30 Haziran 2012 Cumartesi

Karaburun

Geçen hafta ailecek karaburuna gitmiştik. Resimleri pc'ye aktarmak zaman aldığı için bu güne kaldı.
 O zaman zarfında uzaya mekik göndermekle meşguldüm :)
Şimdilik yollar var daha sonra denizi eklerim.




 İstanbul'un ağaçsız yerlerinde yaşadığımız için her bulduğum ağacı çektim.




Rüzgar pervaneleri




çiçek kıtlığı vardı desem yeri, piknik yaptığımız yerdeki tek tük çiçekler...





bir kelebeğin peşimden,










Nihayet yakın çekim yapabildim. Elime sağlık güzel çıkmış.
Yağmur ormanlarına çekim yapmaya falan mı gitsem :)  Nasıl insanım anlamadım gitti, tek kelebek ile havaya girdim.

Esen kalın

28 Haziran 2012 Perşembe

İnci bileklik

Kuzeninle takı tasarımı kursuna gittiğimiz zaman tahtakaleden alışvelişe gitmiştik.  yorgun argın eve geldiğimizde işe yarar bir şey almadığımızı fark etmiş olsak da  cicilerimiz olmuştu bu bize yeter ( Kendimde inanmadın:) ) Ben çok az beyaz inci ve bol bol siyah boncuk almıştım.
Aşağıdaki bilekliği bir heves yaptım ama beğenilmedi, çok sarı olmuş dediler. Takı takmayan birisi olarak pek anlamıyorum kullanışlı olur mu olmaz mı.


Bu bilekliği de Halama gittiğimde kuzenimin boncuklarından yaptım. Onun klipsleri küçük olduğu için kendiminkilerden takmak için yanıma aldım. Alırsam geri dönmez dedim sevgili kuzi  boncuk verdi '' al kendine yap benimkini geri getir'' diye


Bunu da halamda iken başladım. Boncukları çiviye geçirmiştim zaten eve gelip zincir taktım. Yusufcuğun duruşu beğenilmedi.


En güzeli bu. Bu da kuzinin, uygun kapamaları olmadığı için onuda yanıma aldım ama bende de yokmuş. Halam duymasın çok kızıyor her şeyimiz yarım diye. Yukarıdakiler krem rengi bu beyaz. Aralarda taşlı apart var. Uçlara bit koydum ama pek olmadı iki ayrı misina olduğu için biri sıkışıyorsa diğeri çıkıyor beceremedim gitti.


Farklı modeller vardı ama onları hediye ettim/ettik. Resim bulabilirsem ilave ederim.


25 Haziran 2012 Pazartesi

incik çinçik her şey

Saçma ama şirin bir başlık oldu :)
Yeni keşfettiğim bir blogda çekiliş varmış. Blog kısmen Türkçe (daha çok Rusça ) olsa da pek çok farklı fikir edinilebiliyor.



çekiliş 1 temmuza kadar ilgilenen olursa tık tık

Severek takip ettiğim Rüzgara doğru yaza özel bir çekiliş yapıyor. İçi boş olmayan bu güzel çanta için 30 temmuza kadar vakit var.



kitaplarım ve ben ikinci çekilişini yapıyor. ilgilenen olursa 25 temmuza kadar tık tık



moda masalları 8 temmuza kadar aşağıda görmüş olduğunuz kutuyu hediye ediyor.



görmüş olduğunuz fotoğraf makinası için tık tık tarihi bilmiyorum :)




24 Haziran 2012 Pazar

deniyorum öğreneceğim

Nohut köftesi hep aklımda idi, bir türlü eyleme geçemedim. Önceki gün nohut salatası yapacaktım, köfte niyeti için nohutu fazla haşladım. Kalanı ile köfte ettim. tarih Oktay ustadan tadı güzeldi tavsiye ederim. Sol taraftaki nohut, sağdaki patates köftesi patates köftesi biraz cıvık oldu.


damla çikolatalı kurabiyem (aslında Oktay ustanın kurabiyesi)

Daha önce yaptığım kurabiyem miniçik kibar kibardı bunlarda başım gibi oldu. Kurabiyeler de tarifi harfiyen uyguluyorum ama bu olmadı. Neyse tadı güzel olmuş.


ramen


Çok önceden yaptığım için malzemeleri tam hatırlamıyorum. Nohut, barbunya, patates ve hatırlayamadıklarım  


öteki ramenim


Haşlamanın tavuk ve suyu, kabak rendesi, halka havuç, biber, salça 

hasta çorbam :) kabak çorbası


Bu tarifi nerden buldum bende bilmiyorum resmen hastalar için hazırlanan çorbalardan.

Afiyet olsun diyeceğim ama bilmem ki dener misiniz.



