30 Aralık 2019 Pazartesi

2019 Okumaları

2019 okumalarını yıl başında hedefledim mi emin değilim. Bildiğim bir şey varsa elimde mevcut olan kitapları bitirmeden başka kitap almayacağıma karar vermemdi. Uydum mu? Pek sayılmaz.
Bu kararı verip de uymamak genel bir davranış olsa gerek kiminle konuşsan ''aynen ayne'' diyip duruyor. 
Neler aldığımı keşke vaktinde not alsaydım. Neler almış ve neleri okumuşum.  En azından 2020 de planlar yapmama yardımcı olurdu.

2020!
 Çocukluk hayallerimin yanında ne kadar uzak bir tarih. Hiç gelmeyecekmiş gibi. Halbuki çok çabuk geldi. Geçmez dediğimiz sıkıntılar geçti. Hiç ayrılmayalım dediğimiz arkadaş ortamları dağıldı. Dağıla dağıla kendi başımıza kaldık.
O kadar yalnız kaldık ki kalabalık yorar oldu. ''Yalnızlık ne güzel nimet'' der olduk. 
...

2019 nasıl geçti?
Ben bile bilmiyorum nasıl geçti.
Yine hastalıklı geçti. Her şeyin başının sağlık olduğunu, gerisinin pek önemli olmadığını hatırlattı.
...
Kalabalıktan kaçıp kaçıp kitaplara sığınsam da kitap okuma hızım hep ağırdı. Pek paylaşmasam da . Hatta hiç paylaşmadım.
...
Dinlenmek amaçlı spora gidiyorum, etamin işliyorum.
Etamin işleyip kenara atsam da dinlendiriyor.
Dikiş dikmeyi gerçekten öğrendiğimde kenara attıklarımı değerlendiririm diye umuyorum.

Aralarda da kitap okuyorum işte.


İstatislik rapor tutmayı severim. Kaç kitap okumuşum, hangi yayınevinden , hangi ülkeden  ne tarz okumuşum. 
Yeni yazarlar, yeni türler  keşfetmiş miyim mesela.

...
Babil kraliçesi - Selami İzzet Seder - İlkay yayınları
Mehmet Ali Bey-   Ayyar Hamza 


Beyazıt sahaflardan arkadaşa kitap alıyordum 3 kitap 20 lira indirim yapmak yerine dördüncü kitabı alın dedi. Baktım baktım bir şey bulamayınca bunu aldım.  Beğenmedim gittim geri vermeye. Normalde beğenmediğimi birine veririm ciddi zaman kaybı kimsenin zamanını alamam dedim. Yerine Mehmet Ali Bey'in  Ayyar Hamza'sını aldım.  Onu da beğenmedim ama geri vermeyeceğim. Öğretmen olan kuzene vereceğim. 


Benim beğenmeme bakmayın iki yazarında sevenleri çok. Hatta Mehmet Ali Bey'in   pek çok eseri tiyatroda sahnelenmiş. Okuduktan sonra bir iki oyununu izlediği ve beğenmediğimi hatırladım.

Can yayınları indirimi

 Geçen sene 7 liradan almış okumamıştım.


Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Latin Amerika edebiyatı sevmediğimi söylemiş miydim :(
gerçi tecrübelerim Marquez, Luis Borges ve Mario Vargas tan ibaret :)


Değişik bir tarz. 

Necip Mahfuz edebiyatı diyeceğim.  Bir tane mi olumlu bir şey olmaz memleketin ile ilgili.
A. Maalouf ta benzer kültür ama onun kitapları rahatsız edici değil.  
Memleketini zalimce eleştirmesi dışında gayet akıcı bir kitap




Hasan Ali Toptaş - Everest Yayınları

Gölgesizler ,  Heba


Yazar uzun zamandır okuma listemdeydi. Liste dediğime bakmayın bildiğiniz defter. Neler okumuşum, neler okumalıyım diye tuttuğum. Defter bitince okunmayan kitaplar yeni deftere geçiriyorum sürekli. Yazarda uzun zamandır defter defter gezdi de en son 2019 da okundu. Bu da benim ayıbım olarak kenarda kalsın : )
...


