22 Mayıs 2017
Söze nereden başlasam bilemedim.
Hayatımızın her aşaması bir telefon tuşuna bakıyormuş.
Sabah kalıyoruz ilk iş geceden kurulan saati kapatmak oluyor, ardından hava durumu. Araba kullanan, ofiste çalışan kişi hava durumuna bakar mı bilmem ama
açık alanda çalışınca mecbur bakıyor insan.
Mesajlar, mailler, herşey tek telefonda. Tek telefonda elinizden alınınca insan her şeyin altüst olacağını sanıyor ama oluyormuş.
Telefonumda sorun vardı iş yoğunluğundan baktıramıyordum. İş telefonu ile idare edip gidiyordum. İşten ayrılınca vaktim bana kaldı. Telefonu servise verdim. Şirket bilgisayarınıda iade ettim, kaldım mı tablete. Evin sınırsız olması gereken interneti de sınırlı zamanlarda çalışınca netten bayağı uzak kaldım.
Döndüm inşallah, bakalım kimler neler yapmış.
Bu arada ne zormuş tabletten yazı yazmak. Sabrımın elverdiği ölçüde bir şeyler ilave ederim artık.
En son 7 mayısta havadan sudan yazmışım. AÖF sınavından çıkıp kitap almışım. Tek bir kitap bile okumadım. AÖF sınavlarında birbirinden kötü geçti.
Sanat Tarihinden 20 almışım mesela.
Bir başka dersten 28 !
Kendi kendimi nazar ettim galiba. Halbuki herşeye yetebileçeğim konusunda inancım tamdı.
İş, okul, spor ve hobiler.
Her birini teker teker bıraktım.
Şuan evdeyim, nereden başlasam bilemiyorum.
Baş ucumda bir kaç kitap ve dergi var. Her gün olmasada gün aşırı bir şeyler okumaya karar verdim.
Tez yazmam gerek ama bilgisayarım yok. Genel olarak bitti gibi olduğu kadarını düzenleyip hocaya göstermem gerek. Tabletten bir deneyeyim.
Dikiş konusunda her şeyim yarım. Etek diktim, belini beğenmedim. Söktüm ama yeniden dikmedim. İki tane de yarım yeleğim var.
23 Mayıs 2017
Bir ay önce çalıştığım projeden ayrıldım. Daha sonrada izne ayrılan arkadaşların yerine baktım, yeni insanlar tanıdım. İnsanlarla uğraşmak ne zor bir kez daha gördüm.
Her şeyi kendilerin bildiğini sananlar, yüze gülüp arkadan çekiştirenler.
Insanlardan soğuttunuz resmen.
Bu bir aylık süreçte bir yıldır yorulmadığım kadar yoruldum. İki vasıta ile gittim , geldim. Tüm günüm yollarda geçti.
Rabbim İstanbul trafiğine girene sabir versin.
Niyetimde köyü ve Sinop ta öğretmenlik yapan kuzenimi ziyaret etmek vardı nasip olmayacak galiba.
Ramazanda evdeyim artık ne yemiş, içmişim paylaşacağım.
"Ev Kızının Güncesi" olarak devam edeceğim. Tamam şaka o kadar da değil. Sadece buzlu kahve denemeyi düşünüyorum onu paylaşırım.
Bir heves katı meyve sıkacağı aldık, koyacak yer bulamadık kutusunda duruyor.
Bu ramazan bütün meyve sebzeleri makinadan geçireceğim dedim de kim yıkayacak o makinayı.
Dahası makinaya güç uygulamam gerekiyormuş. Kendi gücümle sıkarak yapacaksam devasa makinaya yarı maaşımı verir miydim? Aklımdan geçeni kendisi yapmalı, kendi kendini yıkamalı.
Şaka bir yana havuç suyu yapayım dedim, üstten baskı yapmam gerekiyormuş. Yapamadım, yapacağımıda sanmıyorum. Benim gücümün yetmediği ablamlar hiç yapamaz.
Ev kızı karışmış evini toplamaya gider, dönünce herkesi ziyarete çıkacağım.
Kalın sağlıcakla.
hadi ya o kadar basınç gerekiyor mu ki sıkacağa , yani bizim kullandığımıza az bir şey yetiyor , yıkama sorun ama , en sevmediğim kısmı , bazıları makineye atılıyormuş ama bizimki artık m.ö. tarihli olduğundan bir hayli parçala , yıka , topla'dan anlıyor :D
YanıtlaSilKuzenim gayet normal dokunur gibi çalıştırdı. Benim kol kasların zayıf o yuzden zor geldi.
Silhayırlısı olsun iş güç konusunda, yeni yazında maceralarını merakla bekliyoruz:) bu arada katı meyve sıkacağı benim de aklımı çeliyordu valla yazdığın iyi oldu..:)
YanıtlaSilEvdeyim, yapılacak çok şey var ama hangisinden başlayacağıma karar veremediğim için boş boş oturuyorum. Bir yandanda iş arayışları devam etmekte.
Silhadi geçsin bu günler ve bir işe gir hayırlısıylan :)
YanıtlaSilŞuan icin şikayetim yok. Evde oturuyorum, dikiş dikmeye çabalıyorum, kitap okuyorum. Özetle gunler geviyor bir şekilde.
SilBir gün mutlaka iş güç de olacak, neden sıkıyorsunuz canınızı bu kadar! :)
YanıtlaSil:) şuan için canımı sıkan bir sey yok aslında sadece yorgunum, dinlenmeye ihtiyacım var.
YanıtlaSil