Deje vu


Polisiye romanları pek sevdiğim söylenemez. Sevmesem de sürükleyici olduğu için elinden bırakamam o ayrı dava. Her polisiye kitabında olduğu gibi ortada bir cinayet ve şüpheliler var. 


Ezra karakteri zaten sinir bozucu, birde etrafta bu tarz insanların var olduğunu bilmek daha da sinir bozuyor. Alex için bir şey diyemeyeceğim. Bu tarz şeyleri yabancı film yada kitaplarda bolca görüyorum, çok şükür gerçekte duymuyoruz ama  var olduğunu biliyoruz maalesef.  Rabbim kimseye yaşatmasın. 

Kitap tahmin ettiğiniz üzere beklemediğiniz bir kişinin katil çıkması ile bitiyor.

''Neden dejavu'' diyecek olursanız. Alakasız bir isim. Kitapta 2 -3 defa geçen bir rüya desem yinede alakasız. Yazar belki bu tarz kitapları bolca okumuş yada yazmış ki '' ben bunu bir yerden hatırlıyorum ama nereden''
demiş.
:) 

Herkese iyi okumalar.

23 Haziran 2012 Cumartesi

makyaj kutularım ile eşleştik


Kitap bahçesinin yapmış olduğu etkinlikte makyaj kutularımla eşleşmiştik. Bu sabah paketim geldi. Kitapları seviyor olmak ayrı blog aleminden ilk hediyemi almak ayrı bir duygu. Çocuklar gibi şenim. 

 Hediye almayı severim dememe gerek yok. Bu konuda herkes bir saklamayalım :)

Samiha Ayverdi nin sadece bir kitabını okumuştum. Bu kitabı da severek okuyacağıma eminin, denemeleri severim. Türk Mitolojisi; tarih ve araştırma, oldukça ilgi çekici. Mirdad'ın Kitabı farklı bir kitap.
Sıradan olmayan kitap yada sinemaları her zaman sevmişimdir.


mini sabun ve şirin bir nazarlığı da unutmayalım dimi :)

Bu güzel hediyelerinden dolayı makyaj kutularına ve organize eden kitap bahcesine teşekkürleri borç bilir, herkese iyi hafta sonları...


22 Haziran 2012 Cuma

Kitaplarımı beklerken

Blog dünyasında pek çok etkinlik olsa da hepsine katılamıyorum. katılmış olduğum kitaplaşma etkinliklerinden kısacık bahsedeceğim.
Rüzgara doğrunun yapmış olduğu etkinlikte pembe mor alg ile eşleştik. kendisi izinde olduğu için hediyelerimizi daha sonra göndereceğiz.
Kitap bahçesinin yapmış olduğu etkinlikte makyaj kutularım ile eşleştik. İlk defa Birisine hediye gönderiyorum umarım beğenir.
Damlanın yapmış olduğu kitaplaşma etkinliği henüz sonuçlanmış değil, katılmanızı tavsiye ederim.

18 Haziran 2012 Pazartesi

İslam'ın Silahsız Askeri- Badşah Han

Badşah Han, Eknath Easwaran kimdir bilmem yazın köy dönüşü kitaplıkta buldum. Kitaplığın kayıp eşya deposu olduğunu düşünmeyim, ben yokken babam almış. bir bakayım kitap kimi anlatır yazarı kimmiş dedim.

İlk olarak yazarımızı tanıyalım


















Badşah Han'ın nüfusunun doruğa ulaştığı yıllarda Mahatma Gandi'nin Hindistanın'da yetişir. Her ikisiyle de tanışma fırsatı bulan yazar, Gandi'nin 'cesurların silahsız direnişi' dediği kavramın altında yatan dönüşümüm Han'da kusursuz bir şekilde vücut bulduğuna inanır.

Hindistan'ın Nagpur Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı profesörü olarak görev yapan yazar aynı zamanda tanınmış konuşmacıdır.
Fulbright Öğretim Üyesi Değişimi Programı kapsamında 1959'da ABD giderek California Berkeley Üniversitesinde görevine devam etti.
















1961 de not için eğitimden öğrenmek için eğitime geçişi sağlamak için mavi dağ meditasyon merkezini kurdu.
Yazarın otuza yakın kitabı bulunmakta olup kitapları yirmi  ayrı dile çevrilmiştir.  20 ekim 1999'da California'da vefat etmiştir.

Ve kitabımız



Mahatma Gandi milyonları sömürgeçi yönetime karşı barışçı bir devrimle ayaklandırıken Abdülgaffar Han'ın devrim saflarında yer alması uzak bir ihtimal gibi gözüküyordu. bununla birlikte Han sarp ve engebeli topraklar olan Hindistan'ın Kuzey-Batı Hudut Eyaletinde hüküm süren acımasız Patan geleneklerinin bağrında yüz bin kişilik silahsız bir orduyu çıkarmayı başardı.

