Yazmak için ne çok konu birikti.
Kısa da olsa tatile gittim, kitaplar okudum.
Çiçekler büyütmeye çalıştım bir kısmını tutturabildim, bir kısmını beceremedim.
Yeni kararlar aldım, Yeni huylar geliştirdim.
Konuşacak arkadaş kalmadı madem bloga yazayım dedim. Eski keyfi alamadığımı fark ettim.
Beni bu kadar yazmaya yönlendiren neydi dedim. Okul bitmişti arkadaşım yoktu falan.
Şuan bakıyorum da arkadaşım varmış . Yani şuan ki duruma göre az ve öz kaliteli bir çevrem varmış. Şuan ki çevremle sadece dedikodu yapmak için bir araya geliyormuşum.
Daha önce yaptığım bir şey yapıp blog da bu ay postu hazırlayacağım.
...
Bloğu boşlamaya başlamam 2018 de başlamış. Hep iş yerinde mutlu olmama da kaynaklanıyor diye bahane bulacağım da değil. İş değiştirmedim. Daha zinde ve pozitifim. Çünkü sağlıklıyım. Sağlıklı olmanın verdiği haz başka bir şeyde yok.
Ciddi bir sıkıntım yok çok şükür, kan değerlerim çok düşük. Alerjide var çok çabuk hasta oluyorum ve iyileşme süreci ağır ilerliyor. Hal öyle olunca yaşam enerjisi kalmıyor. Tabi bunda İstanbul'un kalabalık olması da bir etken. Son kırıntı halindeki enerjim kalabalıkta emiliyor resmen :)
...
2017 eylülünde pek de beğenmediğim bir kitabı paylaşmışım.
Nereden başlasam demişim, özet yapmışım. Aklımdan geçenlerde değişen bir şey yok.
Almış olduğum mesleki sertifikaları hiç kullanmadım. Öz geçmişimi dolu göstermek dışında bir işe yaramadılar. Bu senede bir yenisini ekledim. Yine kullanmayacağım amaç öz geçmiş dolu olsun.
''Sadece insan olduğum için değerli hissetmek istiyorum'' demişim.
Ne güzel demişim de olmuyor. Mütevazi olmaya çalışıyorsun, hiç bir şey bilmeyen insan muamelesi görüyorsun.
...
2016 İstanbul da gezmek isteyip de tadilatta olduğu için gezemediğim yerleri yazmışım. O zaman bu yıl bitmeden bu hedefimi gerçekleştireyim. İlave edip yeni açılan Tekfur sarayın da ekleyeyim.
Pinterest acılıyor demişim. Ne çok sevinmişim. Küçük şeylerle mutlu olmak önemli tabi.
Köyden dönmüşüm tatilden dönmek zor demişim. Cidden zor, son tatilden gece yarısı döndük direk çamaşırları ayırdık renkli beyaz diye bir postayı geceden bir postayı sabahtan yıkadık da o ütüler hiç bitmedi :(
Köyden dönmüş de bolca köy yazmışım, güzel güzel. Bu sene gidemedim. Resmen içimde kaldı.
Köy paylaşımlarına muhakkak bakın
Ben bunları paylaşırken instagram bu kadar meşhur muydu bilinmez. Bildiğim bir şey var ki korka korka paylaşım yaptığım. Mazallah çocukken dalına salıncak yaptığım elma ağacına kırk tane salıncak kurar da ağacı kuruturlar.
2016 da defterdarlığa dilekçe vermişim, hala sonuçlanmadı :( Üzerine konuşacak o kadar çok şey var ki.
...
2015 eylülün de de köyden dönmüşüm. Santa harabelerini paylaşmışım. Ne güzel gündü. Daha sonraları da gitmiş olmama rağmen aklımda hep bu gezi var. Muhtemele popüler oldukta sonra hevesim kaçmıştır. Tabi bunda yapının üzerine yazı yazan geri zekalıların etkisi de göz ardı edilemez.
