25 Kasım 2013 Pazartesi

MİNİ DİZİLER


Düşünüyorum da öğrenci iken ne çok dizi/film izlermişim. Şimdilerde ise sıkılıyorum, izleyemiyorum. Aslında öğrencilik yıllarımda da uzun dizileri izlemezdim/izleyemezdim. Ya 2 ya da 3. sezonda kalmışımdır. Millet 6. sezonları dört gözle bekler ben 4 bölümlük dizi izlerim. 

İlk dizi; Lost in Austen


Aşk ve Gurur'u duymayan var mıdır yada sevmeyen. Başrol kızımız ( aslında genç değil ), Aşk ve Gurur romanını 12 yaşından beri severek okur, bir gün nasıl oldu ise evinden (banyosundan) geçmiş zamana kapı açılır. Geçmiş zaman dediysem romanın içine girmiş olduğunu anladınız siz :) 

Romanı bilen birinin roman içinde dolaşması hoş olurdu ama kızımız birazcık ortalığı karıştırıyor. Düzeltmeye çalışırken de biraz daha :)
Mini minicik bir dizi izleyin efendim. 

İkinci dizi: Nort & south


İzleyeli uzun zaman oldu kısa dizi deyince hatırlatma yapayım dedim. Diziyi Seyhan ve Nabrut yorumlamıştı.  Galiba dizi/ film birisi ile izlenince zevkli oluyor. Yalnız izlemek sıkıcı. O yüzden izleyemiyorum. Teşhis koydum kendime :)

Margeret babasından dolayı canım yeşillik güney bölgesinden sanayi bölgesi kuzeye taşınmak zorunda kalıyor.
Yeni hayat, yeni insanlar, yeni duygular...
O dönemde çalışan insan ( sefil insan ) profilini görmem acısından güzel bir dizi.

Dönem filmlerini seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim efendim.

Dönem dizi ve film önerilerinizin varsa alabilirim.

Keyifli izlemeler efendim.
Esenkalın.

16 Kasım 2013 Cumartesi

Tercihler, istekler

İnsanoğlu ne tuhaf varlık istekleri bitmiyor
yada ne istediğini bilemiyor. 
Günlerce bir elbise için sayıklar, ondan vazgeçer ceket ister. Sonra ondan da vazgeçer ''hayat çok sıkıcı günler monoton'' der. Ardından dişim çürüyor diye sayıklar, diş doktoru dişlerini gayet sağlam olduğunu söyler gönderir. 
Şımarık nefis menmun kalmaz. Ay dişlerimi temizledi ama diş etlerimi mahvetti.
 Hep şikayet, hep şikayet.

Her zaman şükreden bir kul olduğumu düşünürdüm demek ki değilmişim. 
Dün elimi minibüs kapısına sıkıştırınca isteklerimin hepsinin boş olduğunu sağlık olmadıkça hiç bir şeyin önemli olmadığını gördüm. 
Ben istiyorsam bir anda aklımdan çıkıverdi, can sıkıntısı mı? O ne ki.
 Çok şükür kırılma yok, birkaç dikiş sadece.



Ablam bu tarz yerlere (hastanelere) gitmeyelim, insanın morali bozuluyor dese de halime şükretmek için iyi bir gözlem yeri oldu benim için. 

İlk başta meraklı insanlar sinir olsam da 1 saat bekledikten sonra dikiş işlemine geçilmiş olması sinirlerimi bozdu. Biraz kızdım trip attım sağa sola, sonra kendimden utandım. 


Aslında yaram çok büyük değil dikiş öncesi bu şekilde. 
On gün sonra dikişlerim alınacak. 
Şimdilik iyiyim. 
Durmunuza şükretmeniz için benim gibi kaza geçirmenize gerek yok. Çok klişe ama evimizin olması, suyumuzun olması (su benim için çok önemli, elektirik ve doğalgazdan daha elzem), anne babamızın ailemizin sağ ve sağlıklı olması şükretmek için yeterde artar. 



