15 Kasım 2014 Cumartesi

Neler oluyor hayatta

Allahım neler oluyor hayatta. 

Günler çok  mu çabuk geçiyor.  Dünya kendi etrafında çabuk dönüyorda güneşin etrafında hiç mi dönmüyor.
Gün bitiyor ne olduğunu anlamadan. Gün bitiyorda haftalar geçmiyor gibi.
Sonbaharı gelmiş mi gitmiş mi anlamadım.  Bari kar yağsada kış gelmiş desek.
Okul dönemine hızlı başladık ( geçen seneki okulda çalıştığımı söylemiş miydim).  Geçen seneki öğrenciler başarılı idi. Bu seneki öğrenciler başarısızlar. Moralim bozuldu, hırs yaptım.  Seviyelerini yükselteceğim diye kendimi paraladım.  Sürekli sınav yap, ödev kontrol et, ömür bitti. Hal böyle olunca kitap okumaya vakit bulamıyorum.

En son bir ay önce kitap yazısı yazmışım.  Bir ay içinde neler yaptım kitap okumak yerine?
Kuzenim evlendi.
 3 kız olunca her hafta biri için alış veriş yapıldı. Düğün güzeldi.  Biz yabancının düğününe gider gibi gittiğimiz için halam biraz kırgın. Haklı da uzun zaman bir arada yaşadık, onlar ev alıp biraz uzağa taşındılar her fırsatta gitmek mümkün olmuyor. Ev kurma aşamasında olmasada misafir ağırlama için gitmeliydik.


Rabbim mesud eylesin.

Başka neler yaptım.  Spora başladım. Kezban Parisde misali ilk günden biraz fazla yüklenmişim her yerim ağrıyor. Soranlara on kişi tarafından dövüldüm diyorum :)
Başka başka minik öğrencilerimle pek çok anım var ama başka zamanlara. Sadece geçen seneki tecrübeler işe yarıyor.  Ses yükseltmeden tek kaş ile sınıf susabiliyor.

Kitap yazısı yazmaya gelmiştim hevesim kaçtı galiba.

Ilk kitap varlık yayınlarının yeni hikayeler 1956.


Bakmayın yeni hikaye olduğuna kendisini sahaftan aldım.  Şuan çok iyi tanıdığımız yada artık yazmayan pek çok yazarın ilk hikayeleri.
Güzel olmakla birlikte biraz karamsar hikayeler. Dönemin getirdiği bir şey mi bilemedim. Bir tane neşeli, mutlu sonla biten hikaye yok.
Dikkatimi çeken bir şey paylaşayım.  "Deniz banyosu" tabiri.
ilk olarak Albert Camus'un yabancı adlı kitabında gördüm.
Anladığım kadarı ile bizim plaj dediğimize o dönem banyo deniyor. Yüzmek diye bir tabir yok banyo yapmak var.
Hangi yazarlar var derseniz?
Ahmet Hamdi Tanpınar,
Faik Baysal,
İlhan Tarus,
Ziya Osman Saba,
Cemalettin Akın,
Turan Bakır,
Vus'at Bener,
Sabahattin Kudret Aksal ve daha fazlası.
Hikaye sevenlere seriden bir iki kitap okumalarını tavsiye ederim.

Ikinci kitap dünya klasiklerinden.  Stendhal den kırmızı ve siyah.


Bu kitabı uzun zamandır okumak istiyordum. Kütüphaneden ödünç almak istedim pek çok çevirisi vardı karar vermediğim için kalmıştı. Sahafta görünce alayım dedim.
Benim kitabın sayfa sayısı 702. Çantada taşınmıyor. Bitmesi günler aldı.  Menekşe ablanın başka bir çevirisi vardı.  Onun evine gidince oradan takip ettim. Kitaplarda olay örgüsü parelel gitmiyor. Tuhaf doğrusu.
Baş kahramanımız Juliene yer yer uyuz oldum bazende hak verdim. Kitap sonunu saçma bulsamda kitabı beğendim.
Iki kitabıda tavsiye ederim.

Benden bu kadar bu puslu havada ablamla sonbahar resmi çekmeye gideceğiz.  Artık çürümeyen yaprak bulursak.
Esenkalın.

6 yorum:

  1. kımız ve siyah'ı çok severim , hatta yine çok severim , severim yani , spor işi zor , sporla kilo alan insan olduğumdan yapmıyorum :D size kolay gelsin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik kilo verme niyetim yok. Nefes nefese kalmadan gruba göre hareket etsem kafi, ilerleyen zamanlar için 5 kilo verme hedefim var. Bakalım nasip.

      Sil
  2. güzel bir öz eleştiri olmuş yalnız halan hakkında yazdıkların.
    Bundan yola çıkarak bile seni çok sevebilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende şimara bilirim :) öz eleştirisi halama iletmedim henüz. Biraz zaman geçsin arayacağım.

      Sil
  3. hiç arama çocuğum artık senin bir halan yok yeğenlikten atmış sizi çok acı ama böyle başka halalar ve kuzenler bulun kendinize gerçi kuzen bulmayın elinizdekilerle yetinin ama hala konusunu ne yaparsınız bilemedim :)))

    YanıtlaSil
  4. dolu dolu geçiyor günler demek, ne güzel:) düğün, spor, öğrenciler, kitaplar derken kış da geldi bile galiba.. umarım güzel fotoğraflar çekmişsinizdir, sevgiler:)

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....