31 Aralık 2023 Pazar

Film önerisi 4

 Thunder Force 2021


Melissa McCarthy ve Octavia Spencer filmlerini severek izlerim. Süper kahraman filmlerini sevmesem de komedi ağırlıklı bir film olduğu için severek izledim. 

Superintelligence 2020

Bir Melissa McCarthy filmi dah severek izlenmiştir. Dünyanın sonunu geldiği bir film konusu işlenmiş. Dünyayı da sıradan bir kadının  kurtarması güzel bir konsept olmuş. 

Salinger Yılım

Aman aman hareketli bir film olmasa da kitap okumayı seven biri olarak severek izledim. Esas kızımız bir yayınevinde çalışmakta. Görevi hiç görmediği yazara yazılan  mektupları cevaplamak. 


Ölüm Günün Kutlu Olsun 2017


O kadar çok karşıma çıktı ki izleyeyim artık dedim. İzlediğimi anlamış olmalılar ki artık karşıma gelmiyor :) 
Film güzeldi, başrol kahramanı her gün aynı güne uyanır. Günün sonu ölümle sonuçlanmaktadır. Her gün bir kişiyi eleyerek katili bulur. 

The Menü 2022

Sürekli karşıma çıkan bir diğer filmi de severek izledim. 
Film güzeldi ama kızım son anda aklına gelen fikrin kaynağını çok anlayamadım. Burger 


Nereleri Görmüşüz?

Gittik geldik,  gezdik gördük de yazmaya fırsat olmadı. 

İzmit

İzmit'e gittiğimizde gezmeye fırsatımız olmadı. Akşamdan Darıca ya yatıya gittik. Sonraki gün Uzunçiftlik'e gittik. Oradan da Başiskele'ye düğüne gittik. 

Ramazan bayramında İstanbul'dan dönerken Uzunciftlikteki akrabaları ziyaret ettik. 

İznik 

Kına bahanesi ile İznik'e gittik. Bir heves kamp malzemelerimizi yanımıza aldık, gitmeden yer araştırdık gidince sağanak yağmura yakalandık. Öyle böyle değil düğün konvoyunda araçtan inemeyecek kadar. 





Gidişimiz de komikti. Adres bilmeden yola düştük. Bir kapıdan girdik, kuzenin meşhur fırınına doğru giderken 08 plaka gördük, dar sokakta ilerlerken dikkatle sağa sola bakınca damadı gördük. Kazara düğün evini bulduk : ) 

Bir gece kaldıktan sonra şehri gezdik. Minik güzel bir şehir.

Çeşnigir Köprüsü

Ablam Ankara’ya gezmeye gelmişti. O gelince Kırıklale ‘de Çeşnigir Köprüsüne gittik. Gitmişken Keskin ilçesine gidip tarihi evler, konaklar görür sulu mağaraya gideriz dedik. Biz yaptık siz yapmayın. Köprüden ilçeye 19 km yol var. Yola çıktık bir anda yol 39 km oldu. Hadi yol boşken dönüş yaptık Keskin’in içinde dar sokaklarda kültür evi arayacağız diye perişan olduk sonuç mekan kapalıymış. Mağarada el kadar ve doğal değilmiş.





Neyse ki köprü güzeldi gittiğimize pişman olmadık. Yakınlarda köy pazarından doğal sebzeler aldık. Çok pahalı olduğunu söylememe gerek yok galiba. Tarlanın kenarında satış yapıyorsun. Aracının aldığı nakliye bedelini eklemiyorsun ama yine pahalısın. Türkiye’nin neresine gidersem gideyim bu değişmiyor.

Akçakoca

Kuzenim geldiğinde de Akçakoca’ya kampa gittik bizim ilk kampımızdı ama zaman yanlıştı. İkimizde hastaydık. ‘’Gitmezsek bütün sene söylenirsin, o yüzden bu hafta sonu kesin gidelim’’ dedi eşim. İlk gittiğimiz gün çok dalga vardı denize giremedik. Çadırı kurduk, kamp sorumlusunun tarif ettiği balıkçıya yemeğe gittik. Gerçekten güzelmiş beğendik. Çarşıda az biraz gezip erkenden yattık. Sabah erken kalktık, çok üşüdüğüm için sabah yürüyüşü gibi film hareketlere giremedim. Biraz ısınınca kahvaltı hazırlığına geçtim. Piknik tüpü ve kızartmak için yanımıza kabak alıp bilin bakalım ne unutmuşuz? Tava 😊 çaydanlık, çay, şeker cam bardak var ama tava yok. Her şey bir tecrübe dedik ve kamp sorumlusundan talep ettik.



Akçakoca’yı çok sevdim yolum düşerse tekrar gitmek isterim. Dönüş yolunda Konuralp içinde Antik Kent ve Müzeye gittik. Ben iki yeri de sevdim ama yol arkadaşlarım pek sevemedi. ‘’Daş işte her yerde aynı ‘’ dediler. Ne güzel yerler diye diye iki gün gezip geldik. Döndükten sonra arsa baktık bir heves belki gönlümüze göre bir yer olur diye. Gönlümüzle bütçemiz çok alakasız yönlere gittiği için baktığımızla kaldık.

Kamp dönüşü iki gün hasta yattım. Ankara da salgın varmış. Fabrikada beyaz yakadan 10 kişi aynı anda işe gidememişiz.

