Nisan ayı denince akla ilk gelen, sevgili Peygamberimizin doğumu ve İstanbul da lale zamanı. Kutlu doğumu bir aya yayıp insanlara ulaşma noktasında eksik kalsak da, park bahçe gezip laleleri resmetmekten hiç bir zaman geri kalmayız (tamamen kendi adıma söylüyorum).
Ebced hesabında bir durum var lale ile Lafzatullahın değeri 66'ya tekabül etmesi sebebi ile laleyi Cenab-ı Hakk'ın simgesi olarak sayanlar vardır.
Bu yüzden kültürümüzde laleye ayrı bir değer verilmiştir.
Bir devre adını veren bu tefekkür simgesi çiçek, o dönemde 1108 çeşit renkte üretilmiştir.
Anavatanı Kazakistan olan lale, Türkiye'nin Çoğu yerinde doğal olarak yetişmektedir.
Doğal ortamında büyüyenine rastlamasak da; nisan ayı olunca İstanbul sokaklarında bol bol görüyoruz.
16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda Kralı'na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalıları ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalıları hayranlık içinde bırakmıştır.
Ateş kırmızısı laleler güzel gözükse de benim favorim değil.
fotoğraflar İstanbul'un bir kaç köşesinden
Burası Emirgan
2 saatlik yolculuğun ardından Emirgana vardık. İnsanlar fotoğraf çekilmeye gelmiş gibi ellerinde makineler bir sağa bir sola dönüyorlar (bende onlardan birisiydim).
Her renk lalelerden bir gök kuşağı vardı.
Aralara papatya karışmış da biraz doğal olmuş.
Kırmızı yapraklara bayıldı.
Mavi olanlar Arap Sümbülü; Muscari olarak da biliniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sizden alalım bir fikir....