Kaktüslerile tanışmam nasıl oldu bilmiyorum. En eski hatırlayabildiğim ilk okul yıllarında teyzemin balkonunda vardı. Acaba batar mı diye tereddütle yaklaşmıştım. Balkonda büyük dayımda vardı. Demek ki dayım teyzemi ziyarete gidiyormuş. Bize gelmezdi, bir kere 5 dayım aynı anda gelmişti, babaannem hactan gelişti yada vefat etmişti. Hangisinde geldiler hatırlamıyorum. Bir defeda Türkiye turu gibi bir şey yapmıştılar öyle geldiler.
Yıllar çabucak geçti, dayım bize gelmiş gelmemiş pek de umursamadığımız dönemler geldi çattı. Yani hayat meşgalesi bizi sevdiklerimizden uzaklaştırdı. Bizde akraba ile ilgilenmiyoruz madem çiçeklerle ilgilenelim dedik. Pek çok çiçek büyütmeye çalıştık. Bir kısmı balkondan düştü, bir kısmı kurudu.
Istanbul'a taşındığımız ilk yıllardan bir iki kaktüs kaldı.
Biri kaynana yumruğu, öteki kaynana dili.
Çiçeklere adı verildiğine bakılırsa kaynanalarda pek seviliyor olmalı :)
Kaynana dili dediğimiz geçen yıllarda çok güzel sarı çiçekler verdi. Bir sonraki seneye çiçeklerin yerinde meyve büyür dediler büyümedi.
Kaynana yumruğu dediğimizde zamanla büyüdü kocaman oldu ama çiçek vermedi. Saksıya sığımıyor, dikenlerden dolayıda değiştiremiyoruz. Arada bir kenardaki dallari kırılıp çoğaltıyoruz.
Iki sene önce komşuya dal verdik, bir sene içinde çiçek verdi. Bu senede bir çoşmuş bir çoşmuş ki anlatamam. Görelim diye saksıyı almış gelmiş.
Sizde görün istedim.
Iki sene önce komşuya dal verdik, bir sene içinde çiçek verdi. Bu senede bir çoşmuş bir çoşmuş ki anlatamam. Görelim diye saksıyı almış gelmiş.
Sizde görün istedim.
Göstermeye utanıyorum, bu da bizim çiçek.
Bizden bu kadar efendim.
Esenkalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sizden alalım bir fikir....