Biraz toparlayınca İstanbul’a gezmeye gittik. Doğum günü bahane kuzen buluşması şahane dedik ve İstanbul için yoluna düştük.  Yeğenim 20, kardeşim 24 Eylül doğumlu. İlk defa geçen sene kuzenleri dahil ederek kutladık, memnun kalınca bu senede aynı şekilde toplandık. 20 kişilik bir ekiple mangal başında bol curcuna ile hoşça vakit geçirdik. Bu sene kuzen çocukları da dahil oldu. Umarım güzel anılarla hatırlarlar.

Hastalıklarla izinli günler çok olunca tatil yalan oldu. Allahtan Akçakoca’ya gitmişim yoksa denize giremedim diye çok üzülürdüm.

Nallıhan Kuş Cenneti

Geçen sene nisan ayında kardeşlerim gitmişti. Gitmeye değmez demiştiler. Kendimiz denedik karar verdik '' gitmeye değmez'' 


Dönüş yolunda Çayırhan'da Sarıyar barajı kenarına gittik. Potansiyeli olan ama ağaçları olmadığı için benim için ilgi çekici olmayan bir yerdi. 

Barajdan sonra Beypazarı'na gittik. Daha önce gittiğimizde sağanak yağmura yakalanmıştık, gezemediğimiz yerler olmuştu. Tarih ve Kültür Müzesi'ni severek gezdik. 

Artvin 

Kurban bayramında memlekete gittik. Trabzon da bir yere gitmedik. Sadece köye bayramlaşmaya gittik. Arhavi de çifte köprüler ve mencuna şelalesine gittik.  .şelalenin yolunun uzun olduğunu biliyordum ama bu derece uzak beklemiyordum. Git git bitmedi. Tam 45 dakika şelaleyi görmek için dağa doğru yokuş yukarı yürüdük. 

Bayram günü Borçka 'ya köye çıktık. Kayınvalidemin de köyüne gittik. Çok güzel yerler ama yollar hiç bitmiyor. 

İki kurbandır gidiyorum yok böyle bir yol. 

Batum

Bayram öncesi 5 kardeş, 3 kuzen ve eşim toplam 9 kişilik grupla Batum'a gezmeye gittik. Ben sevdim tekrar gitmek nasip olur inşallah. 





Bir kaç defa İstanbul'a gittim. Boğaz havası aldım, yalnız gezdim.

Ankara içinde birkaç müze gezdik. Çubuk Barajı, Eymir, Mogan, Bakap Parkı gibi doğa ile iç içe olabileceğimiz yerlere gittik.

Fotoğraf yüklemek zor geldiği için burada yazıya son veriyorum.

30 Aralık 2023 Cumartesi

Film 3

 Yedi Kadın Bir Cinayet


Katil kim formatında komedi filmi. Film sadece yedi kadın etrafında geçiyor. Maktül kim görmedik bile. 

Heyecan, gerilim bekleyenler hayal kırıklığına uğrar. gayet sıradan hoş bir filmdi. 

Peki şimdi Nereye


Film sürekli karşıma çıkıyordu. Güçlü kadın karakterlerin olduğu kategoride olacağını düşünerek izledim. Karakterler konusunda emin değilim. Alışık olmadığımız bir tema olduğu kesin. 

Film Lübnan'da geçiyor. Müslüman ve Hristiyan halkın bir arada yaşadığı küçük bir köy filmin işlendiği yer. Eşlerini savaşta kaybetmemek için mücadele veren kadınları anlatan film ilginç bir kategoride. İzlenip görülmeye değer bence.

Mutlu Son



Kemoterapi gören dört kadın arasında gecen güzel bir hikaye. Sonu benim için höt diye bitse de beğendim.

Yarının dünyası



Bilim kurgu değişik güzel bir filmdi. Paralel evren mi desem uzay mı desem emin değilim.

Dert Etme Sevgilim

Son ana kadar ortamın normal olmama durumunu anlayamadığım bir filmdi. nasıl bir cümle kurdum oradan anlayın alışık olmadığımız bir tarzı var.  Fantastik film izlemeye alışan bünyem kesin virüs var bunlar kurtarılmış bölgede her şey normalmiş gibi abartılı yaşıyorlar diyordum ama değilmiş. 

Dizi: Maid


9 bölümlük mini bir dizi. Duygusal şiddet gören bir kadının hayata tutunabilme mücadelesinde beni inciten anne ve babasından destek görememesi oldu. Çılgın bir anne ve geçmişinde şiddet eğilimi olan bir baba. Rabbim kimseye vermesin. İllaki kötü bir şey için değil bu karakterlerle güzel bir şeyde paylaşılmaz. 

The Rose Maker 

Eve Vernet babasından kalma gül çiftliğinde mali sıkıntılar yaşamaktadır. Gül yetiştirme üzerine hiç bir bilgisi olmayan üç rehabilite personeli ile sıkıntılı süreçleri aşmaya çalışırken güzel bir bağ oluşuyor. 



2023 Okumaları 2

 Uzun bir aradan sonra yazı yazmaya çalışmak.

Kendimce düzenli kitaplar okudum, az biraz gezdim. 7 ay üstüne iş arkadaşlarımla bağ kurmaya çalıştım.

