28 Kasım 2016 Pazartesi

Günler geçip giderken # 1

''Allah'ım günler ne çabuk geçiyor'' klişe cümlesinin en son kurduğumdan bu yana 4 ay geçmiş. Bu dört koca ayda neler olmuş?
Yazıyı yazarken ramazandan, bayramdan ve bayram sonrası nişandan bahsetmişim. 
o yazıdan sonra ikinci bir bayram geçirdik. Dolu dolu güzel anıları olan, kalabalık köy tatili yaptık.  Dönünce monoton hayatlarımıza devam ettik. 
Köyden dönünce de  arada bahsi geçen kuzenin düğününü yaptık. Pek tatlı bir gelinimiz var. Rabbim bir ömür mesud eylesin. 
Ben buraya neden geldim unuttum.
 Daha doğrusu giriş yapmış bırakmışım. Kitap notu gireyim dedim. Aa o da ne ? giriş yapıp bıraktığım 12 adet taslağım var

Tembellik mi, vaktin sınırlı olması mı  bilinmez. Hiç bir yere yetişemiyorum. 
 İki hafta boyunca işten çıktım eve geldim, ders çalıştım. Hobisine okuduğum AÖF den  yüksek not almak için spora bile gitmedim. 
Sonuç; HÜSRAN 
Cumartesi sınava yetişemedim, sadece pazar günkü sınavlara girdim. 
İki gün kalabalığa karışınca İstanbul'un çekilmezliğini bir kez daha gördüm. 
Bu trafik, insan kalabalığı gittikçe hoşgörümüzü azaltıyor. 
''Ben ilk durağa yürüdüm onlarda yürüsün, sıra bekledim onlarda beklesin'' demeye başlıyoruz. 
Yanı başımda  biri ölse uzmanlık alanım değil diye dönüp bakmayacağım diye korkuyorum. 

Efendim ben bunları yazmaya gelmedim ama fark ettim ki insanlığa karışınca insanlığımı unutuyorum. 
İnsancıklara uzaktan bakıp özlerinde iyi  olduklarını, onları olumsuz yapan şeyin benim bakış açım olduğunu söylemek isterdim ama çarpılırım diye korkuyorum.

Özetle; iç sesime ''olumlu ol'' komutları vermekle meşgulüm, siz nelerle meşgulsünüz? 

1 Kasım 2016 Salı

BEYOĞLU SAHAFLAR

Bu yıl onuncusu yapılan sahaflar festivali ayın 24'ünde başladı,  6'sına  kadar sürecek. Hafta içi altıda işten çıkıyorum diye hafta sonu gideyim dedim. Pazar günü ders bitince ( 10 - 16 arası ders var ve en boş günüm) Beyoğlu'na geçtim. 
Gittiğimde konuşma vardı, kimler hangi konuda konuşuyor ilgilenmedim. Daha sonra Hakan Aysev anonsu duydum. Kitap fuarında konser? Ne güzel dedim ama beklediğim gibi bir şey değildi. Sadece kendi beğendikleri şarkılar üzerine konuştular. Konuşurken de arka fonda bahsi geçen şarkı gayet rahatsız edici bir şekilde dinletildi. Birilerini canlı dinleme fırsatı varken stüdyodan geçmiş bir şeyler dinlemek bir benimi rahatsız ediyor. Hadi biz de rahatsız oluyoruz deyin, lütfen lütfen :)


Neyse efendin ben sahafların sadece bir tarafını gezebildim. Genel olarak kitapçılar ilgisiz. Her soruya ''yok '' diye cevap veriyorlar, bir bakmışsınız yok denen gözünüzün önünde. Tek bir kitapçı sorulama cevap verdi. Sorduğum kitapları bildi! Ne olduğunu anladı. Knut Hamsun seyahatnamesi dedim kadın direk kitap ismi verdi. Halbuki oraya gelene kadar sorduklarım gayet bilinen şeylerdi. Sadık Hidayet, Necip Mahfuz, Mukaddime, Hay bin Yekzan gibi. 
Belki Hay bin Yekzan bilinmez. 


Neyse efendim onca yorgunluğa ve ilgisizliğe rağmen birazcık alışveriş yaptım. 
Ali Ural'ın şiir kitapları vardı. Şiir sevemediğim için almadım. Mukaddime  ve Hay bin Yekzan uzun zamandır almak istediklerim. Necip Mahfuz'dan başka kitaplar aramıştım, bulamayınca bunları aldım. İskender Pala sevdiğim yazarlardan biridir, Samiha Ayverdi de öyle.  Varlık yayınlarından kitaplar vardı ama seçemedim. 
Diğerleri bir yerlerden aklımda kalıp defterime not ettiğim kitaplar. Ahraz'ı kimden duyup not etmişim hatırlamıyorum bile. Hatta benim not ettiğim kitap bu mu, ona bile bakmadım.  


Aklımda pek çok kitap var ama kitapları koymaya yerim yok. Zaten '' şu kitabı arıyorum '' deyince ilgilenecek personelde yok. 
Şu an için 15 kitap aldım. Tekrar gitmeye vaktim yok. Hafta sonu bir dersten sınavım var, yüzüne bile bakmadım. Yarın kuzenimin kınası, pazarda düğünü var. O sebepten bunlarla yetineceğim. Ah pardon daha önceki senelerden alıp okumadığım kitaplarımda var, Onları da okurum bir bahane ile. 

Hangi kitaplar derseniz 

2012 kitapları okundu,
2013 kitapları  okundu,
2014 kitapları  16 kitaptan 7 tanesi kalmış. 

Eski aldıklarımın sene bitmelerini umuyorum. Hadi bakalım, bana kolay gelsin.