Yazarı oyunca anne olduğu zamanlarda takip ederdim . Araya zaman girdi unuttum gitti diyeceğim diyemiyorum. Kuzenlerim severek takip ediyorlar. Madem bu kadar seviliyor takip edeyim dedim. Sevdim. En az kitabını sevdiğim kadar. 
...
Gabrial Marquaz 

konu genel olarak mide bulandırıcı olsa da bir şekilde merak edip okuyor insan. 

Kırmızı pazartesi,
Kitap bir bana mı yarım kalmışlık hissi verdi. Konuşacak çok şey vardı zaman yoktu gibi . 

...
sahaf kitaplarım 
2018 sahaf kitaplarını say say bitmez :/ 
Haliyle 2019 başında kitaplar bitti. 


Erzurum Yolculuğu - A. Puskin - Iş Bankası yayınları
Kitabı başka bir seyahatnamede atıf yapıldığı için not almıştım. Tam bir hayal kırıklığı oldu. içeriğinde bir şey yok desem yeri. O kadar ki sadeydi. 

Çöl Masalları Tayfun Pirselimoğlu - İthaki yayınlar

fikir sahibi olmadan  aldığım bir kitap . Değişik bir tarz. Genel olarak yazarın hayal gücü farklı. İlginç hikayeler var. Fakat hikayelerin bağlanma mevzusu olmamış. 

...

Alemdağda Var Bir Yılan  - Saik Faik Abasıyanık - İş Bankası Yayınları


Kırmızı pazartesiyi ofisteki herkes okuyunca başka bir kitap okuyalım tartışırız dedik. dört kişinin başladığı kitabı sadece ben bitirdim . Okurken bir sevdim bir sevdim anlatamam !
...
Kırmızı Defter -  Paul Auster - Can Yayınları


Yazarın okuduğum 123 kitabı. Şaka şaka o kadar olmadı. Dördüncü kitabı, daha önce okuduğum kitapların taslakları gibi bir his oluşturdu. 
...
Operadaki hayalet  Caston Leroex 



Operada hayalet olmadığını biliyordum ama böyle bir şey de beklemiyordum .

Mürebbiye -  Hüseyin Rahmi Gürpınar


Yazarın tarzını daha önceden bildiğim için zorlanmadan zevkle okudum. 

Ömer Seyfettin  - Yüksek Ökçeler

Komşumuz tavsiye etmişti. Severek okudum. Eski basım olması da ayrı güzel. Daha sık eski basım okumalıyım.  


Ömer Seyfettin denince aklıma sürekli Beyaz Lale gelir. Resmen çocukluk travması! Hangi mantık o kitabı ilk okul çocuğuna okutur ki. 
Bu yaşımda bile zor geliyor bu tarz hikayeler okumak. ( Şuan devşet hikayelerini okuyorum Ömer Seyfettin'in bomba adlı hikayesinde kaldım. ) Yazarken bile kolumun dermanı çekiliyor, uyuşuyor. 

Okur yeğenime veririm dedim de vermeyeceğim.  Birbirinden muzip, okurken zevk aldığım hikayelerden aynı zevki almayacağı için bir süre daha benimle kalacak. Zaten eline verdim dilinden dolayı bir şey anlamadı.

Bu arada 2019 sahaf kitabı olur kendisi. Yeni yıl hedefim 2019 sahaf  kitapların yarısını,  daha eski sahaf kitaplarının  hepsinin bitirmek. Aman ne büyük hedef demeyin ne kadar zor bilirsiniz. İnsanın aldıkça alası gelir. 

Ali Ayçil Kitapları

2019 'un bana kazandırdığı güzel yazarlardan biri
Yazarı ilk nerede duydum emin değilim. Ramazanda kitap fuarına gidince çok gezmeden bir kaç kitap almıştım. Sur kenti ile o şekilde tanıştım. Güzel masal tadında bir  kitap. Yazarın başka kitabını okumak istiyorum dedim. Okuyucu yorumları ile kovulmuşların evine başladım. Aynı yazar farklı tarz. Bu kez deneme kitabı ama ne deneme. Ölüm, aile ilişkileri ve geçmişten kopamama üzerine biraz ağır kitap. İkisini de tavsiye ederim. 
Timaş yayınları, Dergah yayınları