Belirli seviyede yalnız takıldığım iş hayatımda yeni başlayan personel uyum sorunu yaşamasın diye ortak molalara çıkmak, beraber yemeğe gitmek derken iş arkadaşlarımla kaynaştım. İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilemiyorum.

İstanbul’ dan taşınırken az sayıda kitap ile geldim. Geldikten sonrada birkaç defa alışveriş yaptım. Aldıklarımın en az yarısını okumadan yani kitap almayacağım dedim. Sözümde durduğum söylenemez. İşe gidip gelirken ince kitap ya da e kitap okudum. Kalın kitaplar kaldı. Nedense kalın kitap gözümü korkutuyor.

Bu arada açık öğretimden bölüm okumaya devam ediyorum. 2022- 2023 Bahar Dönemi tek ders aldım. Yaz okulunda 4 ders alarak Tarım Teknolojisi bölümünü bitirdim. Tarım Teknolojisi bölümüne kayıt yaptırdığımdan beri online sınava girdim ilk defa yaz okulunda okula gidip sınava girdim. Neyse ki tek sınavdı.

Bitki Su İlişkisi, Hayvan Yetiştirme, Entomoloji, Fitapatoloji dersleri hiç de pratik okunacak dersler değildi zorlandım.

Yıllar yıllar önce Kültürel Miras ve Turizm Bölümü okuyordum. Son 4 dersin vize sınavına girip finale girmemiştir. Bölümden hevesim kalmayınca sildirip Tarım Teknolojisi’ne yazılmıştım. Belki af çıkar, bölümü bitiririm diye Anadolu Üniversitesinden kayıt yaptırmadım. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümüne kayıt yaptırdım. 

Yaz okulunda son ana kadar ders çalışmayıp iki hafta kesintisiz ders çalışınca Felsefe derslerine kayıt yaptırdığım gibi başladım. Vize sınavları için konuları erkenden bitirdim. Notlar pek iç açısı değil, darısı final sınavlarına diyelim.

Felsefeye Giriş, İlkçağ Felsefesi, Felsefenin Temel Kavramları, Klasik Mantık olmak üzere 4 ders alıyorum. Çıkmış sorulara ulaşamadım.

Ders çalışınca kitap okumalarım yavaşladı.

Bu zaman zarfında kitap okumakta zorlandığım dönemlerde bolca dizi/ film izledim.

32 tane kitap okumuşum. Neyse ki kitapların bir kısmını daha önce yazmıştım, kalan kitapları yazmak sorun olmadı.



Kostantaniye Oteli – Zülfü Livaneli

Leyla’nın Evin’de farklı kesimlerin uyumu güzel yansıtılmıştı. Bir davette katılına kişiler üzerinden kitabı ilerletmek fikri güzel olsa da sevemedim. Zor bitti.



Zeyno’nun Oğlu – Halide Edip Adıvar

Kalp ağrısında Azize’yi şımarık bulmuştum. Kitabın başlangıcı ile bitişinin iki farklı konuymuş gibi değişmesini ilginçti. İkinci kitap Zeyno’nun Oğlu’nda hemen hemen tahmin ettiğim gibi çıktı. Kitap iki farklı hikaye ile başlayıp  hikayeleri ortak kümede topladı.

Gecen aylarda Yaprak Dökümü’nün eski versiyonlarını izlemiştim. ‘’Asrileşme ‘’ tabirini orada duyup öğrenmiştim. Çok anlamsız gelmişti. Bu kitapta da Mesture Hanım aracılığı ile sıkça asrileşme tabirini duyuyoruz. Özentiliği oldum olası sevmediğim için bir anlam veremiyorum.

Kürt Zeyno’ya üzüldüm. Haso çocuğun yalnızlığını zorba çocuklar karşında çaresizliğini ruhumda hissettim.

Oldum olası birisinin destursuzca hayatıma girmesinden rahatsızlık duyarım. O yüzden İstanbul’dan Diyarbakır’a yolculukta Zeyno’ ya Mesture Hanım’ın eşlik etmesi beni rahatsız etti. Bir tek yolculuk olsa hadi neyse dersinde kadının zorla evimde davet vermesi beni rahatsız ederdi. Görgüzüsüz haspam.

Dağın Öteki Yüzü

Demirciler Çarşısı Cinayeti’nden sonra uzun zaman Yaşar Kemal okuyasım gelmemişti. Bu seriyi de farklı zamanlarda farklı sahaflardan almıştım. Hep ince kitaplar okuduğum için farklılık olsun dedim ve başladım.


Ortadirek

Uzunca Ali İle anası Meryemce’nin çukur’a inmek için verdikleri mücadeleyi kah merakla kah sinirle okudum. İnsanın kısa bir anda bile aklından geçen bin bir düşünceyi işlemesi açısından güzel bir kitaptı. Meryem’ce ye çok kızdım. Oğluna yük olduğunu düşündüm. Sırtında taşıma sahnesi değil de inadından küsmesi, tepki vermemesi beni deli etti. Ali’ye de kızdım neden Koca Halil’i ata bindirdin de aileni üzdün.  Ailesini önemsemeyen, başkasının ihtiyaçlarını ailesinin ihtiyaçları önüne koyan insanlardan ne kadar nefret ediyorsam ailesine küsen yetişkinlerden de o kadar nefret ediyorum. Olgunlaşamamış bireyler lütfen çocuk yapmayın.

