Arkadaşlarla bir süredir gitme planları yapıyorduk. Yağmurmuş, 19 mayısmış, soma faciası derken bizim planlar bu haftaya kadar ertelendi. Ablamlar Kuzuluğa gitmeye karar verdikleri için bende yürüyüşe gitmesem ablamlarla kuzuluğa mı gitsem diye tereddütte kaldım biraz.
Yürüyüşten bu kadar zevk alacağımı tahmin etmemiştim.
Çoook yürüdük, öldük bittik. En az 5 saat yürümüşüzdür. Ben telefonu hiç olmayacak yere ( aslında düşebilmesi muhtemel bir yer her 10 kullanıcıdan 5'i düşürüyor :) Yurtta iken bu sebepten sürekli lavaboları kapatırdılar) düşürdüğüm için vakit kavramın pek oluşmadı.
Tek bildiğim çoook yorulduğumdur.
11 kişilik grupta 3 kişi ilk zorlukta geri döndü.
8 kişi parkuru bitirebildik.
Akşam 8 de evde idik. Yorgunluğu eve gelince daha bir anlıyor insan.
Yatsı ezanını zor bekledim. Başımı koyduğum gibi uyumuşum. Sabah zor kalktım, hatta kalkamadım. Her yerim tutulmuş. ablamlarda yok annem beni sağa sola koşturmaya çalışıyor ama acemi blogger koşturamıyor.
Zorlan yürüyorum, ben kim yürüyüş yapmak kim.
''pişman mısın kuzum'' diyecek olursanız ''Nayır, pişman değilim'' derim.
Gezi çok heyacanlı idi bol macera, bol kahkaha.
Arada bir yapmak lazım.
Ben biraz dinleneyim devamını sonra anlatırım.
Gitmeden üstteki resim zor geçişlerden birisi idi. Sudan tiskindiğim için üsttten tırmanayım dedim ama olmadı. Su kenarından dolandım.
Ben gideyim annem evi süpürmemi, makinayı boşaltmamı ve mutfağı toplamamı istiyor. Bir Katya olaydı fena olmazdı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sizden alalım bir fikir....