31 Mayıs 2019 Cuma

Kendime şarkılar

Bir benim çevrem mi sıkıldı hayattan, hep bir şikayet hep bir koşuşturma. 
Bir şeyler yapıyoruz ama elle tutulan bir şey yok. 

Ee günler neyin peşinde koşarak geçiyor. 
Eskiden nelerle meşgul olurmuşuz da şikayet etmiyorduk. Tamam şikayet ediyorduk ama anlık şeylere. Şuan hiç bir şey bizi memnun etmiyor.
:( 

Dinlediğim şarkılar bile hüzünlendiriyor. 
Halbuki ne güzel bir tınısı var. Dinledikçe huzur bulmam gerek.

 İçimdeki yaşama sevincine sesleniyorum. 
Tükenmeden dermanım gelip beni bulur musun ? 


Geçen aylarda neşeli neşeli Ümmüşen dinliyordum.

Cemre bu yıl yön çevirsin diye çok bekledim. 
Baharsız yürekler yerine  yine kara topraklara düştüğünden  olsa gerek hevesim kaçtı. 
:)





Sürgün baharı da es geçmeyelim.  

Sevmeyi senden öğrendim Dinleyip kuşları hikayeleri duymayı Yola çıkmayı senden öğrendim

Ne hoş sözler, bir babaya yazılmış. :)
Rabbim acısını göstermesin.



Sizler nasılsınız. İç sesiniz neler dinleyip nelere yoruyor dinlediğini ?  






26 Mayıs 2019 Pazar

Çöl Masalları - Tayfun Pirselimoğlu

Kitabı 2018  Beyoğlu Sahaf fetivalinden almıştım . Üç arkadaş gittiğim için sahafı çok gezememiş elimi attığım iki kitabı alıp çıkmıştım. Neyse ki çok bekletmeden ( okuyucu burada gülmesin daha eski sahaflardan alıp okumadığım kitaplar var ) iki kitabı da okudum.



İlkinin hikayesi de güzel. Aldığım gün başlamıştım. Sonra aynı grupla tatile gittik. Yolda okudum. Baktım olmuyor bir gün kendimi eve kapatıp okudum. İncecik kitap hemen bitti. Bu kitap hemen bitmedi. Hele 50 sayfa süren ön sözü , aman Allahım bayılıyorum. Ön söz yazamam diye cümle kurup 50 sayfa yazmak nedir!



Kitabı ilk ablam okudu. ''Bu ne bicim kitap'' dedi. Sonra ben aldım elime ön sözü görünce bıraktım. 

Almışım okunacak bir şekilde.  

Annemim ilk hastane yatışında aldım yanına bir şekilde önsözü bitirebildim. Araya zaman girdi. Hastane çantası hazır kit gibi kenarda duruyor. Kitabı da unutmuşum ikinci gittiğimde iki gün kalınca 150 sayfa okumuş oldum. Devamını da evde parça parça okundu ama nasıl okundu.
Nasıl eziyet bit kitap.


Hem saçma, hem merak uyandırıcı.
Hem geçmiş dönem gibi hikaye anlatılıyor hem arada modern dönem icatları var.

''Size efendimden bahsedeceğim'' cümlesini kuran bir kişi  TV karşısında gün geçirir mi?

Hem gizemli insanlarla gizemli bir çölde yolculuk yapıp hemde araba kullanılabiliyor mu?

 Neden deve değil, at değil ya da uçan halı değil!

1001 gece masalları absürtlüğünde modern dönem hikayeleri. 

Hikayeler farklı farklı ama bir biri ile bağlantılı gibi.

Bir baltaya sap olmamış erkek profilinin kendini bulmaya çalışma çabaları, hüsranla biten gönül ilişkileri.  Her hikayede olmazsa olmaz topal biri.
Kitap sonunda hikayeler bir şekilde birbiri ile bağlanır dedim olmadı.  Kendince hikayeler birbiri ile bağlandı aslında.  Tek sorun hangi hikaye kime aitti ben karıştırdım.  Tek kusur bende yani, yoksa yazarın aralara sıkıştırıldığı karakterlerin zaman kavramı olmamasıyla alakası yok!

Özetle kitabı sevip sevmediğimden emin değilim. 


20 Mayıs 2019 Pazartesi

Kitap fuarı ve daha fazlası


Anlatacak çok şey olsa da uzun bir ardan sonra söze nasıl başlanır ki.
Başlangıç  mutsuz iş hayatımdan mı, ülkenin gidişatından olmalı?
Hiç biri olmadan başlasam söz bir şekilde oralara gelmez mi?
Özetle yorgunum, hem ruhen hem bedenen.

Beni mutlu eden kitap okumadan başlayayım.

Yeni yıla girerken her şeyi değilse de en azından okuduğun kitapları yazarım diye ummuştum. 
Güzelde okuyordum ta ki göz nezlesi olana kadar. 
Bulaşıcı olduğunu yıllar önce abimin eşinde görmüştüm ama bu kadar açı vereceğini düşünmemişti. Resmen kalbim gözümün orada atıyormuş. Tüm hayat dengem değişti.  
Bugün iyiyim çok şükür derken akşama ateş ve göz batması başlıyor. 
Resmen kitap okumayı, film izlemeyi özlemişim. 
Zaten sokaklar kalabalık temel ihtiyaçlar için bile sokağa çıkasım yok en azından evde kaliteli vakit geçirelim dimi?
Ama olmuyor. 
Hastalığın seyri 10 günmüş. Bana sorsanız 10 yıl diyebilirim. O kadar canım kıymetli yani :)
Hastalık üç hafta sürdü, sonra annem ameliyat oldu. Sonra ramazan derken sürekli bir bahanem oldu.

Bahane bulmayacağım kitap okuyacağım, belgesel izleyip etamin işleyeceğim dedim.

İlk adım: Evdeki kitapları kasvetli bulduğum için  sahaftan kitap almak.

Fuarda yorulunca sahafa gidemedim. Fuarda da çok gezemedim. Sürekli kitaplarını okuduğum belli başlı yayın evlerinde de aradığım kitapları bulamadım. Gün ortası gittiğimden mi bilinmez katılım da çok azdı.


Aklımda geçenler olmayınca ilerde aklıma düşebilecek bir iki kitapla eve geldim. 
Her birinin bir hikayesi var ama başka zamana. 

Kendime okuma listesi yapacağım.
 ( daha önce yapmıştım öncelikleri değiştireceğim )
a. Çöl Masalları ( nihayet yarıladım) 
     b. Kaf Dağının Ardı ( son hikaye kaldı )
                                     c. Tek Kelimelik Sözlük ( iki yıldır parça parça okuyorum ) 

İkinci Adım : İzlenecek belgeseller ve filmler  listesi çıkarmak. 
Son zamanlarda netflix filmleri izledim / izliyorum. 

(Aklımda bunla ilgili paylaşım yapmak vardı)

Biraz İran sineması izlemek istiyorum. Eski telefonuma listeler yapmıştım. Ekran gidince liste de gitti. önerilerinize açığım. 

Üçüncü Adım: Alıp kenara attığım etaminlerimi değerlendireceğim. 
En son anneme ( aslında çeyiz için ) havlu işledim. 


Minik minik şirin bir şey annem beğenmedi. Sade olmuş, bende sağına soluna bir şey ( ama ne ?) işleyeceğim. 

Dördüncü Adım: ?

Bir şey bulamadım. Galiba küçük şeylerle mutlu olabiliyorum .

:)

Esenkalın.