Yer Demir Gök Bakır

Birinci kitapta bin bir güçlükle Çukur’a inilmiş, Çukur’da toplanacak pamuğun olmadığı görülmüştü. İkinci Kitapta köye dönen yalak köyü ahalisi borçlusu olduğu Adil Efendi’den korkarak günlerini geçirir. Ha geldi ha gelecek korkusu ile günler geçerken kendilerine bir kahraman seçerler Taşbaş Memet. Muhtar Sefer’e uyup  her sene verimsiz tarlaya girdikleri için Taşbaş Memet köylüye küskündür. Sessizliklerine söver durur  da elinden bir şey gelmez.

Köylünün bekleyişi öyle bir hal alırki artık taşbaşın ermiş olduklarına inanırlar. İnançları ermişin başını yakacak kadar kuvvetlidir. Kitabın sonunda da Taşbaş Memet jandarma tarafından götürülür.

İkinci kitabı biraz Höyükteki Nar Ağacı’na benzettim. Halk o kadar çaresizdir ki herhangi bir höyükteki   var olmayan nar ağacına adak adamaya giderler. Günlerce aç susuz dağlar tepeler aşarlar. 

Ölmez Otu

Üçüncü kitabı artık refaha erecekler diye bilerek okudum. Parasal yönden evet refah olabilir ama yeterince pozitif değildi. Memidik oğlanın sonuna üzüldüm. Taşbaş Memed ‘e üzüldüm. Meryemce’ ye ne oldu anlamadım. Köylünün birini abartıp baş üstüne çıkarıp aynı oranda ayaklar altına da alabileceğini gördük. Kıskançlıktan bir insanı param parça edebilirmiş onu gördük.

Gizli El - Reşat Nuri Gültekin 

Kendi dünyasında yaşayan katip Aziz'in çiftlik sahibi eski saraylı paşa kızı Seniha ile evlenir. Askerde gizli göreve giden Aziz, gizli görevle birlikte tanıştığı çevre ile değişmeye hırslanmaya başlar. Bir süre kendi özünden, ailesinden uzaklaşan Aziz hapis çıkışı eski haline döner. 

Tam bir yeşil çam mantığı ile mutlu sonla biten kitabı  beğenip beğenmediğimden emin değilim.

İnsanın Anlam Arayışı - Viktor E. Frankl

Neden bu kadar abartıldı anlamış değilim. Nazi kamplarını anlatan kitapları yeterince okumadık mı, izlemedik mi?

Yeryüzünde tek sıkıntı çeken millet kendileriymiş gibi davranmalarından bıkalı uzun zaman oldu. 

Ferhat ile Şirin - Fatma Şengil

Masal tadında bir çırpıda biten bir kitap oldu. 

Beyaz Gemi ( Masaldan Sonra ) - Cengiz Aytmatov

Yazarın tüm hikayeler kitabını aldığımda içindeki iki hikayeyi severek okudum. Son hikayeyi okurken o kadar üzüldüm ki konunun işleniş şeklini düşünemedim. 

Kimler Var İmiş Biz Burda Yoğ İken - Cemal Kafadar - Araştırma

Üç farklı arşiv araştırmasından geçmişe yolculuk yapıyoruz. 

Havuz Başı - Sait Faik Abasıyanık - Hikaye

Kısa kısa hikayeler çabucak bitiyor. 

Tesbih Ağacının Gölgesinde - Roman

Okurken çok zorlandım. Kim kimdi karıştırdım. Resmen yeter artık bitsin diyerek bitirdim. 

İran 'da Ölüm - Annemaria Schwarzenbach - Anı

Normalde bu konseptte kitap okusam kesin ''ajan '' derdim ama '' hayattan kopuk '' demeyi tercih ederim. Değişik bir ruh ahali yer yer sevdim yer yer ''bu ne şimdi'' dedim. 

Yürümenin Felsefesi

Farklı kişiler üzerinden yürüme eylemini değerlendiren kitabı beğendim mi emin değilim. 

Bazı kişileri fazlası ile serseri buldum. Neden popüler olmuşlar anlamıyorum. 

2022   2021  2020  kitapları 

2020 kitaplarını listelerken önceki seneleri tek tek link eklemişim. 

Benim yazı yazma sabrım kitap okuma hızımla birlikte düşmekte :( 

Umarım toparlarım. 

Allaha emanet olun


2 Temmuz 2023 Pazar

Film Önerisi 2

 Ritüel - Midsommar 2019


Film görüntüleri gayet güzel.  Başlangıçta karanlık gibi kapalı alanlarda çekilmiş. Kişileri tanımamıza yardımcı oluyor. Daha sonra İsveç dağlarında gayet hoş kostümler içinde film ilerliyor. Sonra nasıl olduysa inanılmaz rahatsız edici bir film dönüşüyor. Film gerilim olarak geçiyor. Gerilin denince aklıma kan gelmiyor daha çok psikolojik olaylar geliyor ama bu onlardan değil. Bol kanlı, iğrenç görüntüleri olan bir filme dönüşüyor. Kimin aklına bir insanın iç organlarını sırtından çıkarmak gelir ki

Görüntüler güzel olsa da izlemeyin boş verin çok çok rahatsız edici. 




