3 Şubat 2020 Pazartesi

İstanbul'u Gezerken - Tarihi Yarım Ada



Acık öğretime başladığımda İstanbul’da gezilecek yerler listesi yapmıştım . Hatta gezmek için bir iki girişimde bulunmuş ama sonuçlarından pek memnun kalmamıştım.
Şehir dışından kuzenin gelmesi Tekfur sarayı ve Zeyrek Camiinin tadilatlarının bitmiş olmasını fırsat bilip plan yaptık. Önceliğimiz Balat ve Yavuz Sultan Selim Camii .
Buluşma noktasına gelecek olan zatlar evden çıkamayınca kendi başıma  Zeyrekten başlayayım dedim.
Büyük camilerden daha ziyade küçük camilerde namaz kılmayı daha çok severim. Daha bir ev  gibi hissederim. Bende Mehmet Emin Tokadi hazretlerinde öğle namazı kılarak gezime başladım. 


Daha önce pek çok kez gidince bu sefer  resim çekmedim L
Büyük camilerde alttan ısıtma olur gidersin huşu içinde namazını eda edersin. Cami küçük olduğundan mı küçük küçük pek çok cami olmasından mı bilinmez girdiğim küçük camilerin ısıtma sistemlerini yeterli bulmadım.
Zeyrek Camii
Zeyrek cami o kadar uzun zamandır tadilattaydı ki beklentim çok yüksekti. Gidip de boş duvarları görünce şaşırdım.


 Ne cami gibi ne de kilise!


Az biraz araştırdım. Araştırınca daha önce de bunları araştırdığımı hatırladım J 
Bazı şeyleri ne çabuk unutuyorum.
İçindeki değerli eserlerin vakti zamanında yağmalanmış olduğunu hatırladım neyse ki .
Nalıncı Mehmet Mimi Dede Türbesi

Geziye çıkarken planlı olmadığımız için yol üstünde ne varsa ziyaret ettik. 
Sadece mescid namazı kılıp çıktık. 
Eve gelince Nalıncı dede kimdir diye bakınca çok bilindik bir hikaye çıktı.
 Rabim Mekanlarını cennet eylesin.
Orhan Kemal
Beklediğimden çok çok kötü durumdaydı.
Neden müzeye çevrilmemiş bilemedim.



Gül camii

Camiye ikindi vaktine yetişmek için çabaladık. Girişi bulmak için üç tarafını gezdik geldikte namaz için bol perdeli bir alan girdik. Dıştan o kadar haşmetli olup içine girememek. Yok yok içinde sadece bir köşesini görmek. Cemaat dağılma anı kalabalık olduğu için gezemedim.
Aynı durumu valide sultan camiinde yaşamıştım. Dıştan onca haşmete sahip camide kadınlar mahfilini saçma sapan küçücük bir oda yapıyorlar.

Aya Yorgi Rum Patrikhane Kilisesi

Uzun zamandır merak ettiğim bir yerdi. Onca haşmete rağmen sınırlı yerlere giriliyor. Buna rağmen gidilip görülmeye değecek bir yer.




Balat sokakları
Daha önce birkaç defa gelmiştim. Abartılı kahvaltılarından yemiştim.



Bu sefer hiç oturmadık.
Fener Rum lisesi

Hepiniz gibi benimde merak ettiğim bir mekan ama içine girilmiyor L
Mevlevihane Camii



Fener Rum lisesinin hemen üstünde minik bir camii. İmamın karadenizli olduğunu düşündüğümüz yer J Adresi aldım. Annemin kara lahanaya ihtiyacı olduğu zaman kapılarını çalacağım J

Yavuz sultan Selim Camii
Cahilliğime doymayacağım yerlerden biri daha. Yıllar önce araştırıp gitmeye niyetlenmişti. Gitmek nasip olmayınca araştırdığım her şeyi unutmuşum L



Yol üstlerinde pek çok cami kilise ve türbe vardı. Hangisine hangi sırada gittim hatırlamıyorum ama bir sonraki turumu bilinçli yapacağım kesin J



3 yorum:

  1. Eeee, İstanbul gibi bir şehirde oturunca, adım atsan tarih, kültür:))
    Yalnız kadınların camilerden dışlanması kötü, son yıllarda bir gelişme var diyordum ama o kadar da değilmiş demek ki.

    YanıtlaSil
  2. İki durumda da iyi değil ama.

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....