkaç
Herman Melville - Beyaz balina
Kitaplarını not almışım.
Kitaba gelecek olursak ilk iki hikaye dedektiflik hikayesi. Aslında üçüde dedektiflik hikayesi.
Tek fark son hikaye ilk ikisinden geçiyor.
Yok aslında geçmiyor hikayeler birbiri ile ilişkili.
Son hikayede her şey sona eriyor, bilinmeyenler açıklanıyor diye düşünmeyin öyle bir şey olmuyor.
Oluyorsada biz faniler gerçekleri göremiyoruz.
Gerçekçi mi dedim?
Hangi gerçek, olaylar yaşandı mı ki?
Hepsi olmasada pek çoğu ana karakterin kendini inandırma çabası değilmiydi?
Aslında olmayan kişileri varmış gibi kabul edip kendini avutma hikayesi.
İnsan kendini avutmalı, avutmalı ki yaşayabilsin.
...
Ben çok sevmiştim bu üçlemeyi , sonlarını kendim yazmıştım.
YanıtlaSilÇok keyifliydi bence
"Kitap sonunu yazmak" güzel fikir :)
SilBende keyifle okudum, hatta planlarımın disina çıkıp Brooklyn çılgınlığını okusam mı diyorum. Sonra yazardan sıkılırım diyede korkuyorum o ayrı dava.
Keyifle kalın.
yazarın bir kaç romanını okumuştum, bu da okumak istediklerim arasında, çok güzel anlatmışsın, sevgiler:)
YanıtlaSilBenim okuduğum ikinci kitap, ikisinide severek okudum. Üçüncü de elimin altında heran başlayabilirim.
SilPaul Auster'ı kesinlikle çok seviyorum. Ne zaman bunalsam, içime derin bir nefes çekmek istesem tereddütsüz kitaplığımın başına gider, bir Paul Auster kitabı alırım hemen. Hele Kırmızı Defter! O kitap bana hep umut aşılar, rastlantıların gücüne bir kez daha inanırım. Okumadıysanız bu incecik kitabı mutlaka tavsiye ederim. 4-3-2-1 bu senenin okuma listesinde ama önce psikolojik olarak hazırlanmaya çalışıyorum.
YanıtlaSilKırmızı defter! Kırmızı olmayan not defterime hemen not alıyorum :)
Silauster çok iyi yaa. baksana, filmleri de var. thoreau da çok iyi bak. walden adlı kitabısı. whitman, leaves of grass okudum. o ağır biraz. ay kuyu ve sarkaç nefis yaa. diğerlerini bilmiyom okumadım :)
YanıtlaSilFilmleri bilmiyordum bir bakayım, Teşekkürler. :)
SilŞubat tatilinde okuyacağım bende bu kitabı.Bendeki üç cilt ve inceler tam tatillik diye düşündüm:)
YanıtlaSilNedense sizin tarzınız değilmiş gibi geldi :)
SilYorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.