Kulübe -  Enter The Nowhere - 2011

Tanıtımda 3 arkadaş ormanda bir kulübede uyanır diyor ama onlar arkadaş değil. Birbirinden farklı karakterlere sahip üç insan bir ormanda uyanırlar. Ormanda çıkmaya çalışırken bunun hiç de kolay olmadığını görürler. Zamanla birbirini tanımaya başlayan bu insanlar ormanda dördüncü bir kişinin olduğunu fark ederler. Dördüncü kişiden birbirlerini korurken de  bu dört insanın birbiri ile kan bağı olduğu anlaşılır. Geçmişi değiştirerek yola devam etme filmi. 

Mantık hataları olsa da küçük dediğimiz olayların bir başkası için ne kadar önemli olduğunu gösteren değişik bir film.

Öldüren Sis  - The Mist

Son ana kadar heyecanın duruklarda olduğu bir film. Bir sis tabakası şehri kaplar ve markette mahsur kalan kişiler üzerinden film ilerler. Dokungaçları olan gizemli yaratık fikri saçma olsa da film sürükleyici. Film ortasına doğru ne oldu da var olmaması gereken varlıklar şehre geldiğini askerlerden öğreniyoruz. Bilim insanlarının paralel evrene kapı açma çalışmalarından kısaca bahsettiler. Hadi kapı açıldı da nasıl engellendi. Bir ateş sıkmayla oluyor muydu?

Cennete  Bilet



2023 okumaları 1

 



Kül ve Ateş – Jane Austen

Kitabı yıllar önce okumuştum ama ismi farklı idi. Hatta o zamanda isim konusunda blog aleminde bir muhabbet dönmüştü. Konu belli sosyete ve zengin koca bulma.

Kadınların çalışmayıp zengin koca bekleme durumu beni hep rahatsız etmiştir.

Zoraki kibarlıkta insanı yorar diye düşünüyorum. Bırakın beni bana yaaa. Sümüklü evladınızı sevmediysem zoraki ‘’ ah ne sevimli ‘’  demeyeyim.

Gave - Şemsettin Sami

Birlikten kuvvet doğar kavramını kısa bir oyun ile görüyoruz. Normalde oyun/ tiyatro artık ne derseniz bu tarzı sevmem. Bu kısacık hikayeyi sevdim.

Elveda Gülsarı – Cengiz Aytmatov

Tanabay ile Atı Gülsarı’nın taa en baştan gençlik döneminden  başlayan dosluğunu Kırgızıstan’ın siyasi ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak anlatıyor kitap. Zorlu hayat koşulları, kolektif tarım, şenlikler, değişime ayak uyduramama ve daha niceleri. Tasvirler çok güzel yapılmış,  zorlu hayat koşulları direk gözünüzün önünde canlanıyor. Tanabay ve Gülsarı ile yıllar geçip gidiyor.

Aşka Dair - İskender Pala

Kitaba başlayalı uzuna zaman oldu. Deneme olunca parça parça okudum.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Uzun zamandır e kitap okumuyordum. İnce kitap olunca okudum gitti. Ülkeyi kalkındırmak içi yapılan çalışmaları ele aldıkları kitap güzel olsa da abartılacak kadar bir yönünü göremedim.

Yaşan Ölüler -  Patrick White - Tel Yayınları

Öneri olmadan uzun zaman önce almıştım. Hiç bir beklenti içine girmeden okudum ve sevdim. Birbiri ile çok farklı kişiliklere sahip bir aile üzerinden ilerleyen kitap bir çırpıda bitiyor.

Yedikıta dergisi - Sayı 52 / Aralık 2012

Çayyaolu antika pazarından iki sayı almıştım. Birini aldığım gibi okudum, diğeri yarım kaldı.

Demir Ökçe Jack Londen

Yazıldığı dönem için distopya olarak geçiyor. Ben okurken gerçek gibi okudum. Kitap sonu başlangıcı ile farklı idi. Başlangıç fikir özerinden giderken sonu kanlı çatışmalara döndü.

Dış Güzellik Yasaklansın Ruh Güzelliğine Geçelim - Yasemin Sakallıoğlu

Kitap iki gün içerisinde geçiyor. Yurdumda değersiz hissettirilen yüzlerce kadından bir tanesinin ruh dünyasını güzel anlatıyor ama kısa sürdü.

Kumpanya - Sait Faik Abasıyanık - YKY

Kısacık bir çırpıda biten bir kitap oldu.

Toprak Ana – Cengiz Aytmatov

Birkaç ay önce Elveda Gülsarı’yı severek okumuştum. Yazarın diline aşına olduğum için zorlanmadan okuyacağımı biliyordum. Öylede oldu severek bir çırpıda okudum. Ana ya hayran kaldım, gelinine sahip çıkması. Ona hürmeten köylünün de iyi davranması güzeldi. Savaş zor, yalnız başına hayatta kalmaları mücadelesi çok çok zor. Öyle dönemlerde çalışarak yılmadan ayakta kalmaya çabalamanın ne kadar önemli olduğunu gördük.

Kitapta bir hikaye kaldı. Onu da yıl içerisinde okumayı düşünüyorum.

