Sivrihisar

Eskişehir de üniversite okurken bir iki ilçeyi merak ediyordum ama  gitmeye arkadaş bulamıyordum.

 15 yıl üstüne gitmek nasip oldu. 15 yıl ne uzun. Gecen gün Lale geldi ev ziyaretine. Eski albümler açıldı 14 yıl öncesinden kalma. O kadar yaşlanmış olmayız değil mi? 

Amcam KTÜ mezunu ara ara mezuniyet toplantıların katılırdı. Lise yıllarındayken ''acaba ben de okul bitirip yıllar sonra arkadaşlarla buluşur muyum?'' diye düşünürdüm. Yılların bu kadar çabuk geçeceğini düşünemezdim. Evet yıllar geçiyormuş. 

Eskişehir sıradan bir şehir değil benim için. Üniversite yıllarım, gençliğim, yaptıklarım yapamadıklarım. İçimde kalanlar, kırgınlıklar ve daha niceleri. 

Sivrihisar pek Eskişehir gibi değil aslında. Eskişehir den uzak. Bizim oturduğumuz yere yakındı yavaş yavaş gittik gezdik geldik. 

Gezi listem tabi ki vardı ve evde unuttum :) Klasik ben. Olsun araştırma yapmak bile benim için zevk.

Listem yanımda olmamasına rağmen her yere gittik, listeden bir yere gidemedim sadece. Duvarlarında minyatür olan cami. Adı neydi ki acaba?

Kilisenin oradan gezmeye başladık. Kiliseyi boş görünce şaşırdım. Boş olmasın diye yalandan üç beş tablo koyulmuş sergi varmış gibi gösterilmiş ama eğrelti duruyor. 

 

Ahşap tavanın bir adı vardı unuttum. Küçük bir mescid. Ben bilinçli gittiğim için içine girdim başkaları yanından geçti gitti. 

Heykel alanını gezdik. 

Seyir terasında uzunca vakit geçirdik. 

Mahalle içinde dolaştık. 

Dizi çekimlerinden dolayı belli kısımlarda yığılma olunca bölgede fazla kalamadık. 

  

 Bir kaç camiye girdik. 

 

  

Ahşap dokuyu hep sevmişimdir. 

Çok güzel bir sürpriz. Kabe örtüsü.  Yıllar önce Afyon'a gittiğimizde aynı şekilde beklemeden karşımıza çıkmıştı. 

Kilim Müzesine gittik

Tasarımı çok güzeldi. 

Bir gün oturup bu motiflere çalışacağım :)

Oradan Zaimağa Konağına gittik

Aynalı karyoladan rahmetli Elmas Nenemin de vardı. 

 

Saten yorgan, demir karyola, kanaviçe işleme. Resmen çocukluğuma ışınlandım. 

 

Gömme dolaplar çok şık değil mi?

                                                      

Konağın her bir köşesi ayrı güzel

Sivrihisar'a çok yakın mesafede Pessinus antik kentine gittik en son. 

Küçük bir alandı. Neden geldik şimdi modunda iki tur atıp dönüş yoluna girdik. 

  

 

Kendimizi yormadan sakince gezip döndük.

 

Artin Karagöl

Artvin ve Kastamonu benim çok merak ettiğim şehirler. Çadırımı alıp dağ tepe her dereyi her dağı görmek istiyorum. Kastamonu'ya yıllar önce gittim ama doyamadım. Artvin'e gitmek şimdiye kadar hiç nasip olmadı. Evlenince bir yanım Artvin'li olmuş oldu. 

Nişanlanınca kayınpederle tanışmaya gittim. Hasta ve yaşlı olunca nişana gelmemişti. 

Mayısta düğün vardı bir gece kaldık. 

Öğretmen evinde kalmıştık. Yolunuz düşerse tercih edebilirsiniz. Bungalov tarzında ahşap bir yapıydı.

Kurban bayramında gittik. 

Ağustos sonunda da fındık toplamaya gittik.

Bir yıl içinde dört defa gitmiş oldum. Gittim ama gezmek nasip olmadı. 

Fındık bitti, satış için hazırladık. O günde Trabzon'dan kardeşler ve kuzenler topluluğu gezmeye geldiler. Bizim işimiz bitmediği için onlara Arhavi'de mencuna şelalesi ve çifte köprüler var oraya gidin dedik. 

Ben telefonu kapattım eşim ''şelalenin yolu uzundur, yürüyemezler'' dedi. ''Sence onların yürümekten zorları var mı?'' cevabından sonra işimize baktık. 

Az sonra ablam aradı. ''sen buraya gittin mi de bize git diyorsun. Yol bitmiyor ''

:)

Velhasıl baya yürümüş, yorulmuşlar ama çok beğenmişler. 

Sonrasında Hopa'da buluştuk ve Karagöl'e doğru yola koyulduk. 

Az gittik, uz gittik. Dere tepe düz gittik, göle vardık. İlk defa bir göl görmüyor olsak da göle bayıldık. 

Gidiş yolu ayrı güzel kendi ayrı güzel ağaçlar çok çok güzel. 

Ağaçlara sarıldık, güzel sözlerimizi aktardık. 

Bol bol fotoğraf çekildik. 

Kayık için sıra vardı. Biz beklemedik göl etrafını turladık. 

Yorucu ve güzel bir gündü.

 Not: Bu geziye eylül başında gittik. 

Beypazar

Tarihi dokusunu koruyan yerleri her zaman sevmişimdir. 

Uzaktan şehri görünce ben burayı çok severim dedim ama keşfedemedim. 

Tarihi çarşıya tam girdik geziyoruz yağmur çiselemeye başladı. 

Meşhur bir kaç tane mekan var zaten onlardan birine girdik oturduk, sağanak yağmur başladı. 

Yağmur dinince dolaşmaya devam ettik. Kapanmak üzerine Hamam müzesine gittik. Küçük bir yerdi, görevli personel gerekli bilgileri de verdi. Biraz daha gezdikten sonra meydanda yapılacak olan Sevcan Orhan konserine katıldık. 45 dakika gibi uzun bir süre bekledik. Yarım saat müzik dinlemiştik ki yağmur tekrar yağmaya başladı. Koşarak arabaya yetiştik. sağanak yağmuru arkamızda bırakarak oturduğumuz semte geldik ki bir damla yağmur yok :)

Küçük şirin bir yer. Tekrar gitmeyi düşünüyoruz. Giderken boş şişe ile gidip maden suyu çeşmesinde su alacağım. Kendimi Tornavi, Balahor'a gitmiş gibi hissetmezsem olmaz :)

Not: Bu geziyi ağustos ayında gerçekleştirdik.