Edgar Allan Poe Kitapları 

Bu yıl tanışıp sevdiğim yazarlardan biri. Her yerde  Poe diye yazdım durdum. Bu sefer yazmayacağım siz okuyun .
Kuyu ve Sarkaç, can yayınları
 Bir Kudüs Öyküsü, İlgi kültür sanat yayınları 


Dünya Klasikleri - Rus Edebiyatı

Rus edebiyatı sevmeyen yoktur. İki kitapta farklı dönemlerde geçiyor. 
Babalar ve Oğullarda kuşak çatışmasını görürken Köpek kalbinde insanoğlunun nankörlüğünü görüyoruz. 
 Bildiğim bir yayınevi olmadığı için biraz tedirgin olarak alsam da severek okudum kitapları, tavsiye ederim. 
İlgi kültür sanat yayınları 

     
Alakarga Yayınları 

Yayınevini keşfedeli iki sene oluyor. Pek duyulmamış güzel kalemler var. Şirinevler de  gittiğim bir sahaf var. Eskiden yolum düşünce giderdim. Bu sene kitap için yolumu o kalabalığa çeviriyorum. 
Bu üç kitap biraz, yok yok baya ağır geldi. Ağır ağır ilerledi, zorlayarak bitti. 
Buna  rağmen Cem Kalemder'in Klanını aldım. Sakin bir kafayla okurum. 


Kayıp Gergedanlar -Cem Kalender
Güvercinler Zamanı - Şermin Şahin
Ayakları Pürdikkat Refakatçi Haydutlar - Özcan Doğan


Erlend Loe - Doppler - YKY

İlk defa Norveç edebiyatı okudum. Doppler okunması gereken değişik bir karakter .


Yekta Kopan  - Sakın Oraya Gitme - Can Yayınları 

Yekta kopan da ilk defa okuduğum yazarlardan. Bana hitap etmedi dememek için yazarın  bir kitabını daha okuyacağım.  
 Kitap yurdu 5 kitap 15 TL kampanyasından aldım.
 Şuan okumak gibi niyetim olmasa da kenarda dursun diye aldığım kitaplarım var. Sizlerinde var biliyorum :)


Susanna Tamaro - Kökler, Yollar ve Bitik Bedenler 

Yazarın okurken en çok sıkıldığım kitabı . İlginçtir içinde kürtaj yaptırmak teması yok. Diğer okuduklarımda vardı. Tabi bir arayış, bir yere ait hissedeme duygusu bu kitapta da vardı. 
Kitap yurdu 5 kitap 15 TL kampanyasından . 



Sem ve Pervane Münire Danış  - Timaş Yayınları

Kitapta altını çizdiğim o kadar çok satır var ki. Tembellik etmeyip ayrı bir postu hak ediyor. 


Yeri gelmişken bu iki kitap en sevdiklerimden :)

Üç Kızkardeş - İclal Aydın


Bazı kitaplar benlik değil .

Carbon kitap cep boy

Serinin kitaplarını merak ediyordum. cep boy olunca sade mi olur diye tereddüdüm vardı. Denemek amaçlı dört kitap aldım ikisini hemen okudum. yollarda çantada taşımak için ideal bir boy.

Ferdayı Garam - Mehmet Rauf 

Türk klasiklerini severim de bu karakterlere sinir oldum. Bir aile büyüğü de çıkıp ergenlerin deprosyonunu terlikle kovmadı ya :)
Şaka bir yana diline bayıldım. 


Gece uçuşu - Antoin De Saint Exupery
Küçük prensle tanıdığımız yazarın daha gerçekçi bir romanı. Roman mı hikaye mi emin değilim. Anıları deseler ona da inanırım. Savaş dönemi ruh halini bol uçuşlarla anlatıyor. Kısacık bir kitap. O kadar kısa ki bir şeyler yarım kalmış izlenimi uyandırıyor. 
...
Galiba tüm kitaplar bu kadar. 

Genel istatistik raporlar tutmak gerekirse genel olarak can yayınları okumuşum. 


Ardından İlgi kültür yayınları.


Okuduğum çok kitabı / yazarı sevsem de Ali Ayçil ve Münire Danış favorim yazarım oldu.



Yılda iki defa sınava hazırlanmam bitap okuma hızımı ciddi anlamda düşürdü. 
Buna rağmen okuma hızımdan memnunum. 