Kalp Ağrısı – Halide Edip Adıvar

Severek okudum. Gayet akıcıydı. Tek kusur kitapta bilmediğimiz kelimelere numara verilmiş. Açıklama kısmı bölüm sonunda. E kitap şeklinde okuyunca cümle içerisinde geçen kelimeyi pratik olarak bulmak biraz zamanımı aldı.

Azize’yi inanılmaz şımarık buldum. O devirde psikolojik destek almak yok muydu acaba?  Okuduğum başka klasiklerde de kadınlar çok çabuk hasta olup yataklara düşüyordu. Akıl hastalarını ney sesi ve su sesi ile tedavi eden ecdadımız kadınların gönül kırgınlıklarına bir çare bulamamış mı? Her stres yapan neden verem olur ki? Biri bunların arasındaki bağı açıklasın. Yıllar önce ‘’stres olunca karnım ağrıyor ‘’ dediğimde bana gülenler. Yıllar içinde bağırsak ikinci beyinmiş öğrendi. Belki bilimsel açıklamalar ‘’eski devirde insanlar neden verem oluyordu?’’ sorusuna cevap bulmuştur.  

Leyla’nın Evi’ni okurken orada eskiden kadınların gönül kırgınlıklarında zehir içerek intihar ettiğini yazmıştı. Hatta annesinin de intihar ettiğini düşündüğünü beyan etmişti.  

Başka dertleri yokmuş  demek ki ilk dertte perişan oluyorlar.

Yazarın yıllar önce Sinekli Bakkal kitabını okumuştum. Nedense aklımda küçük kızın oyuncaksız büyümesi kalmış.

Zeyno’nun Oğlunu indirdim birkaç ay sonra onu da okurum.

Anahtar – Falih Rıfkı Atay

Bir insanın ruh hali bu kadar mı güzel işlenir. Severek bir çırpıda okudum.  E kitap şeklinde okuduğum kitabın beğendiğim kısımları alıntıladım. Bilmediğim kelimeler için mini bir lügat yaptım ama bilgisayar çöktü :(  

Leyla’nın Evi - Zülfü Livaneli 

Yazarın okuduğum ilk kitabı. Başlangıç için hangi kitap önerilir bilmiyorum. Sahaftan iki kitap almıştım ince olanıyla başladım. Nasıl anlamlı bir okuma hikayesi değil mi: )

Severek bir çırpıda okudum. Nasıl oldu da bu kadar alakasız insan bir araya geldi diyeceğim yazar onu da açıklamış. Bir vapur yolculuğunda gözlemlediği insanlardan yola çıkarak.

Yetenekli birileri için halkın içine girmek  yeterli galiba. İki hikaye dinlese koca kitap yazacaklar demek ki.

Ateşi Yakanlar  - Faik Baysal

Okurken nasıl zorlandım anlatamam. Çok ağır ilerledi. Yine de bitti. Yazarın daha önce birkaç kitabını okuduğum için diline aşınayım. Kasvetli bir kitap bekliyordum ama bu kadar ağır beklemiyordum. Dranada Son Gün Balkanları anlatıyordu. Ateşi yakanlar da İzmir’in işgali ile başlayıp Kuvay-i milliyeye geçiyor.

Refik Halit Karay – Ay Peşinde

E kitap olarak okuma yaparken ince kitapları tercih ediyorum. Kitabı seçme nedenim de bu.

Serbest bir sitili var. Masal niyetine başladı. Anı kitabı gibi devam etti. Günce gibi ilerlerken bir anda bitti. Kurgu mu gerçek mi anlamdan bir çırpıda bitti. Kitap eski basım, sadeleştirme yok. Haliyle kendime mini bir lügat yaptım.

Birazda bahsi gecen konuları araştırdım. Bonmenşeri mesela. Araştırdıktan sonra daha önce de araştırdığımı hatırlıyorum. Halbuki eski İstanbul fotoğraflarında da bonmenşeri kelimesini görüyoruz. Muhakkak altına bir açıklama yapılır değil mi?

O devirin Avm si demek doğru mu bilemedim. Ama her çeşit kıyafet ve oyuncağın satıldığı yer demekmiş. Aklıma dönem dizisi Paradıse geldi. Bonmenşeri denine şey öyle bir şey mi acaba? Bir sezon izlemiş bırakmıştım.

Miskinler Tekkesi - Reşat Nuri Gültekin

 E kitap olarak telefondan okudum. Kitabı çok sevmiş olsam da sadece iş çıkışı araç beklerken okuduğum için okuma süreci uzun sürdü Konu ve konuyu işleyiş itibarıyla güzeldi. 

Ekmek Kavgası - Orhan Kemal

Uzun zaman önce başlamıştım. Çok kasvetli bulunca bir iki hikayeden sonra bırakmıştım. Bir anda okumaya karar verdim ve bitirdim. kitabın adından da anlaşılacağı üzere yaşam mücadelesini anlatıyor. 

 Abdullah Efendi’nin Rüyaları

Ne absürt rüyalar öyle. Nedense bana Uzun İhsan Efendi’yi anımsattı. Uzun İhsan Efendi Abdullah Efendi’ye göre daha yakın bir tarih. Kim kimden esinlenmiş emin değilim. Esinlenmede olmaya bilir iki farklı yazar nihayetinde. İkisi de ayrı ayrı kıymetli.