Minik bir yara bir an düşüncelerimizi değiştiriveriyor.

Esenkalın efendim.
 Bu arada yarın ALES sınavım var, dua ederseniz sevinirim :)

14 Kasım 2013 Perşembe

Kitap listem


Ve olan oldu her şeyden çabuk sıkılan acemi blogger blogdan da sıkıldı.  Post girmeye üşendiğim için tüm kitapları bir yazıda paylaşıyorum. 
Sıkılan  arkası yarın şeklinde okur. Okumamazlık yok yani :)


Dorıan Gray'ın Portresi -  Oscar Wilde

Öğrencilik yıllarımda arkadaş okuyordu ''etkileyici, kesinlikle okumalısın'' demişti. Düzenli bir okuma olmasa da arada bir elime alıp rastgele okuyordum. Aklımda diyaloglar kalmıştı.  Beyoğlu sahafta görünce hemen aldım.  Kış etkinliğinde okurum düşüncesi ile başlamamıştım.
Dorian Gray'ın Potresi doğal olarak Doriandan bahsediyor. Benim favorim Lord Henry.  Lord Henrinin hayata bakışı olayları yorumlamasına bayıldım. Her yere geç gitmesine sinir oldum o ayrı dava. Neymiş efendim zaman kaybi imiş. Ben dakik insanın geç   kavramım randevu saatinden on dakika öncesidir. Bu kitabi okurken birisini bir saat bekledim. Neymiş efendim muhabbet bölünmesin diye telefona bakmamış. Bu konuda takıntılıyım ya  Rabbim beni bu şekilde imtihan ediyormuş.



Kitabı beğenerek bir çırpıda okudum. Okumamış olanlara tavsiye edilir. 

Kısa notlar;

Renkli tuvalde ruhu açığa vurulan ressamın kendisidir.

Bilinçle Korkaklık aynı şeylerdir. Bilinç şirketin piyasada bilenen adıdır.

Basit keyiflere bayılırım ben, karmaşık ruhların son sığınağıdır onlar.

Hayır işleri ile uğraşanlar,  bütün insanca duygularini yitiriyorlar. Bu onların ayırt edici özelliği.

Var olan her güzel şeyin ardında trajik bir şey gizliydi. En sıradan çiçeğin açması için bile dünyanın doğum sancısı çekmesi gerekiyordu...

Evlenmenin gerçek kusuru insanı bencil olmaktan alıkoymasıdır. Bencil olmayan kişilerde renksiz kişilerdir.

İyimserliği küçümserim ben. İyi şeyler düşünmemizin nedeni, kendi kendimizden korkmamızdır.

Yaşadığımız çağda ancak en gereksiz şeylerin bizim ihtiyacimiz olduğunu anlayamıyorlar!

Dedikodular hiç ilgimi çekmez.  Yeniliğin çekiciliğinden yoksundurlar.

Belkide insanın en rahat göründüğü an rol yaptığı andır.

Bu bencil düşünceler Henri'ye ait. O devirde insan duymaya pek alışkın değil, bu devirde ise normal.

Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana - Yaşar Kemal



Kitap Zamanının eski sayılarında seri hakkında yorum okuyup kitapları not almıştım. Kış ayları etkinlik kapsamında okuyayım dedim. Halbuki elimde okunmayı bekleyen metal fırtına 1, 2 var. 

Bir mübadele romanı bekliyordum. Belkide öyledir. Benim çıkardığım ise savaş yaralarının kim olursa olsun insanları derinden etkilediği ve yalnızlıktı. 


Hancı - Samiha Ayverdi



Beyoğlu sahaflardan almıştım. Yazarın okunmayı bekleyen dört adet kitabı var elimde bir yerden başlamak lazım diye kış etkinliği başlayana kadar en incesini alıp başladım. Her kitap arasında 40 - 50 sayfa okuyarak bitirmiş oldum. 
Akıcı, edebi bir dili var okumanızı tavsiye ederim. 