 Çoğunu paylaşmadım. Gönül her birini paylaşmak isterdi ama olmuyor. 2019 da iki telefon alıp dört telefon değiştirince her bir telefonla farklı şeyler çek. Çektiğin fotoğrafları saklayamama sorunu hevesini kaçırıyor. 
Yok aslında telefonumun kırılması. Aldığım telefonun daha 6 ay dolmadan çalınması falan derken insanın teknolojik nimetlere karşı hevesini kaçırıyor. Bir de şahane giden iş yaşamımı düşününce . İş dışında en sakin şekilde kalmaya çalışıyor insan. 
Bu yıl kış hiç gelmemiş olsa da gün ışığına hasret kaldım. Bir ışık yakalayamıyorum ki. Kitaplarımı, çiçeklerimi, etamin işlemelerimi fotoğraflayayım. 

 Blog dışında geçen sene arkadaşların zoru ile instegram hesabı açtım. Kendilerine blogumun olduğunu söyledim ama adını söylemedim. Çünkü onları burada çekiştireceğim :/



aman ne şahane profil :/

Anlatılacak o kadar çok şey var ki. Neyi sıralasam bilemiyorum o yüzden burada bırakacağım. Belki okuyup paylaşmadığım  kitapları blogda /  instegramda paylaşırım. 

Şimdilik hoşça kalın. 

Dinledikçe içinize huzur dolan bir iki parçayı kitap önerisi ile birlikte  aşağıya not eder misiniz :)

15 Aralık 2019 Pazar

Yeni kitap

Hiç kitabım yokmuş gibi internetten kitap bakıyorum,  yeni yeni listeler oluşturuyorum. 
Alıp alıp okumadıklarımı düşündüğümden kampanya kitapları alacağım dedim ve çılgın alışveriş öncesi sipariş verdim. 3 iş gününde teslim edilmesi gereken kitaplar 16 gün sonra geldi. Allahtan geç geldi sınav arifesi ne okusam derdine düşmedim. 


 Sınav bir şekilde geçti, şimdi de hangi kitaptan başlasam , hangi saksıyı aktarsam derdine düştüm. 


 Ha birde yeni etamin heveslerim var. 

Sınav sonrasına neler neler atmışım.
 Bir sıra yapmadan önce muhtelemen ütü yapacağım.

  Hayaller kahve kitap. Gercekler ütü ve dizi :)

Kitaplarına ve çiçeklerine bakarak mutlu olan bir ben miyim.

Halbuki hangi kitabı neden aldım,  çiçekleri  ne zaman aldım da hergün milim milim büyümesine baktım gibi bir takım sıkıcı cümleler kuracaktım. 
 Mutlu olunca sıkmadan bırakalım,  kitaplarımda ilgileneyim dedim :)

21 Kasım 2019 Perşembe

Havalar Sudan # az biraz karışık

3.09.2019
Can sıkıntısı 
İçim inanılmaz sıkılıyor.  Nasıl sıkılıyor, daralıyor anlatamam. İki kelam etmeye pozitif bir insan bulamıyorum. Elime kitap alıyorum Allahım ne depresif kitaplar.  Ablam bile bunlar nasıl kitaplar hep bitmek tükenmek üzerine , yeni başlangıçlara diye bir şey yok mu? 

Sahi yok mu bir kumanda bir tuşuna bassak da modumuz  değişse. 
İç darlığıma en iyi kuran okumak gelir diyorum.Yok şeytan bir türlü bırakmıyor ki  okuyayım. 

Yaptığım işi seviyorum ama  o mesai arkadaşları yok mu, yüze başka akrandan başka davrananlar !
İki yıl olmaz üzere, ilk intiba hiç değişmiyor. O zamanda zor bir süreç olacağını tahmin ediyordum  ama bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim.  Ben bile kendime şaşırdım. İyi sabır varmış diyorum. Tamam benimde  arkadaşların gözünde olumsuz  pek çok özelliğim vardır. Karşılıklı saygı sınırlarını aşmamaya çalışıyorsun ama o samimiyetsiz hava var ya. Görünmeyen sis gibi çöküyor insanın üzerine .
 Her yerde durum aynıdır muhtemelen.