Köyde de güzel gezmişim, bir göz atın derim.
...
2014 eylülde neler neler yapmışım öyle .
Baktım da okumadığım kitaplarım var daha :(
Silahlara Veda,
Avrasyalı olmak ( yarım kaldı ),
Allah'ın Askerleri
Okunmayı bekliyor.
Eğil Dağları ( dili inanılmaz ağır geldi okuyamadım ) ve Gökyüzü Mavi kaldı ( ilgimi çeken kısımları okudum ) 'yı kuzenime verdim.
Yaz okuma şenliği sona ermiş. Allah'ım nasıl zevkle okur bir de foto çekerdim .
Hint sineması izlemişim. Hint filmi candır der ve iki filmi de izlemenizi tavsiye ederim.
Barfi, Main Hoon Na ( filmin son sahnesini düşündükçe ağlayasım geliyor )
Yeğenimle vakit geçirmiş, kırtasiye alışvelişi yapmışım sahaftan kitap almış ama okumamışım. Hoş defterleri de yeni yeni kullanmaya başladım :)
Kaktüslerimi paylaşmışım. O zamanlar minik olanların bir kısmı kocaman oldu bir kısmı kurudu gitti. İlgim değişmedi. Yine kaktüslerimle ilgileniyorum. Büyüyenleri yüzüne bakmıyorum o ayrı dava. Çünkü büyütme aşaması ilgimi çekiyor.
2013 Eylül ayı en verimli yıllarımı en güzel aylarım. Blog yazıyorum heyecanı ile her şeyi paylaşıyorum .
Güzelde kitaplar okumuşum. Nar ağacı'nın yerini tutacak bir kitap düşünemiyorum ya da İtalo Calvino yerini tutacak bir tür.
...
2012 eylül ayında ne çok yazmışım, bakarken yoruldum resmen.
Sahaflara gitmişim. Aldıklarımı okumuşum ( yazarken kendim bile şaşırdım. )
Göktürk'ün 7. yaş gününü kutlamışız. Ne çirkin fotolar çekmişim. Yinede çocuğun büyüdüğü gerçeği değişmiyor. 14 yaşına girecek! Allahım yaşlanıyorum.
tamam konu bu değildi. Göktürk kocaman oldu, abi de oldu. İkinci yeğenle birlikte fıtrat denen kavramı gördük. Aynı aile ama farklı çocuklar. Göktürk ne kadar sakinde Öykü o kadar gürültülü.
Bahsettiğin Duru da büyüdü. İnanılmaz sakin bir ergen. Her şey çok mu çabuk değişiyor?
Halamın taşınmasından kuzenlerin kitaplarından bahsetmişim. Hepsi evlendi kendi düzenlerini kurdular. İş telaşesinden onların taşınma yerleşme düğün dernek muhabbetlerine dahil olmadık :(
Hediyeleşmişim birileri il. Bloga girme sebebim de oydu zaten. Arkadaşa hediye kutusu yapacaktım. Neler yaparmışım eskiden diye bakayım dedim. Saatlerce oturdum yazı yazdım en iyisi ben bu yazıyı burada bırakıp başka şeylerle meşgul olayım.
Bardağı kırmadım çok şükür kullanıyorum.
Etamin panoyu uzun süre kullandım. Şuan kaldırdık yerinde şapka asılıyor :) Seyyah gülü eline sağlık.
2012 de çok şey yapmışım, daha doğrusu her şeyi paylaşmışım. Yaz yaz bitmez. En iyisi ben burada bitireyim. Sizlerde böyle yapın zevkli oluyor.
Eski yaptıklarımı görüp yeni hedefler oluşturmama yardımcı oluyor. Tavsiye edilir.
yazınız kadar görselleriniz de harika, vaktinizi güzel geçirmişsiniz. Bol okumalı günler
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil