28 Mayıs 2014 Çarşamba

Mayıs Okumaları 2


Okuma şenliği kapsamında bir liste hazırlamıştım. Baktım liste bitmiyor, listede değişiklik yapıp ince kitaplara okudum.

Kırmızı Sardunya - Faik Baysal

Bu yıl yeni yazarları tanımaya karar verip kendime bir liste yapmıştım. Az çok listemi eksiltmeye başladım. Listeyi eksiltmek hoşuma gitse de ev ödevi verilmiş öğrenci psikolojisi yapıp liste dışına çıkmak istiyorum. 
Kırmızı sardunya da tam olarak bu ruh halinin ardından okundu. 
Kütüphaneden ödünç aldım, bir çırpıda okudum.
 Kitabı aldığımda kitap hakkında bir bilgim yoktu. İç içe iki hikaye kitabından oluşuyor.



İlk Hikaye kitabımız Kırmızı sardunya. 5 farklı hikayeden oluşuyor.

İkinci kitap; Sancı meydanı. 9 adet hikayeden oluşuyor.
Hikayeler genel olarak karamsar.
Karamsar olması kitabı sevmeme engel olmadı. Fark ettim ki ben hikaye okumayı seviyorum.
İlerleyen zamanlarda yazarın başka kitabını okumayı düşünüyorum. 


Kırmızı Zaman - Mine söğüt

Mine Söğüt kimdir, ne yazar hiç bir fikrim yoktu. Ta ki yazar ayları kapsamında Mine söğüt adı geçene kadar. Okuma şenliği kapsamında daha önce kitabını okumadığım bir kadın yazardan kitap okuma katogorisi vardı. Benim aklımda Safiye Erol vardı. Samiha Ayverdi'den 1200 sayfa okumak bana çok ağır geldiği için vazgeçip kafa dağıtacak bir kitap okumaya karar verdim. 



Kitaba başlamadan önce çoook eskilerden bir hikaye okuyacağım sandım ama yanıldım. Kitabın zamanı yok gibi. Daha doğrusu kitapta var gidi ama birbiri ile çelişen durumlar söz konusu olduğu için zamansız diyeceğim. 

İncecik kitapta belli başlı bir kaç karekter var.

Hiç kimseyle iletişim kurmayan, kırmızı kayığında bolca vakit geçiren Zaman Dayı

Fakirlerde görülmeyecek bir rahatsızlık olan alerjiye  sahip küçük kız Hüsran 

Mahallenin delisi Halat Niyazi

Küçükken babası tarafından terk edilmiş Botan

Mezarcı Kambur. 

Hikayedeki karakterlerin bir noktada birleşmesini bekliyordum ama bu noktanın bu kadar silik olmasını beklemiyordum.

Kitabı beğendim mi? Henüz karar veremedim. Dilinin akıcı olduğu ve farklı bir tarzı olduğu tartışılmaz.
Yakın bir dönemde yazarın yeni bir kitabını okur muyum? Şuan için okuyacağımı sanmıyorum.

Kitaptan kısa alıntılar

Sıradan insanların yaşamları bile şaşırtıcı öykülerle doludur.

Sırlarla yaşamak büyük bir hünerdir.

Küçükken anneannem bana, sonsuz zamana algısından bahseden bir masal anlatmıştı: Çocuklar zamanı algılayamadıkları yaşlarda, tüm evrene hakim olan o tanrısal sonsuzluğu hissedebilirlermiş. bu onları huzurlu ve korkusuz yaparmış. Zamanı algılayamadıkları için zamanın geçişini de farketmez ve kendilerini ölümsüz bilirlermiş. "Sen" demişti. "Şimdi o sınırsız zaman algısının büyüsündesin; zamanın geçip gittiğini farkettiğin an büyüyeceksin.


Delilere sır konusunda güvenilmeyeceğini sananlar çok yanılırlar. Bir deli değer görürse tüm sırları saklayabilir, çünkü deli, kara kutunun içini, onu hiç açmadan da görebilir.

Işık vurduğu yeri aydınlatır ama her zaman görmeyi kolaylaştırmaz; bazen gözleri kamaştırır; akla olmadık hayaller sızdırır.

Yaşamanın ilk şartı bir gün mutlaka ölmektir.

Vicdan, Tam kalbimizin altında duran bir organ...
Vicdan, bir bebeği ilk ağlatan,
Bir ölüyü son terkeden...
Vicdan...

hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanılabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur.


Yusufcuk - Samiha Ayverdi

Okuma şenliği kapsamında aynı yazardan 1200 sayfa okumak diye bir katagori olmasa bu kitapları ne zaman okurdum bilmiyorum. Kitapları alıp alıp stok yapmışım, okumuyorum da amaç ne. Allahdan bir etkinliğe katıldım da okunmaya bekleyen kitaplar okundu. 



Son Ayverdi kitabı dili ağır olsada güzeldi. Iki kitapta biraz sıkıldım genel olarak Ayverdi kitapları güzeldi. 

Bir sonraki kitap postuna kadar esenkalın efendim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizden alalım bir fikir....