Benim tahammül sınırımı aldığım maaşın  çekmiş olduğum saçmalıklara değmemesi. 
Bu konuda da herkes aynı mı yoksa? Hadi beni teselli edin. 

21.11.2019
Nefes almak


Havadan sudan konuşmak/ yazmak istiyordum uzun zamandır. Vakit yoktu yazamadım.
Dar bir vakitte geldim bakalım bitecek mi?
İki ay önce canımın sıkıldığını yazmıştım. Hayatta değişen bir şey yok, iç daraltacak dahada fazlası var ama içim huzurlu.
Huzurlu olması için bir sebep yok aslında . Bir sabah kalkıyorsun. Sabaha sağlıklı sıhhatli uyandığın için şükrediyorsun. Aslında üç kuruşa bu kadar erken kalkılması gerek demek gerekirken ya da en baştan şartları sorgulamadan elimizdekilere şükredip mutlu olmayız.
Artık normal olan hangisiyse.
...
Kendimi iyi hissettiğimi söylemeye korkuyorum. Sizlere de oluyor mu? Bir şeylerin büyüsü kaçacakmış gibi hissediyor insan.
Mutlu / mutsuz olmak için özel bir sebep yokmuş. Tamam var saplık sıhhat mutluluğun ,şükrün başı.
Saçma sapan inanlarla muhatap olmak. Gereksiz insanların senden daha çok kıymet görüyor olması rahatsız edici ama her yerde her devirde böyleydi böyle sürecek !
...
Şu kitabı okudum aydınlandım diyemiyorum. Onun yerine sabah kalktım küçük şeyleri kendime yük yaptığımı fark ettim aydınlandım diyorum.
...

Geçen gün işverenim ofiste kahvaltı yapalım dedi. Hiç istemiyorum ortak bir şey yapmayı, paylaşımları artırmayı   ama olmuyor. 
Yinede havuçlarımı alıp gittim. Normalde damak zevklerimiz aynı değilse tek lokma bile vermem amcamın kızıyım ben *
Olabilir siyah havuz daha önce görmemiş olabilirsin bende iki üç senedir kullanıyorum ama her seferinde abartılı tepkiler vermiyorum.
Neyse ki  konu bu değil.
Sitenin çiçekleri sökülüyordu, yenileri dikilecekmiş. Gittim çöp poşetlerinden çiçek yoldum . Adamlarla muhabbetim de yok utandım fazlası için . Arkadaşı yolladım o da topladı geldi :)
Temizlikçi kendi köyünden getirmiş tohumları. O yüzden bende ayırdım kurutup köyüme dikeceğim. Dikenlerin ruhuna rahmet olsun diyeceğim / dedirteceğim  :)


Neyse efendim bir heves kahvaltı masasına çiçek koydum '' bu ne la!'' oldular . ''Çiçekle la!'' diyemedim / demek istemedim :)
 küçük şeylerle mutlu olamıyorlar ne yapsınlar. Nakte dönüyor mu o çiçekler ondan haber ver patrona.
Allah dan istememişler bol bol tırtıl çıktı içlerinden . Sonra kahvaltıdan soğuyacaktılar :) 


Az biraz masamı süslediler. 


Sonra kurumaya geçtiler.

...
Çok parça pinçik bir yazı oldu. En iyisi bitireyim.
Güzel şeyleri yazmam gerektiğini okudum bir yerde  o yüzden yazmaya gelmiştim. Üzerine kötü bir olay gelmeden paylaşayım, seneye bakarım. 
Pek severim havadan sudan serisini. Ara ara okurum da .
...
Uzun zamandır yaptıklarımı paylaşmıyordum. Anka kuşumla size veda edeyim istedim.


Kendi şifanızız kendi içinizde bulun efendim. 
Allah'a emanet olun. 

...

* kendimi bildim bileli babamlar arıcıdır. Belirli dönemler kestane balı olur.
 Kıymetlidir, herkesin olmaz ve herkes satın almaz. Amcamdan biri istemiş.
Amcamın cevabı ''senin ağzın bal yemez'' olmuş.
 Ne ayıp diye kınamıştık vaktinde, sonra topluma karışıp sırf başkaları yapıyor diye bir şeyleri gerçekten istemeden yapan insanları görünce amcama hak verdim.
 Buna da karışma. Her şeyden bir dal alacağım diye her şeyi murdar etme di mi!