Çanlar Kimin İçin Çalıyor- Ernest Hemingway



Daha önce yazarın kitabını okumamıştım. Aklımda ihtiyar adam ve deniz vardı ama incecik olduğu için onu etkinlik bittikten sonra okumaya karar verdim.
Daha önce savaş kitabı  okumuş ve beğenmiştim. Bunu da beğeneceğimi umuyordum ama umduğumla kaldım. Kitap 495 sayfa, sürekli kendini tekrar edip duruyor. Koca kitapta hikaye yok gibi bir şey. Hele vicdan 3 -5 satır. Bir insan neden Amerika dan kalkıp İspanya ya savaşmaya gelir, amacı ne? Olayların tekrarı yerine bir amaç anlatılmış olaydı iyiydi.
Son dönemde parklarda yatan Suriyelileri görünce ablama ''ben olsam ülkemde kalır, bildiğim yerde ölmeyi beklerdim'' demiştim. Ablamda benim düşüncemin yanlış olduğunu, intihar yerine geçeceği için Rabbimizin bu tarz şeyleri yapmaktan kullarını men ettiğini söylemişti. Bu olayın ardından olası bir durumda kendini öldürmeyi düşünen insanları okumak içimi kararttı.
Biri ustura taşır, biri yakasına zehir saklar, birileride arkadaşından kendisini öldürmesini ister, arkadaşta kabul eder. Çok vefakar arkadaş!
Bir rivayete göre yazar intihar ederek hayatına son vermiş.
Beğenen muhakkak olur ama ben beğenmedim.

Şimdilik listen bu kadar. Kitap okumaya ara verip biraz dergi okumaya karar verdim.
Daha sonra ne okuyacağım henüz karar vermedim. Okuma şenliği listem bu şekilde, genel olarak değişiklik yapacak gibiyim.
Esenkalın. 

10 Kasım 2013 Pazar

Aşure



Fark ettim ki uzun zamandır yemek tarifi paylaşmiyorum. Dün bir kazan mercimek çorbası yapmıştım paylaşsam mi :)
Tamam o kadar saçmalamayaçağım. 
Sadece Aşure tarifi verip gideceğim.
bilir kişi acemi blogger :)


Ablamın arkadaşları için  yapacaktık. Hal böyle olunca  insan tedirgin oluyor. Birinin yediğini öteki yemiyor. Eskiden ablam da trip yapıyordu soğan koymuşsun falanca yemedi diye. Nasıl sinir oluyorum anlatamam sanki ben millete sizin istediğiniz gibi yapacağım gibi tahattutte bulundum.
Özetle biraz çekinerek yaptım. Söz verip de gelmeyenler oldu her zamanki gibi.
ablamda sıkılmış olmalı ki  eskisi kadar ne yaptığımı  önemsemiyor.

Uzatmadan tarife geçeyim.

 Tahmini 60 kişilik diyorum.

1 kilo aşurelik buğday, nohut ve fasülye akşamdan ıslatılır. Sabah ilk iş haşlanır (ben geç kalktım, siz erken yapın dinlenin )

800 gr kuru kayısı, incir, üzüm küp küp doğrayın ( üzüm de  mi doğranacak diye espiri yapmadınız biliyorum )
6 adet yeşil elma küp küp
5 adet limon kabuğu rendelenip suyu sıkıldı.
10 adet karanfil elma dilimlerine batırılarak ilave edildi.
1 kilo şeker ilave edildi. ( annem Aşureyi tuzsuz buldu )
toz tarçın alınmadı (iki defa markete gittim ama unuttum )

çubuk tarçın atacaktım telaştan unuttum.

Nar ben sevmediğim için almadım :)

servis ederken fındık ilave ettik. 

Gelmeyenlere söyleyecek çok şeyim var ama hanım kız numarası yapıyorum. 
Ömürlerinde misafir ağırlamadıklarını düşünüyorum.  Yoksa bir insanın emeği bu şekilde görmemezlikten gelinmez. 

Lütfen söz verdiğinizde gidiniz. Gitmeyeceksem haber veririm bahane değil gerçekten. 

Esenkalın. 


8 Kasım 2013 Cuma

Yaptım Olmadı :)


Pek çok blogda deco band ile süsleme görüyordum
‘‘ Benim başım kel mi? bende yaparım ne var ki ’’ diyordum.  
Yaptım oldu demek isterdim ama yaptım olmadı :)
 Ne zormuş  dairesel bir cismin etrafını çevirmek, düz bir sıra yapmak. 
Pet bardağı yarım bıraktım yapamadım. 
Sorsanız tarz yaptım :)



Ablamlar  ''bandı ziyan etme, git kendine düzgün bir şey al'' dediler. O zaman ben yaptım diyemem dedim. Çok sanatsal çoook. 
O yüzden kendim uğraşmalıyım :)

Neymiş kimsenin yaptığını beğenmemezlik yapmamak lazımmış.

Esenkalın.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Kış Okuma Şenliği


Yaz boyu okuma şenliğini duymayan kalmadı. İlk etkinliğe 72 katılımcı olunca ve onların takip ettiklerini de düşününce pek çok kişi duymuştur. 
Etkinlik devam ediyor.
Okuma şenliğinin kış versiyonu 3 kasım itibarı ile başlamış bulunmakta. Bir önceki etkinliğin az biraz gelişmiş modülü.
 4 ay içerisinde 15 kategori için toplam 17 kitap okunacak. 
Listemi kısmen oluşturdum. 
Aklımda Menekşe ablanın verdiği kitapları ve sahaftan aldığım kitapları bitirmek var ama uygun bir kategori bulamadım. Allah dan sahaf kitapları bölümü var, Samiha Ayverdi'nin kitaplarını okuyacağım. 
  

Bloglarda, okuduğum kitaplardan yada gazetelerden ilgimi çeken kitapları not alırım. Eski defterimde sayfalar dolusu listem var. Kitap, yazar yada tür pek çok listem vardır. Yeni yıla girmeden eski defterimdeki listeyi azaltmayı düşünüyorum.  O yüzden kategoriler için bir kaç örnek verip o anki ruh halime göre gerçek liste şekillenecek. 

1. Kategori (10 puan): Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap okuyanlara.

Yayın evinin her katılımcıya sponsor olamayacağını düşününce çok gereksiz bir kategori olarak gördüğümü itiraf etmem gerek. 
Henüz ne okuyacağıma karar vermedim. Kitap okuma hızı ve kitapların bıraktığı etkiye göre değerlendirilecektir. 
Elimde ihanet noktası var ama okur muyum?

2. Kategori (10 puan): Kütüphaneden ödünç alınmış veya sahaftan satın alınmış bir kitap okuyanlara.

Yeni kitap almayı düşünmediğim için pek çok kitabı kütüphaneden ödünç alacağım zaten. Bu katogoride Samiha Ayverdi okumayı düşünüyorum. Beyoğlu sahaflardan 4 adet kitabını alıp okumadım. Artık hangisi olursa.

3. Kategori (10 puan): Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara.

İsim, Şehir, Hayvan
Hayvan Çiftliği,
İki Yeşil Su Samuru 

4. Kategori (15 puan): 600 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.

Oblomov - Gonçorov
Beda yayınları- 684 sayfa
Geçenlerde sahaftan aldım bekletmeden okuyacağım.
  
5. Kategori (15 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara.

Aklımda Necip Mahfuz ve Ernest Hemingway okumak var. Hangisini okurum bilemedim. 

6. Kategori (15 puan): Türk edebiyatında klasik kabul edilen bir roman okuyanlara.

Henüz karar veremedim. 


7. Kategori (15 puan): Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara.

Oscar Wılde - Dorıan gray'in Portresi
Daha önce İrlanda edebiyatından kitap okuyup okumadığıma emin olamıyorum. Okuduysam da yazarın nereli olduğunu bilmiyorumdur. 



