18 Mayıs 2012 Cuma

Mektup



Çocukluğumdan beri mektuplaşmayı severim. Ablamın lisans eğitimine kadar hep ayrı yaşadık. Birbirimizi yazdan yaza görüyor, okul döneminde mektuplaşıyorduk. Olur da posta paramız olmaz diye, ablam mektubu ile birlikte bize posta parası gönderirdi. ilk okul yıllarında nasıldı hatırlamıyorum ama, ergenlik döneminde ablam ikimize de ayrı ayrı yazardı bana yazıp da küçük ablama yazmazsa olmazdı (üç kız kardeşiz). şimdi o mektuplara bakınca ne kadar masummuşuz onu görüyorum.
Yılbaşında sınıf arkadaşım, bir ay öncede ev arkadaşım mektup yazdı. Mektup yazma özürlüsü olduğum için  oturdum net başına, millet nasıl yazıyor diye. Ev arkadaşım Meryem edebiyatcı olunca biraz edebi olsun istedim. Nette de kafama göre bir şey bulamadım. Meryem'e yazdım bu sefer Esengül'e yazamıyorum.
Nette istediğim gibi mektup örneği bulamasam da ilginç bir yazı gördüm, paylaşmak istedim. Komik desem evet komik. Komik olduğu kadar da düşündürücü, karar sizin. 

Yıl 1965 : "Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hüküm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."

Yıl 1975: "Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."

Yıl 1985: "Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."

Yıl 1995: "Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi yâni.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim.."

Yıl 2006 : "Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'"

Yıl 2026: "Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Hay beybi..'


2 yorum:

  1. :)) çok keyifli bir yazıydı :) aynı zamanda nereden nereye geldiğimizinde bir kanıtı. Eski hitap şekillerine bakınca ne kadar edepli, ne kadar güzel dedim.

    Mektuplaşmak malesef kalmadı artık. Son yazdığımda ne yazacağım diye bende uzun zaman düşünmüştüm :) sonra içimden geldiği gibi yazdım..

    YanıtlaSil
  2. Aslıcım, güzel yorumun için teşekkür ederim. iki mektubu da postaya verdim, mektup bekleyen birisi kadar heyecanlıyım.

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....