12 Kasım 2019 Salı

İNTİHAR

Ne çok duyar olduk.
 Fatih'de dört kardeş, başka yerde dört kişilik bir aile. Gözlerini içi pırıl pırıl miniçik bedenler.

Eskiler ne güzel sabredermiş. 
Savaş görmüşler , kıtlık görmüşler, yokluk görmüşler ama öyle böyle değil yine intihar etmemişler. Mücadele etmişler. Hayata daha sıkı sıkı sarılır olmuşlar. 

Gecenler de eski İstanbul fotoğraflarına bakıyorum. Dizleri yapalı bir hamal fotosu var. Kim bilir ne zorluklarla geçiniyor. Bundan çekinmiyor, utanmıyor çalışıyor. 
Rabbim zorluklarla kazandıkları lokmalarına haram bulaştırmasın. 
Her şeye rağmen çalışan düştüğü yerden kalkan insanlara hayranımdır. Üzerine çok konuşulur ama onun için gelmedim.
Geliş sebebimi nasıl anlatsam ki !
Kelimeler nasıl dizilir yan yana ! 

Bir insanın tanıdığı bir kişiye ulaşamaması !
Bir kaç ay önce konuştuğu kişinin canına kıydığını duyması nasıl anlatılır ki. 
Çok tanımıyordum buna rağmen hakkında çok şey duydum, ''ne bicim insan eve gelmesin'' dedim.  
Çünkü seviyoruz insanları ötekileştirmeyi'
Kurbanda bayramlaşmaya geldi. Anlatıldığından farklı olduğunu gördüm. Aklı başında bir kadının toplumda yer edinememesinin verdiği ızdırabını gördüm. Görmemle kaybolması bir oldu. 
Kurbandan bu yana ne kadar süre geçti ki kadının ölüm haberini aldım. 
...
Lütfen günahkar cümleleri kurmayın.
 Kadını bu hale getiren insanlar günahkar. 
Rabbim insanlarımıza bunu zorlayanları islah eylesin, kalplerine merhamet versin. 

Rabbim cümlemize de sabır versin. En ufak şeyi abartmamayı. Hayatla mücadele etmeyi nasip eylesin.  

28 Ekim 2019 Pazartesi

Sakin Hafta Sonları



Sakin hafta sonları
Ne zamandır yalnızlığı sever oldum?
Suriyeliler İstanbul’un her yerini sardığı zaman,
Çok kıymetli patronum deveyi pire yapıp günümü bol telefonlu sonuca varmayan bağrış çağırışlarla doldurduğu, migrenimi yılda bir iki defadan haftada bire çıkardığı  zaman,
Kişiliği ile değil marka çantası, ayakkabısı, eşarbı ile gündemde kalmaya çalışan insanlarla çevrem sarıldığı zaman
Karşıdaki insanın derdi var mı diye bakmadan sadece ben diyen insan sayısı arttığı zaman.
Hangisini saysam ki.
Fark ettim ki ben bana yetebiliyormuş. Tamam kabul kendimden de sıkıldığım anlar olabiliyor.

Bazılarına göre "depresyonda" bile olabilirim.
Evet  dertlerim var, insanım. Ama birey olamayan, yalnız mutlu olamadığı için insan peşinde koşturup duran, her zaman kullandığı metro / otobüs hattı dışında bir etkinlik yapınca dünyayı keşfetmiş kadar abartan insanların beyanı o.
Yalnız başıma seyahate de çıkarım, yerim de içerim de.
Yok yani henüz yalnız seyahat kısmını yapmadım ama yapmama engel olacak bir bağımlılık halim yok çok şükür. 

Bazen bir şeyler yolunda gitmiyor. Duygu durumum  91E kadar karışık. "neye ihtiyacım var?" diye sorunca bunun ‘’benim benden’’ uzaklaşması olarak görüyorum.  



Hafta sonu evdeydim. Gönül isterdi ki yeni boyadığım dolap yanında sarı mor karışımı bir komidin olsun ama olmadı.
Daha önce boya aldığım nalburla ufak bir anlaşmazlığım oldu. Giden zamanıma üzülüyorum. Bir de zihnimi meçgul etme meselesi var. 