8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere.

Uzun zamandır okumak istediğim kitapları bu listede değerlendirebilirim. 
Filmi/dizisi çekilmeyen kitap kalmamış.

Körlük, Mutluluk, Fikrimin İnce Gülü, 1984...
bu liste uzar gider.

  
9. Kategori (20 puan): Adında kış mevsimine ilişkin bir sözcük olan veya konusunda kış teması olan bir kitap okuyanlara.

Lizbon'da kış - Antoino Munoz Molina

 Konusunda kış teması olan kitap bulursam heme değiştirebilirim. Konusu ilgimi pek çekmedi. 

10. Kategori (25 puan): Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.

Pınar Kür- Yarın Yarın
Gazap Üzümleri

 11. Kategori (25 puan): Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara.

Gazi ve Fikriye - Hıfzı Topuz
Dönem dönem babamın kitaplarından okumayı düşünüyordum.  Hıfzı Topuz'un başka bir kitabı kenarda bekliyor. Ortaya karışık hem okumak istediğim yazar, hem babamın kitaplığından. 

 12. Kategori (25 puan): Yayınlanmış en az beş kitabı olan bir yazarın ilk kitabını okuyanlara.

Henüz karar veremedim aklımda pek çok yazar var. Daha sonra karar veririm. 

13. Kategori (25 puan): Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara.

Yüksek lisans yapmayı düşündüğüm bölüme hazırlık olsun diye İslam bilim adamlarının hayatlarını ve eserlerini okumayı düşünüyordum. Yalnız sayfa sayısını uygun bir kitap bulabilir miyim bilmiyorum. 
Şimdilik 
İbn-i Kemal ve Düşünce Tarihimiz - Sayın Dalkıran

14. Kategori (30 puan): Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara.
  
Tahmini 1990- 1991 yılında okula başlamışım.
Orhan Pamuk Kara Kitap 

15. Kategori (40 puan): Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara.

Yaşar Kemal Ada Hikayesi
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Karıncanın Su İçtiği
Tanyeri Horozları
Çıplak Deniz, Çıplak Ada (Türk Klasiklerine saysam mı ki)


Liste yapmak ne zor işmiş böyle. Kitabı okuyacağım elimde yok, elimde var sayfa sayısı tutmuyor derken son liste bu şekilde. Pek çoğunu kütüphaneden alacak gibiyim. Şuan elimde sadece resimdekiler var. Zamanla alır mıyım belli olmaz.

Kimler ne okuyacak diye merak eden varsa ev sahibine tık tık

 Keyifli okumalar. 

3 Kasım 2013 Pazar

savas sanati

Uzun zamandır elimde sürünüyor.  Bir ara ben bu incecik kitabı bitiremeyeceğim  dedim. 
Kitaba başlayalı bir ay olmuş olabilir. İlk 60 sayfasını bir günde bitirdim. Kütüphaneden aldığım kitapları iade edeceğim diye yarım bırakıp Alamut ve Uyumsuz Defne'yi okudum. Araya bayram girdi, ardından ales hazırlıkları kitabın kapağını açamadım. Çözdüğüm deneme seti bitti de kitabı bitirdim ( deneme seti 5 li idi, 10 olsa kaç ayda çözerdim bilmiyom ). 
Ales yüzünden kitap okumayı özledim. Ablam alesten sonra okursun diye teşvik etmiş olsa da İngilizceyi yapamazsın demeyi de ihmal etmiyor. Çalışma şevkim kırıldı, Hem istediğim bölümler bahar dönemimde öğrenci almıyor. Seneye kim öle kim kala. 


