28 Ağustos 2019 Çarşamba

Ali Ayçil - Kovulmuşların Evi

Yazarı yeni  keşfedince arayı açmadan ikinci kitaba başladım. İlk kitap hikayeydi, ikinci kitap deneme. Deneme ama ne deneme.  Anne baba ilişkileri, ölüm ve bir yere ait hissetme.
Her bir denemede  kendimden bir şeyler hissettim. 
az okudum çok düşündüm.


Genel olarak kitabı güzel bulsam da ard arda bir kaç yazısı okunmaz. 


Ali Ural ve Ali Ayçil'i baş ucuma ara ara okunana yazarlar olarak bıraktım :)

Alıntı ;

Bazen gidecek hiçbir yerim olmuyor benim, Bir korkuluk gibi dikilip duruyorum insanların ortasında. Bu bayatlamış gezegende, bu ıssız hükümdarlıkta ne kadar yer adı ve ne kadar sıfat varsa, antik bir uygarlıktan kalma ölü sözcüklere dönüşüyor.

...

Sükûnetini koruyabildiğimiz tek yer mezarlıklar. Artık dinlenmek için oraya gidebiliriz!

...

İşler her zaman olduğu gibi kötüye gidiyordu. Ve işi kötüye giden herkes gibi biz de,bir işimiz varmış,bir iş yapıyormuşuz edasıyla sürekli meşgaleler uydurup duruyorduk kendimize. Ama ne yaparsak yapalim,kötüye giden işler için ürettiğimiz bahaneler yine de koca bir günün içini doldurmaya yetmiyordu. Hep bir görüşmemiz varmis gibi yapıyorduk, hep gelme ihtimali olmayan bir çeki bekliyorduk....

...

Bilmiyor muyum sanki, insan, ilk insandan beri yalnızca bir tekrardan ibarettir.


8 yorum:

  1. Ali Ayçil'in sizin de daha önce okumuş olduğunuz Sur Kenti Hikayeleri kitabı çok özeldir benim için. Kovulmuşların Evi de beğenerek okuduğum bir kitapdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende beğenerek, her satırını çizerek okudum.

      Sil
  2. oldukça ilginç konuları ele almış merak ettim ben de, paylaştığınız için teşekkür ederiz..:)

    YanıtlaSil
  3. Listeme aldım. Genel olarak tüm yazarlarda aynı şey oluyor ama. Arka arkaya kitaplarını okuyunca yazardan soğuyabiliyorsun.

    YanıtlaSil
  4. hımm demek arada açıp bir iki yazısının okunacağı kitaplardan. yazarı da bilmiyorum. sen sölemiştiydin ivit. okurum işallah aklımda not aldım :)

    YanıtlaSil

Sizden alalım bir fikir....