Pazar günü evdeydim . Çok sakin güzel bir gün geçirdim.

Ablam ‘’hiçbir şey yapmadık, günü bitirdik’’ dedi. Daha ne yapacaktık kendimize bolcana vakit geçirdik.
Evet 3 kere girip geçemediğim sınava 45 gün var ve geç kalma korkusu beni sarmış olabilir. Evde yapılacak dünya kadar iş olabilir. Tamir tadilat dışında yazlık kışlık ayrımı, günlük temizlik falan…
İşleri say say bitmez , ben  onun yerine internetten etamin örneği çıkardım.
Annem kendini etamin havlu işlemeye vermiş , bende kendimi oyalarken annemin işini gördüm.


Sadece model seçmek , renk ayarlamak bile insanı zihinsel olarak dinlendiriyor. 


Özetle kendinizi dinleyin efendim. Neler sever, neler yapmak ister.
ve niceleri ...




22 Ekim 2019 Salı

Kitaplık Düzenleme Çabalarım

Kitaplarınızı nasıl düzenlersiniz?
Yayınevine göre,
yazı türlerine göre ,
yazarına göre.
Benim aklıma bunlar geliyor. 
Ne zormuş kitaplık düzenlemek .



Eski mutfak dolabını terasta çiçek dolabı olarak kullanıyordum. Odadaki kitapları çıkarmak isteyince bir dolaba ihtiyaç duyduk ( mevcut  kitaplığı çanta dolabı olarak kullanıyoruz ). İlk başta tembellik ettim boyamayaçağım dedim. Ablamlar kabul etmediler . Koyu renk odayı boğar diye. Sonra ikna ettim. Kitapları dizer kenarları kaplama yaparım diye.
Dolabı silince bunun pek mümkün olmadığını gördüm. Az biraz deforme olmuştu. Mecbur boyadım. 

Canım varoş mahallemde istediğim boyayı bulamadım .
5. nalburda boya makinesi vardı. Katalog verdi elime seç istediğini dedi. 
Tabi önce zımpara yapmalısın dedi. Bende uğraşamam dedim. Renkler koyu olduğu için astar yapmak gerekiyordu. İlk gün astar yaptık ablamla. 


Astarlı halini bile sevdim de boyayı almışız bir kere diye sonraki gün boya yaptık.


Boyanmış boş hali yok. 


Odada elektrik de yok. Gün ışığında evde olmadığımız için led ışıkta ancak bu harika fotolar çıktı. 
:)


 Kitaplık boyamak işin en kolay kısmı imiş. 
Boyarken inanılmaz dinlendirici. 
Dinlendirici derken zihinsel olarak dinlendirici. 


Kitaplığı yerleştirmeye sıra gelince ne zor şeymiş ya.

Ben yayınevi dedim. Ablam renk ve boy sırası dedi.

Kitapları sağdan sola , soldan sağa almaktan perişan ettim kendimi

yok yine içime sinmedi. 

                                  
kitapları cinsine göre sıralayayım dedim. en azından eskiden öyleydi. Seyahatnameler,  şiirler bir arada idi. Sonra yayınevlerine göre diziyordum. 


O kadar yoruldum ki ablama he he dedim. Daha kolay çünkü :)

Daha yayınevi katoloğlarını düzenlemedim.


Resim severim ama ilgili yayınlar o kadar farklı boyutta ki nasıl yerleştirsem bilemedim. 


Daha kolilerden çıkarmadığım şehir yada müze tanıtım broşürlerı var ki en sevdiklerim. 
Nasıl yerleşsem bilemedim. 

...

Birde kitaplarımın ne kadar az olduğunu gördüm :(
...
Eski kitaplık rafları ıvır zıvır süslerle çok doluydu. bu kitaplığı doldurmayacağım dedim ama çok yavan geldi gözüme. Renkle uyumlu objem de yok. En kısa zamanda sarı yada turuncu renk alıp bir iki saksı boyamayı düşünüyorum. 
Zıt renk güzel durur yoksa kırmızı yok yok mavi mi boyasam?
Ben biraz düşüneyim sizlerde fikirlerinizi yazarsınız. 
Esenkalın.