Pek çok kişi Gandi'yi sicilleri böylesine vahşet dolu olan bu insanları kendi silahsız mücadelesine katmaması konusunda uyarmıştı. Ama Han'ın önderliğinde Patanlar, ancak büyük savaşçıların adaletsizliğin karşısında silahsız durma cesaretini gösterebileceğini bütün dünyaya ispat ettiler.

Kitap yazarın gözlemleri ve Badşah han'ın konuşmalarından oluşuyor. birazcık alıntı yapacak olursak;

Benim gibi bir müslüman'ın yada Patanın şiddetten uzak durma felsefesini benimsemesinde şaşılacak bir şey yok. Bu yeni bir felsefe değil. Hz. Muhanmed (sav) bundan bin dört yüz yıl önce Mekke'de kaldığı dönemde bu felsefeyi uygulamıştır.

Tek bir değer ölçütüm var, o da bir insanın Allah'a olan teslimiyetinin derecesinir.

Gandi ''silahsız mücadele en iyi yol değildir. silahsız mücadele tek yoldur'' şiddet daha fazla şiddeti körükler.

Eğer bir esir yatacaksa,
o göz kamaştıran mezar taşımın altında;
kimse saygı duyması, tükürsün o mezara!
ey anneciğim, arkamdan ne yüzle ağlayacaksın:
bedenim ingiliz silahlarıyla parcalanmayaksa
Gani Han

Benden bu kadar. Kitabı okurken  biraz sıkıldığımı belirtmem gerek.

NARTLAR Asetin Halk Destanı



Babamın kitapları arsında görene kadar; Asetinler, Nartlar kimdir bilmezdim. Kuzey Kafkas halklarının ortak ürünü olan Nart destanı; nazım türünde yazılmış kısa hikayelerden oluşuyor. Kitabın hepsini bitirdim demiyorum çünkü; bu tarz destanlar tek oturuşta bitirilmez ara ara okunur. 
Bir destandaki tat diğeri ile harmanlanmadan.



Nart Destanı, köle olarak yaşamak yerine ölümü göze alarak, gökyüzündeki Tanrılarla savaşacak kadar özgürlüğüne düşkün bir halkın öyküsü.


Her gün gazetelerde, haberlerde görmeye alıştığımız ( ! ) kadına şiddet olaylarına tepkiyi,  taa yıllar öncesinden Nartlar böyle dile getiriyor.



Birçok öyküde Nart kahramanları, yoksul halkın çıkarlarını etkin olarak koruyan kişiler olarak boy gösterir. Düşmanla savaştan ele geçirdikleri hayvan sürülerinin büyük bir bölümünü dullara, yetimlere, yoksul köylülere  dağıtırlar.

Tamamını olmasa da kısa bir destanı okumanız dileği ile bu günlük bu kadar.


16 Haziran 2012 Cumartesi

Madagaskar

Yeğenimin zoru ile Madagaskar'a gittik demeyeceğim. Oldum olası animasyon filmlerini sevmişimdir :) Devam filmleri her zaman güzel olmasa da serinin 3. filmi göz dolduruyor. Bu yaz günü tatile gidemeyen varsa bir günlük de olsa çocukları oyalamaya yetiyor. Büyüklerde gidebilir tabi ki :)


Netten yürüttüğüm film konusu ile ben kaçar.


Dört sevimli arkadaşımız olan alex, melman, gloria ve marty new york'a dönmek için yine çaba içerisindedirler. Bu sefer bir sirke katılırlar ve sirk ile birlikte gezmeye başlarlar.. Fakat sirkte başlarına geleceklerinden haberleri yoktur.



Blog kampanyaları


Kim Hediye İster diyerekten bir başlığa kim içabet etmez ki 30 haziran son gün


resimde görmüş olduğunuz ipod için son gün 30 haziran

kumaş muhafazası içinde beyaz beautyblender ve temizleyiciden oluşan  setin sahibi olmak için tık tık


güzel bir kuş için buraya 29 haziran

herşeye maydanoz kitap çekilişi yapıyor 29 haziran son gün

renkli renkli ojeler için tık tık 24 haziran son gün

Görmüş olduğunuz kitap için tık tık 28 haziran son gün




Resimde gördüğünüz kitaplar için tık tık son gün 7 temmuz



birbirinden güzel hediyeler için tık tık 15 temmuz son gün

Resimde gördüğünüz DVD için tık tık son gün 15 temmuz
blogger arkadaşımızın ilk çekilişi devam ediyor buradan 30 haziran son gün

güzel bir yaz hediyesi için buraya 4 temmuz son gün


70 izleyiciye ulaşan özlem 7 temmuza kadar bir çekiliş gerçekleştiriyor.

görmüş olduğunuz hediyeler için 14 temmuz son gün hadi geç kalmayın tık tık