Yangından sonraki kısımda uyumuşum. Rüyalardan nasıl etkilendimse en az Abdullah Efendinin rüyaları kadar saçma bir rüya içindeydim. İstanbul’a gideceğim. Galata’dan Eminönü’ne geçeceğim köprü su altında. O yüzden yanına yeni köprü yapılmış asfalt nasıl taze. Ama o köprüde tam yüzeyini kapatacak kadar su altında, kenar kaldırımdan korka korka yürüyorum. Yolun karşıdan da Ede Ece geliyor. Elinde pankart var. Bir şeyin reklamını yapıyormuş. O normal yürüyor ama tedirginim ya düşersem. Neyse düşersem su altındaki köprüye düşerim diyor rahatça yürüyorum. Süleymaniye sırtlarına yürüyerek çıkıyorum ama nasıl yürümek. Labirent gibi dar sokaklar camekanlı birbirine gecen ofis ortamları derken tepenin ardına varıyorum. Tepenin ardı uçsuz bucaksız tarlalar. Nasıl güzel anlatamam ama ortam karışık. Tarla kenarlarında öbek öbek insanlar. Kontrolden geçip öyle çalışacaklar. Uçan büyük sinekler var.  Sinek değil de kamera kayıtmış. Baştan beri yanında eşim var. Sen gelme ben giderim diyorum ama hep yanımda. İnsanları bir şekilde atlatmak istiyorum, sisteme kendimi kaydetmek istemiyorum. Nasıl oldu ise sistemi kuran hasta yaşlı adamın odasına giriyoruz. Camdan atlayıp kayıt yapan kişilerden kaçmaya çalışırken ucan büyük sinekler ardımıza düşüyor. Alarm çalıyor. Dur bir kurtulsaydım da öyle çalsaydın diyorum ve kalkıyorum. Abdullah efendi gibi rüya olduğunun farkındayım ama bir farkla düze çıkmadan uyanmak istemiyorum. 

Nasıl rahatsız olduysam Abdullah Efendi Rüyaları olduğu yerde kaldı. 



19 Haziran 2023 Pazartesi

Yıl Ortası Değerlendirmesi

 

Yeni yılı yarılamışken bir şeyler yazmasam olmazdı.

Okumalarımı düzenli olarak ay ay yazacağım dedim ilk ay yazdım yayınlayacaktım deprem oldu. Onca acıdan sonra güvenli sıcak evimden yazı yayınlamak zor geldi. Sonra araya zaman girdi az biraz bir şeyler okudum ve yazmaya da çalıştım ama fotoğraf olmayınca kaldı. Yazdıklarım çöken bilgisayarla gitti. Tek derdim bu oldun yeniden yazarım ne var ki.

İstanbul dan Ankara ya sakinlik için geldim de bu derece sakinliği ben de beklemiyordum. İşe başlayalı 8 ay oldu, selam sabah dışında muhabbetim yok. İş dışında da arkadaşım yok. Haliyle yalnızım ve çok sıkılıyorum.

Şubat başı Ablam geldi. Ramazan dan önce kardeşlerim annemi getirmek için bir günlüğüne geldiler annemi bırakıp gittiler. Annem bir hafta kaldı. Ramazan bayramında biz İstanbul’a gittik. İki gün kaldık, dönüşte İzmit’e eşimin teyzesini ziyarete gittik.

Haziran başı İzmit’e düğüne gittik. Yorulduk ama değişim güzeldi.

Haziran ortası da İznik’e gittik.

Az biraz okudum. Az birazda film izledim. İnternette boş boş gezindim. Allahtan internetim sınırlı yoksa bağımlı olacağım.

Asırlardır yapıp yapıp kenara koyduğum etaminleri duvara astım. Kiracı olduğumuz evde bol delikli duvarlara yeni delikler ilave ettik.


Yapmak istediğim pek çok şey için minin bir adım. 
Umarım devamını getirebilirim.

26 Mart 2023 Pazar

Film önerisi

 Film izlemeyi hep sevmişimdir. Filmleri izlemekten daha ziyade yorum yapmayı seviyorum. Beraber izleyecek birini bulamayınca heveste kaçıyor. 

Bıçaklar Çekildi


Katil kim hikayelerini severim. Hele ki tüm karakterlerin birbirinden farklı olunca ayrı eğlenceli oluyor. Tahminin çıkmadı diyeceğim de tahmin bile yapamadım. :)

Hayatım Yalan


Jennifer bacım güzel oynamış. Vanessa 'nın da hakkını vermek lazım. 
Yakın zaman oyuncuları pek bilmiyorum ama Vanessa Hudgens 'in izlediğim 5. filmi. 

Don't Look Up


Dünyanın sonunun geldiği filmleri  izlemeyi severim. Benzer temaları tekrar tekrar izlemekten bıkmam. Bu filmin sonu tam bir şaşırtmaca oldu benim için.

Arctic Blast Kutupta Patlama


Dünyanın sonunun geldiği tarzı filmleri seviyorum galiba. 
Bu film tam bir klasikti.
Ozan tabakasında bir boşluk oluşur, soğuk hava dalgası dünya geneline yayılır. Bir kahraman çıkar ve dünyası kurtarır. 