Kitap hakkındaki düşüncelerimi yazmam gerekiyordu galiba :) Başlarda gayet iyi idi. Araya mesafe girmiş olmasından mı yoksa savaş sanatını arazi üzerinden örneklendirilmesinden mi bilinmez sonlarında sıkıldım. Savaş sanatı genel olarak güzel bir kitap, benim beğenmediğim kısmı Sun - Tzu dan sonra ki kumandanların yorumları idi. Zamanla üzerine yeni bilgilerin eklenmesi gerekirken aynı bilgiler tekrar edilip durulmuş çok az kişi yeni yorumlar katmış. 
Sonlarında sıkılmış olsam da kitabı okumanızı tavsiye ederim.

kısa kısa alıntılar
Derin bilgi, sıkıntıyı sıkıntının oluşmasında önce,  tehlikeyi tehlikenin oluşmasında önce, yok olmayı yok olmadan önce,  belayı bela gelmeden önce kestirebilmektir.

Hareket oluştuktan sonra hissedip anlamak, anlamak sayılmaz.  Büyük çabalardan sonra başarmak,  başarı sayılmaz.  Gördükten sonra bilmek, bilmek sayılmaz.  Bu üç durum hissetmek ve karşılık vermekten uzaklaşmayı gösteri. 

Akıllı olan savaşı önceden kazanır,  oysa cahil asker kazanmak için savaşmak zorundadır. 

Savaşmadan kazanmak en büyük başarıdır. 

Esenkalın. 


2 Kasım 2013 Cumartesi

Gazete yazıları


Sizde benim gibi misiniz, beğendiğiniz yazıları biriktirir misiniz?
 Kendimi bildim bileli kitaplardan beğendiğimi cümlelerin
Bir kenara not alırım. Ne kadarını muhafaza etmişimdir o tartışılır.   Gazete yada dergilerden 
Beğendiğim yazıları da  keser biriktiririm. 



Muharrem ayına girmek üzereyiz, bir yazi koymuştum kenara bir bakayım dedim. Muharem ile alakalı olmasa da benim çoktan unuttuğum pek çok yazıya ulaştım. 
Ev 6 kişiye biraz dar geldiği için neyi nereye koymuş olduğumu hatırlamıyorum. Biraz döktüm sağı solu, bir kısmına ulaştım.


Bir zamanlar Senai Demirci'ye takmıştım onu hatırladım. Gazetede ki beğendiğim yazıları biriktirmişim. Zamaneye sözler diye kitap çıkarsa benim almama gerek kalmaz çünkü tüm yazılarını biriktirmişim. 
Ali Ural'ı da severek takip ederim. Kitaplarını pek hızlı okuduğum söylenemez. Denemeleri biraz ağır. Bir gün de bir yazı okuyup sindirmeyi beklemeli bir sonraki yazı okunabilsin. 


Bir ara bugün gazetesi haftalık olarak Elif Korkmazer'in yemek tariflerini veriyordu. Daha sonra günlük olarak gazetede yayınlanmaya başladı. Bir ara biriktiriyordum. Düzensiz olunca tarif istesemde bulamıyorum diye biriktirmeyi bıraktım. biriktirdiklerimin bir kısmını da çorbalar, tatlılar,börekler, dolmalar... diye gruplandırdım. 
Yinede dağınık o yüzden tarif bakmıyorum/bakamıyorum.  



Bir ara star gazetesi Büyük Doğu dergisini veriyordu. Almaya niyetlenmiş ama tamamlanmamış bir şekilde duruyor.


Sıra dışı tatil rotası imiş :) İstanbul da her yeri gezip bitirmişiz gibi. 
Uzun zamandır Atatürk Arboretum'una gitmek için plan yapıyor ama gitmiyoruz. 
İlk yakınları gezeyim daha sonra yurt dışlarına açılırım. 

Benim kıyımda köşemde biriktirdiğim yazılar bunlardan ibaret sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 

Yemek tarifleri, tarih yazıları, gündem yorumları, gezilecek mekanlar gibi aklınıza gelebilecek her şeyi biriktiririm. 

Tam bir çöpçüyüm, bulduğumu biriktirmişim :)

Her şeyimi ortaya saçmadan en iyisi burada bırakayım. 
Esenkalın.