26 Şubat 2023 Pazar

Bir pazar günü

 Bir pazarımızı müzelere ayırmaya karar verdik. 

Yola çıkarken aklımızda Medeniyetler Müzesi, Kelime Müzesi ve Erimtan Arkeloji Müzesi vardı. 

Daha önce kaleye çıkarken park sorunu olduğunu gördüğümüz için kaleye pek yaklaşmadan Hisar Kasrı'nın hemen altına araç parkı yaptık. Yürüyüp yorulunca müzenin hemen altındaki sokakta boş bir otopark keşfettik. Arada 5 lirada fark var, daha uzuz olması değil ama yakın olması cazip geldi. Artık öğrendik bir sonrakine yakına park edeceğiz. 

Daha Hisar parkını yürürken yoruldum. O kadar yoruldum ki park duvarına oturdum dinlendim. Otururken ''Dur bi bakalım karşıdaki bine neymiş, sonra müzeye gideriz'' diyerek ilk bahçeye saptık, meğerse aradığımız müzeymiş. 

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri müzesine müze kartı ile giriş yaptık. Müze çok güzeldi, detaylar güzeldi. Broşür yoktu onun yerine müze mağazasından 250  liraya çok güzel tanıtım kitapları var. 

İlerde zengin olursam tam olarak bu tarz, müze mağazasında satılan ürünlerin üretimini yapıp satmak isterim. 

Müzeyi gezerken az biraz dinlendik baktık ki  Türk Pusat Müzesi hemen yanı başında  oraya da gidelim dedik. 

Türk Pusat Müzesi

Müze kapalı hemen yanında kafe var oradan bilet alınacak diye yazı vardı. Gittik sorduk bilet 50  tl, su 10 tl.

100 lira verip bilet alacağımızı sandık ama yok. ''Bilet vermiyor musunuz ? '' dedim ''gerek yok,  geçeceğiz şimdi'' dedi. Bir beyefendi eşliğinde giriş yaptık. Küçük bir müze güzel de anlatılıyor. Memnun bir şekilde çıktık. Hemen çıkışta Kelime Müzesine Girdik ''giriş almıyoruz '' dediler. Şermin Yaşar daha önce paylaşmıştı. Alan küçük sınırlama olacak diye. 

Erimtan Arkeloji Müzesi

Oradan Erimtan Arkeloji Müzesine gittik. Yetişkin 40 lira, öğrenci 25 lira. Bir önceki müzede 50 lira ücret ödeyip küçük bir yere girince ben öğrenciyim dedim. AÖF kaydına dünyanın parasını vermişim bir işe yarasın di mi :) 

Bu müzede de bilet verilmedi. İlk defa yakaya etiket yapıştırıldığını gördüm. 65 tl ye iki bilet aldık, normal alışveriş fişi aldık. 

Ara Güler sergisinin bitmesine iki gün kala harika bir sergiyi de görmüş olduk. Müzeyi de beğendim. 

Kafenin çok güzel bir manzarası vardı. 

Rahmi Koç Müzesi 

Rahmi koç müzesinin biletleri  yetişkin 70 tl, öğrenci 35 tl. Nasıl oldu ise üçüncü müzede ''müze kardeşliğini '' sormuş oldum. 



''Biletiniz  var mı ? '' dediler, 

'' yok ama etiket var. '' 

''olmaz ''

'' o olmazsa fiş var. ''  

'' Etikette,  fişte olmaz, standart müze biletinizi göstermeniz gerek'' dediler. 

İki müzede bize bilet vermedi. Biri fiş bile vermedi. Normalde müzeleri beğendim ama bilet vermemiş olmaları beni üzdü. Madem böyle bir sistem var neden bilet yok. 

Rahmi Koç Müzesine gelene kadar çok yorulmuştuk başka bir gün gelelim diye geri dönecektik. İyiki dönmedik tam eşime hitap eden bir müze. 

Alan büyük, çeşit bol ve güzel sergilenmiş. 














Günü dört müze ile kapattık. Çok yorulduk elimize telefon aldık ki sadece 4900 adım atmışım. Bunca yorgunluğa en az 10 000 adım olmalıydın. Her bir müze ayrı güzeldi. Sadece Pusat Müzesi pahalı geldi. Kelime Müzesine arkadaş  davet etmişti. Ben kuzenimi bekliyorum onunla gideceğim dedim. Baktım ikisi ile de plan yapamıyorum en iyisi ben gideyim dedim ama olmadı. 

Broşür ve harita seven biri olarak eksik buldum müzeleri. Eskiden daha çok broşür olurdu. Kağıt zammından sonra mı broşürler azaldı, İstanbul Ankara farkı mı bilemedim. 

Pandemiden önce matbaa sektöründe çalışıyordum. ''Eskiden herkes takvim, imsakiye bastırırdı. Kağıt çok zamlandı kimse bastırmaz oldu.'' demiştirler. 

Gerçek budur muhtemelen, her şey çok pahalandı. Ben de salonum kadar müzeye 2x50 lira verdim diye üzülüyorum. 

Özet yapmak gerekirse siz siz olun müzeden  biletinizi alın diğer müzede indirim yaptırın. Hiç bir yerde indirim oranını görmedik. Giden olursa bilgi versin. Üzülmeye değecek bir miktar mı?

Esenkalın.